30.04.2013 Views

Gerisi hayat - Yürüyüş

Gerisi hayat - Yürüyüş

Gerisi hayat - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sayı: 313<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

22 Nisan<br />

2012<br />

26<br />

girmekle de kalmıyor, o kadar büyük<br />

misyon biçmiş ki mahkemeye, belki<br />

beklentilerine cevap veremez diye<br />

mazeretini de peşinen eline veriyor:<br />

“Mevzuat yeter-<br />

siz”…<br />

Benzer oportünist bir<br />

yaklaşım da ESP’den gelmektedir.<br />

ESP Genel Merkezi adına açıklama<br />

yapan Mukaddes Erdoğdu Çelik şunları<br />

söylemektedir:<br />

"12 Eylül'de yitirdiklerimizin anılarıyla,<br />

en ağır koşullarda cuntaya<br />

karşı savaşımı sürdüren devrimcilerin<br />

devamcıları olarak, 4 Nisan'da Ankara<br />

Adliyesi'nin önünde olacağız.<br />

12 Eylül'e karşı mücadele bugün<br />

başlamadı, 12 Eylül'den beri sürüyor.<br />

İşkencelerden başı dik çıkan, hapishanelerde<br />

direniş gelenekleri yaratan,<br />

devrimci mücadeleyi ikircimsiz sürdüren<br />

binlerce, on binlerce devrimciden<br />

bize devrolan mücadeleyi bu<br />

yeni zeminde sürdüreceğiz."<br />

Devrimcilerin cuntadan, faşizmden<br />

hesap sormak için oligarşinin<br />

sunduğu bir zemine mi ihtiyaçları<br />

varmış… Ve kaldı ki bu zeminin<br />

nasıl bir zemin olduğu bilindiği halde…<br />

Buna ilişkin bu sözlerin öncesinde<br />

ve sonrasında bir dolu laf edilip<br />

de AKP’nin amaçları bir bir sıralandıktan<br />

sonra böyle bir zeminden koca<br />

koca laflarla söz etmek ne anlama<br />

gelmektedir acaba? Koca bir hiç!..<br />

AKP’nin kuyruğuna takılma ve onun<br />

tezgahladığı oyunların bir parçası<br />

olmaktan başka hiçbir anlamı yoktur.<br />

Benzer bir yaklaşımda BDP’lilerden<br />

gelmektedir. Kürt milliyetçileri de uzlaşma<br />

arayışlarının ve beklentilerinin<br />

boşa gitmemesi için göz göre göre<br />

AKP’nin sahnelediği oyunun bir parçası<br />

olmaktan geri kalmamaktadırlar.<br />

“Bir daha darbeler süreci yaşanmaması<br />

için bu yüzleşmenin<br />

gerçekleştirilmesi, anayasal alanda<br />

düzenlemelerin bir an önce yapılması,<br />

darbelerin çözümsüzlüğe mahkum<br />

ettiği Kürt sorununun adil,<br />

demokratik, barışçıl bir çözüme kavuşturulması,<br />

ülkedeki darbe kurumlaşmalarının<br />

ve yasal, anayasal<br />

düzenlemelerin tasfiye edilmesi, topyekün<br />

bir demokrasi seferberliğinin<br />

başlatılması Türkiye’nin en öncelikli<br />

gündemidir.” diyor BDP’li Sırrı Sakık.<br />

Sanki darbeler yaşanmayınca<br />

her şey güllük gülistanlık oluyor.<br />

Leyla Zana da;<br />

"Bütün kesimlerin geleceği karartıldı.<br />

Sadece siyasi partilerle değil<br />

doğanın renkleriyle mücadele ettiler.<br />

Bu dava göstermelik de olsa geç de<br />

olsa bu zihniyetin yenilgisidir"<br />

Diyerek aynı mantığı bir başka<br />

açıdan ortaya koymaktadır. Halen<br />

Kürt halkına karşı yürütülen ve cunta<br />

günlerini bile aratacak boyuttaki<br />

saldırganlığı hemen unutmaya ne<br />

kadar da hazırlar.<br />

Ve zaten AKP’de tüm bu anlayışların<br />

yarattığı zemin üzerine oturmakta<br />

