01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 7<br />

te bunun ancak bir bölümünü oluşturabilmiştir. Yani çeşitli coğrafi<br />

bölgelere yayılmış olan büyük milli kültürün bir parçası. Tarihimize<br />

şöyle bir baktığımızda, devlet kuruculuğundan teşkilâtçılığa, adalet<br />

tesis etmeden sanata kadar pekçok konuda Türkler öncülük etmişler<br />

<strong>ve</strong> mevcut kültürü çok geniş coğrafi alanlara yayabilmişlerdir.<br />

Ancak buna rağmen bir kültür politikası izleyememişlerdir. Osmanlı<br />

Devleti’nde bir kültür politikasının varlığından söz edilememesinin<br />

ana sebebi ise kozmopolit bir yapıda çok değişik etnik grupları bünyesinde<br />

barındırması <strong>ve</strong> bunlar arasında <strong>kültürel</strong> bir bütünlük oluşturulamamasıdır.<br />

Ayrıca Türk kimliğinin arka plana itilmesi, ulus<br />

bilincinin zayıf olması gibi hususları da yine bu sebeplere eklemek<br />

mümkündür. Ancak bütün bunlara rağmen Osmanlı Devleti’nde kültür<br />

<strong>ve</strong> kültür değişmesi gibi mevzular gündeme gelmiş, tartışılan konulara<br />

çözüm önerilerinin getirilmeye başlanması da II. Meşrutiyet<br />

dönemi ile birlikte olmuştur. Şöyle ki; Tanzimata kadar olan sürede<br />

Osmanlı Devleti’nde artan isyanlar, bunun getirdiği toprak kayıpları<br />

<strong>ve</strong> özellikle de ekonomik sorunlar, devleti Tanzimat Fermanı’nı ilân<br />

etmeye zorlamıştır. Fermanı, sonraki yıllarda pek çok ıslahat takip<br />

etmiştir. Ancak yapılan ıslahatların <strong>kültürel</strong> alandaki yenilikten ziyade<br />

askeri içerikli oluşu <strong>ve</strong> bunların taklitten öteye gidememesi ile yapılanların<br />

etkisiz <strong>ve</strong> parça parça kalışı toplumda beklenen değişimin<br />

gerçekleşmesini engellemiştir. Bu bağlamda devleti modernleştirme,<br />

Batıya yaklaştırma <strong>ve</strong> bu sayede eski gücün tekrar toplanarak Batıya<br />

karşı ayakta kalabilme projesinde beklenen gerçekleşmemiş, sözü<br />

edilen Batıya ulaşma çabası ülkedeki aydınların Batılılaşma akımına<br />

doğru yönelmeleri ile sınırlı kalmıştır. Bundan sonraki dönemde de<br />

herkes Batıya ulaşmanın formülünü aramaya başlamıştır.<br />

II. Meşrutiyet ise yaşanan bu gelişmeler içerisinde tam bir dönüm<br />

noktasıdır. Sultan Abdülhamid’e karşı yükselen muhalefet, ülkenin<br />

içinde bulunduğu siyasi <strong>ve</strong> iktisadi sıkıntılar <strong>ve</strong> özellikle de<br />

Balkan Savaşı’nın kaybedilmesi ülkede ciddi bir kriz ortamının doğmasına<br />

neden olmuştur. Yaşanan bu bunalım, beraberinde Batının <strong>ve</strong><br />

en önemlisi de Batı medeniyetinin tekrar tartışılmasına yol açmıştır.<br />

İşte bu noktada kültür sorunu <strong>ve</strong> milli kültür meselesini ilk ele alanlar<br />

Jön Türklerdir. Örneğin, Şura-yı Ümmet dergisi bu konuya önem<br />

<strong>ve</strong>ren yayın organlarının başında gelmiştir. Yine Ahmet Rıza’nın

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!