01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 5<br />

ya başlamıştır ki o da medeniyettir. XVIII-XX. yüzyıllar arasında<br />

kültür <strong>ve</strong> medeniyet kavramları sürekli karşı karşıya getirilmiştir.<br />

Gerçekten de sözünü ettiğimiz bu kavramlar arasında bazı farklar<br />

vardır. Genellikle insanın yarar sağlama maksadıyla belli bir hedefe<br />

erişmek üzere kullandığı her nevi vasıta medeniyetin unsurlarını<br />

teşkil ederken, kültür unsurlarının gayesi ise bizzat kendileridir. Yani<br />

kültür milli, medeniyet ise evrenselin sembolüdür. Türkiye’de kültür<br />

<strong>ve</strong> medeniyet kavramlarını ayıran <strong>ve</strong> hatta kültüre ulusal bir içerik<br />

kazandırmaya çalışan kişilerin başında ise tartışmasız Ziya Gökalp<br />

gelmiştir. Kültür yerine hars sözcüğünü kullanan Gökalp, medeniyetin<br />

ulusların ortak malı olduğunu, medeniyetin bir milletten başka bir<br />

millete geçebileceğini fakat harsın geçemeyeceğini, bir milletin uygarlığını<br />

değiştirebileceğini, ancak harsını değiştiremeyeceğini savunarak<br />

medeniyeti iktisadi-dini-hukuki-ahlâki vs. fikirlerin, harsı ise<br />

dini-ahlâki-bedii (güzel) duyguların toplamı olarak tanımlamıştır 4 .<br />

Gökalp’in bu yaklaşımı, kültür ile medeniyet ayrımının sonraki<br />

dönemlerde de yapılmasına <strong>ve</strong> konunun sürekli tartışılmasına neden<br />

olmuştur. Örneğin kültür ile medeniyeti ayıran <strong>ve</strong> ilmi açıdan aralarında<br />

büyük farklar olduğunu söyleyen İbrahim Kafesoğlu da “belirli<br />

bir topluluğa ait içtimai <strong>ve</strong> teknik müesseseler”in kültürü, “milletlerarası<br />

içtimai <strong>ve</strong> teknik müesseseler”in de medeniyeti meydana<br />

getirdiğini, kültürün karakter bakımından hususi, medeniyetin ise<br />

umumi olduğunu söyleyerek, her topluluğun kendisine özgü bir kültürü<br />

olduğundan <strong>ve</strong> bu kültürlerin birleşmesinden de medeniyetlerin<br />

doğduğundan bahsetmiştir. Bu konuya Gökalp ile aynı paralellikte<br />

yaklaşan Kafesoğlu, ayrıca her topluluğun kendisine göre bir <strong>kültürel</strong><br />

birikime sahip olduğu fikrinden yola çıkarak, Türk milletinin de<br />

dili, töresi, dini, hukuku, düşüncesi itibarıyla asırlardan beri milli bir<br />

kültüre sahip bulunduğunu söylemiştir 5 .<br />

II. Meşrutiyet döneminden itibaren özellikle Ziya Gökalp ile şekillenmeye<br />

başladığını gördüğümüz kültür <strong>ve</strong> medeniyet kavramları<br />

üzerindeki bu tartışmalar, konuyu doğrudan neyin kültür neyin medeniyet<br />

konusu olduğu mevzuuna getirmiş, fakat ortaya atılan fikirlerde<br />

hiçbir zaman ortak bir noktaya varılamamıştır. Kendisini bu<br />

4 Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, İnkılâp Kitabevi, İstanbul 1994, s. 25.<br />

5 İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, Boğaziçi Yay., İstanbul 1989, s. 16.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!