01.05.2013 Views

3.Ulusal Hidrolojide İzotop Teknikleri Sempozyumu - DSİ Genel ...

3.Ulusal Hidrolojide İzotop Teknikleri Sempozyumu - DSİ Genel ...

3.Ulusal Hidrolojide İzotop Teknikleri Sempozyumu - DSİ Genel ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

2- Deniz suyunun derin salamura çözeltisinden ayırt edilmesi;<br />

Salamura çözeltilerinde, genellikle 18 O izotopu, su-kayaç etkileşimi nedeniyle, 2 H izotopuna<br />

göre daha fazla zenginleşmiş durumda görülmektedir.<br />

3- Buharlaşma sonucu tuzluluğu artan kıta içi suların, deniz suyu kökenli sulardan ayırt<br />

edilmesi;<br />

Buharlaşma etkisi altında kalan tatlı sular, genellikle 18 O ve 2 H izotopları açısından<br />

zenginleşirken, buharlaşma sırasında oluşan kinetik (dengede olmayan) ayrımlanma<br />

(fraksinasyon) olayı nedeniyle, deniz suyuna göre 18 O açısından daha zengin bir duruma<br />

gelirler.<br />

4- Güncel deniz suyunun, jeolojik dönemlerden kalma deniz suyundan ayırt edilmesi;<br />

Kolay çözümü olmayan bu sorunda, duraylı izotopların yanı sıra radyoaktif izotopların<br />

kullanımı büyük bir yarar sağlar. Bununla birlikte, güncel ve geçmiş iklim koşullarının farklı<br />

olması beklentisine bağlı olarak, güncel deniz suyu ile jeolojik dönemlerden kalma deniz<br />

suyunun duraylı izotop içerikleri arasında belirli bir farkın görülmesi beklenebilir.<br />

OKSİJEN-18 ( 18 O), DÖTERYUM ( 2 H) VE TRİTYUM (T)<br />

Yağıştan itibaren oluşan ve fiziksel, kimyasal ve biyolojik süreçlerden uzun süreli ve büyük<br />

oranda etkilenmemiş olan doğal sular “normal” sular olarak nitelendirilerek; derin dolaşım<br />

nedeniyle sıcaklık kazanmış, su-kayaç etkileşimi sonucunda fiziksel ve kimyasal özellikleri<br />

değişime uğramış jeotermal ve mineralli sular; jeolojik dönemler boyunca litolojik birimlerin<br />

boşluklarında hapsolmuş sular; denizlerde olduğu gibi buharlaşma etkisi altında kalan<br />

sulardan ayrılırlar. Fiziksel ve kimyasal özelliklerinin yanı sıra, tuzlu suların izotop içerikleri<br />

de normal sulardan farklı olup, farkın niteliği ve büyüklüğü tuzluluğun kökeni ile yakından<br />

ilişkilidir. Bu nedenle, bu tür farkların “parmak izi” olarak kullanılması olanaklı<br />

olabilmektedir. Su molekülünü oluşturan izotopların, hidrolojik problemlerin çözümünde<br />

kullanılmasına yönelik çalışmaların başladığı yıllarda, çevresel izotopların, yeraltısuyunda<br />

tuzluluk problemelerinde önemli bir araç olarak kullanılabileceği anlaşılmıştır. Bu kapsamda,<br />

öncelikle duraylı izotoplardan Oksijen-18 ( 18 O) ve döteryum ( 2 H) kullanılmıştır.<br />

Tuzlanma sorunuyla ilgili hidrojeolojik problemlerin önemli bir bölümünde, tuzlu suların<br />

izotop içeriklerinin, çevredeki normal sulardan önemli oranda farklı olduğu görülmektedir.<br />

Deniz suyu karışımı nedeniyle tuzlanmış suların duraylı izotop içerikleri, meteorik kökenli<br />

normal suların izotop içeriklerinden kolaylıkla ayrılabilecek şekilde farklıdır. Buharlaşma<br />

sonucunda zenginleşen göl sularının da benzer şekilde, yağış kökenli sulardan ve deniz<br />

suyundan ayrılması olanaklı olabilmektedir. Jeolojik dönemlerden kalma, salamura gibi aşırı<br />

tuzlu sularda, 18 O izotopu, su-kayaç etkileşiminden etkilenmekte, bu nedenle deniz suyundan<br />

daha farklı izotop özellikleri gösterebilmektedir.<br />

Trityum ( 3 H) ve Karbon-14 ( 14 C) gibi radyoaktif izotoplar ise suların güncelliğinin bir<br />

göstergesi olarak kullanılabildiğinden, tuzlu suların kökenleri yapılacak değerlendirmelerde<br />

önemli bilgiler sağlamaktadırlar. Jeolojik dönemlerden kalan tuzlu suların güncel deniz suları<br />

ile karışım sonucunda tuzlanmış sulardan ayırmanın ilk ve doğrudan yolu, radyoaktif<br />

izotopların analizidir. Jeolojik dönemlerden kalma sularda trityum içeriği bulunmazken,<br />

tarihleme 14 C izotopu ile olanaklı olabilmektedir.<br />

STRONSİYUM-87 ( 87 SR) İZOTOPU<br />

Stronsiyum aragonit, kalsit, florit, jips, anhidrit, barit gibi minerallerin kristal yapılarına<br />

girebilen bir elementtir. Stronsiyum elementinin dört duraylı izotopu bulunmaktadır. En<br />

yaygın olarak bulunan izotop<br />

287<br />

88 Sr, toplam element bolluğunun % 82.74’ünü; 87 Sr, %<br />

6.96’sını; 86 Sr, % 9.75’ini ve 84 Sr, % 0.55’ini oluşturmaktadır. 87 Sr/ 86 Sr oranı deniz sularında<br />

jeolojik devirler boyunca değişiklikler göstermiştir. Günümüzde, 87 Sr/ 86 Sr oranının jeolojik

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!