You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Yüzbinler, Bağımsızlığı Düşten Gerçeğe Çevirme<br />
KARARLILIĞIMIZDIR!<br />
Yüzbinlerce insan sel olmuş bir<br />
alana akmaktadır. Geçen yıldan bu<br />
yana adına “Bağımsızlık Meydanı”<br />
denilen Bakırköy’deki halk pazarına<br />
akan bu selin hem bir anlamı ve hem<br />
de bir amacı vardır…<br />
Bir anlamı vardır ve bundan herkes<br />
kendine düşen payı almıştır… Bir<br />
amacı vardır; buraya sel gibi akan<br />
insanların bir özlemi, bir düşü vardır…<br />
Bu özlemin bu düşün gerçeleştirilebilir<br />
olduğuna dair umutlarını<br />
büyütmek istemektedirler…<br />
Bu nedenledir ki, 15 Nisan Pazar<br />
günü Bakırköy Bağımsızlık Meydanı’nda<br />
Grup Yorum’un yaptığı konser<br />
salt bir konser olmasının ötesinde<br />
anlamlar taşımaktadır. Bağımsızlık<br />
özlemiyle yanıp tutuşan, sömürü ve<br />
faşizme karşı öfkesini haykırmak,<br />
düzenin değiştirilebileceğine olan<br />
umudunu büyütmek isteyen herkesin<br />
koştuğu bir yerdi Bağımsızlık Meydanı…<br />
Grup Yorum konserine gelenler<br />
salt müzik dinlemek ve eğlenmek<br />
amacıyla gelmezler. Oraya gelenler<br />
yaşanan coşkunun hem yaratıcısı ve<br />
hem de bir parçası olarak umutlarını<br />
büyütmeye gelirler. Umudu burada<br />
gördükleri için gelirler... Belki bir<br />
kısmı başka bir siyasi yapılanmanın<br />
insanı olmalarına, kimisi kürt milliyetçisi,<br />
kimisi refomist, oportünist<br />
grupların anlayışını savunmalarına<br />
rağmen insanlar akın akın Bağımsızlık<br />
Meydanına doluyorlar... Kimi siyasi<br />
anlayışlar girişte, hatta bazıları daha<br />
ileri gidip alanın içinde kendi bildirilerini<br />
dağıtma fırsatçılığına soyunsalar<br />
da bir gerçeği değiştiremezler;<br />
kitleler umudu gördükleri, umudu<br />
büyütebileceklerine inandıkları yere<br />
akmaktadırlar. Bunu tek başına bir<br />
bildiriyle hiç kimse değiştiremez.<br />
Çünkü bu tek başına bir veya birçok<br />
bildiriyle yaratılmamıştır ki, bir<br />
bildiriyle değişsin. Ve burası herhangi<br />
bir burjuva partisinin miting meydanı<br />
değildir. Burada gerçekler tüm çıplaklığıyla<br />
haykırılır ve gerçeğin sesi<br />
en gür çıkar. Burada devrim marşları,<br />
devrim türküleri söylenir ki en dolaysız,<br />
en çıplak ve <strong>hayat</strong>ın içinden<br />
yoğurularak yakılan cinsinden.<br />
Bu, bir tarihin, bir geleneğin ifadesi<br />
olabilir ancak. Bu geleneğin sahibi<br />
olamayanlar, bunu yaratamayanlar<br />
ancak fırsatları değerlendirme peşinde<br />
koşabilirler. Oysa devrim fırsatların<br />
ürünü değildir. Fırsatçılık<br />
BAKIRKÖY’DEN 1 MAYIS ALANI’NA<br />
kapitalizmin kültürüdür. Devrim,<br />
kanla, canla ilmek ilmek örülen ve<br />
eğilip bükülmeden varılan bir menzildir.<br />
Bu gerçeği unutanların, değil yüzbinleri<br />
bir alanda toplayabilmesi bunu<br />
hayal etmeleri bile mümkün değildir.<br />
Ve sol ne yazık ki bu gerçeğin çok çok<br />
uzağına düşmüş durumdadır. 1980<br />
faşist cuntasından bu yana ideolojik<br />
politik savruluşun yarattığı çürüme ve<br />
yanısıra alınan polisiye darbelerle denebilir<br />
ki sol iddiasını yitirmiştir. Bunu<br />
solun bütün pratiğinde görebilirsiniz.<br />
Devrim iddiası olan bir sol bu kadar<br />
sorumsuz olamaz. Devrim, lafta kalan,<br />
gerçekleştirilmesi bilinmez tarihlere<br />
bırakılan bir düş haline gelmiştir. Ve<br />
hemen tüm sol örgütler günü kurtarmanın<br />
ya da düzen ile uyum içinde<br />
varlığını sürdürmenin peşinde olmuştur.<br />
İcazet sınırlarının ötesine çıkmak ateşten<br />
gömlek haline gelmiştir.<br />
Devrim iddiasını yitiren bir solun<br />
bu kadar kitleyi hayal etmesi elbette<br />
bu haliyle mümkün değildir. İddiasıyla<br />
birlikte değerlerini de bir kenara bırakıp<br />
fırsatların peşinde koşan bir<br />
solun bu ülkede devrim yapacağına<br />
inanmayan kitlenin bu beklentisini<br />
karşılamak için gideceği yer işte bu<br />
Sayı: 313<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
22 Nisan<br />
2012<br />
9