01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 125<br />

olmasına imkân tanımıştır. Hükümete geniş yetkiler <strong>ve</strong>ren kanun gereğince<br />

CHP’ye muhalif olan altı gazete hemen kapatılmıştır. Bunlar<br />

Tevhid-i Efkâr, Tanin, Vatan, Aydınlık, Son Telgraf, İstiklâl ile Orak-<br />

Çekiç dergisidir. Adı geçen kanun, Hükümetin basın üzerinde etkin<br />

olmasına hatta onu cezalandırmasına imkân <strong>ve</strong>rmiştir. Neticede 15<br />

Nisan 1925 günü Tanin gazetesi süresiz olarak kapatılmış, Resimli<br />

Ay ile Vatan da aynı akibete uğramaktan kurtulamamıştır. Bununla<br />

da kalınmamış, çok sayıda gazeteci ayaklanmayı kışkırttıkları gerekçesiyle<br />

Ankara <strong>ve</strong> Elazığ’da kurulan İstiklâl Mahkemelerinde<br />

yargılanmışlardır 241 . Bu gelişme başta Hüseyin Cahit, Cevat Şakir,<br />

Zekeriya Sertel gibi kişilerin bir kısmının sürgüne gönderilmesi, bir<br />

kısmının 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması <strong>ve</strong> bir kısmının<br />

da beraat etmesiyle sonuçlanmıştır 242 . Takrir-i Sükun Kanunu, sadece<br />

siyasi alandaki muhalifleri değil, âdeta resmi ideolojinin dışına çıkan<br />

basındaki muhaliflerin de bertaraf edilmesinde üstün rol oynamıştır.<br />

Bütün bunlar olup biterken, Hükümetin uygulamalarının yanı<br />

sıra <strong>Atatürk</strong> de Takrir-i Sükun Kanunu’ndan sonra basın <strong>ve</strong> basın<br />

özgürlüğü konusuna büyük hassasiyet göstermiş <strong>ve</strong> yaptığı konuşmalarda<br />

bu konu üzerinde bilhassa durmuştur. 1 Kasım 1926 günü<br />

Meclisin İkinci Dönem Dördüncü Toplantı yılını açış konuşmasında<br />

<strong>Atatürk</strong> bu konuya değinerek “Bu kanunun ; ıslahat-ı umumiyenin<br />

iyi anlaşılmasına, hüsnü tatbikına alelumum sükun <strong>ve</strong> istikrarın husulüne<br />

<strong>ve</strong> devlet nüfuz <strong>ve</strong> haysiyetinin takrir <strong>ve</strong> teyidine ne derece<br />

nafi olduğu meydandadır. Takrir-i Sükun Kanunu’nun alelumum<br />

fena hareketlere <strong>ve</strong> suistimallere karşı hürriyet-i efkâr <strong>ve</strong> matbuatı<br />

asla takyidetmediği müsellemdir” 243 şeklinde bir açıklama yapmıştır.<br />

Bundan birkaç sene sonra ise yine bir meclis konuşmasında bu<br />

kez de basın özgürlüğünün dikkatli kullanılması gerektiğine dikkat<br />

çekmiş <strong>ve</strong> aynen şöyle demiştir: “Memlekette kalem hürriyetinin de;<br />

demokrat bir idareye lâyık vakarla kullanılmakta daha dikkatli bu-<br />

241 Şeyh Sait İsyanı sonrası kurulan İstiklâl Mahkemelerinde bakılan basın davaları<br />

hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Nurettin Güz, Türkiye’de Basın-İktidar<br />

İlişkisi (1920-1927), Gazi Üni<strong>ve</strong>rsitesi Basın-Yayın Yüksekokulu Matbaası,<br />

Ankara 1991, s. 177-184, 189-202.<br />

242 Koloğlu, Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Basın, s. 64.<br />

243 1 Kasım 1926, İkinci Dönem Dördüncü Toplantı Yılını Açış Konuşması, ASD,<br />

C. I, s. 363-364.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!