ve keyifle oyununu sergilemektedir.<br />

Hatta daha da ötesi hepsiyle<br />

alay etmektedir. Tayyip Erdoğan;<br />

“12 Eylül halk oylaması onun<br />

öncesinde ittifak halinde bize muhalefet<br />

edenler, bize hakaret edenler,<br />

yalanla itham edenler bugün bütün<br />

söylediklerini yuttular. Şu anda mahcup<br />

bir eda ile mahkeme salonunda<br />

sıraya girdiler.<br />

Şu an da mahkeme salonu dolu<br />

ve bini aşkın kişi de mahkemenin<br />

önünde süreci izliyorlar. Bunlar bugün<br />

kendi tabanlarına karşı da mahcuplar.<br />

Bugün bir kez daha anlaşılmıştır<br />

ki Ak Parti’nin yolu milletin<br />

yoludur.” Diyerek mahkemenin amacını<br />

da buna ortak olanların nasıl bir<br />

oyunun parçası olduklarını da açık<br />

ve net olarak ortaya koymaktadır.<br />

AKP, solu bu oyuna ortak etmeden<br />

oyunu gerçek anlamda oynayamayacağını<br />

çok iyi biliyordu.<br />

Çünkü 12 Eylül esas olarak devrim-<br />

KIZILDERE'DEN BAKIRKÖY'E<br />

cilere, sola karşı yapılan bir saldırıydı.<br />

12 Eylül’den gerçek anlamda hesap<br />

soracak olanlar da devrimcilerdir.<br />

Şimdi 12 Eylül’den hesap soruluyor<br />

oyununu sergilerken soldan<br />

kimsenin bu davada olmaması demek<br />

oyunun boşa çıkması demektir. Ya<br />

da başka bir deyişle kimsenin bu<br />

oyuna gelmemesi demektir. AKP demokrasisinin<br />

12 Eylül faşizminden<br />

farklı olmadığı gerçeğinin gizlenememesi<br />

demektir. Daha üzerinden<br />

çok geçmeden ipliği pazara çıkan<br />

ACM’lerin de AKP yargısının da niteliğini<br />

aklayan böyle bir gösterinin<br />

daha baştan boşa çıkması demektir.<br />

Ama öyle olmadı… Oportünist,<br />

reformist sol statülerini bozmadan,<br />

icazet sınırlarının dışına çıkmadan devrimcilik<br />

oynama adına oyunun figüranları<br />

olmaktan geri durmadılar. Hatta<br />

öyle ki faşist Devlet Bahçeli bile oynananın<br />

bir oyun olduğunu onlardan<br />

daha açık olarak görüp ifade etti.<br />

12 Eylül’den Kim<br />

Nasıl Hesap Sorabilir?<br />

12 Eylül’den sadece ve sadece<br />

devrimciler hesap sorabilir. Onlar da<br />

bunu oligarşinin mahkemelerinde<br />

değil, halkın içinde halkla birlikte<br />

sorarlar. Ve zaten daha 12 Eylül günlerinde<br />

de bugün de bu hesap sorulmaktadır.<br />

Bu dava daha 12 Eylül gününün<br />

hemen ertesinde açılmış ve “Amerikancı<br />

Faşist Cunta 45 Milyon Halkı<br />

Yenemeyecek” denilerek suçlamaya<br />

ve yargılamaya başlanmış bir davadır.<br />

Ve o günden sonra da her zaman ve<br />

zemin bu hesabın sorulması için değerlendirilmiştir.<br />

Bu davanın kapsamlı<br />

bir dökümü de çıkarılıp tüm suçluları<br />

belgeleriyle birlikte tek tek ortaya<br />

konulmuştur. Ve o günden bu güne<br />

kimisiyle hesaplaşma yapılmış kimisi<br />

için dosya hala açık olarak beklemektedir.<br />

“İnsanlar her şeye katlanabilir,<br />

ama adaletsizliğe asla... Yıllardır<br />

işkenceler, baskılar ve hak gasplarıyla<br />

içine itildiği suskunluğuna bakarak,<br />

bunca adaletsizlik karşısında<br />

halkımızın sonsuza dek seyirci ka-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!