30.04.2013 Views

Gerisi hayat - Yürüyüş

Gerisi hayat - Yürüyüş

Gerisi hayat - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sayı: 313<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

22 Nisan<br />

2012<br />

10<br />

nedenle çok açık ve nettir.<br />

İşte bu nedenle o gün Bağımsızlık<br />

Meydanı’nda toplanan yüzbinler bir<br />

tesadüf değildir. Çünkü gelecek, devrim<br />

tesadüflerin ürünü olamaz. Herşey<br />

neden sonuç ilişkisi içinde ele alınarak<br />

açıklanabilir ve gerçeğe dönüşür.<br />

Çünkü herkes bilmektedir ki bu<br />

bir anda, bir günde yaratılan bir sonuç<br />

değildir.<br />

Bu nedenle burjuva basından Murat<br />

Yetkin CNN Türk kanalındaki<br />

açıklamasında şunları söylemektedir:<br />

“Çok büyük bir sayı. Çoğu siyasi<br />

parti bu kadar kitleyi toplayamaz.<br />

Soruşturmalara, kovuşturmalara uğrayan<br />

sürekli baskı yaşayan bir müzik<br />

grubu sessiz sedasız bu kadar insanı<br />

topluyor İstanbul”da... Bu üzerinde<br />

durulması gereken bir sosyal olaydır.<br />

Buna dikkatle bakılması gerekir. Çoğu<br />

siyasi parti kıskanmıştır.”<br />

Evet, sosyal bir olaydır. Ve ancak<br />

sosyal nedenlere bağlanarak açıklanabilir.<br />

Bu nedenleri görmek için Cephe’nin<br />

tarihine bakmak gerekir. Ya<br />

da ülkemizin sadece son 20 yılına<br />

bir bakmak gerekir.<br />

1980 faşist cunta yıllarından neredeyse<br />

tüm sol hareketler güç yitirerek,<br />

kimisi yok olarak çıkarken biz<br />

güçlenerek çıkmıştık. Nedenlerini o<br />

günlerde çokça anlattık ve tarih içinde<br />

herkes de bunu teslim etmek zorunda<br />

kaldı. İdeolojik sağlamlığımızı asla<br />

yitirmemek, iddiamızı hiçbir zaman<br />

kaybetmemek, asla boyun eğmemek<br />

en temel nedenler arasında sayılabilir.<br />

Teslimiyetin revaçta olduğu yıllarda<br />

buna karşı her zaman direnişi<br />

savunduk ve asla teslim olmadık.<br />

İdeolojik olarak, politik olarak ve<br />

pratikte, düşman kuşatmalarında asla<br />

teslim olmadık. Kızıldere’de Mahirlerden<br />

bu yana teslimiyetin asla kabul<br />

edilmediği bir siyasi hareketi yarattık.<br />

Genciyle yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle<br />

tüm bir halkın teslimiyeti reddedip<br />

direnişe geçtiği bir tarih yarattık.<br />

NATO’nun “Ya düşünce değişikliği<br />

ya ölüm” diye dayatmasına<br />

karşı “Ya zafer ya ölüm” sloganıyla<br />

cevap verdik. Ve direnişi tüm bir<br />

halka mal ederek kitleselleştirdik.<br />

Kitlesel kahramanlıklar yarattık.<br />

Tüm dünyanın NATO ile adeta<br />

elbirliği yapıp üzerimize gelerek düşüncelerimizi<br />

değiştirmeye çalıştığı<br />

yerde tam 7 (YEDİ) yıl direndik, öldük.<br />

Ama asla boyun eğmedik. Kimileri<br />

kendilerini koruyarak devrime<br />

ulaşacağını sanırken biz “BİR ÖLÜR<br />

BİN DOĞARIZ” şiarını ilke edindik.<br />

“Ölüm sevicilik” vb. diyerek üzerimize<br />

gelenlere bakmadan yürüdük<br />

doğru bildiğimiz yolda..<br />

İşte bu kararlılık ve inançtır bizi<br />

bu günlere getiren. Yüzbinlerle alanlara<br />

dolmamızı, taşmamızı sağlayan.<br />

Hiçbir şey yoktan ve kendiliğinden<br />

yaratılmıyor. Bağımsızlık Meydanı’na<br />

dolan o kitlenin sosyal nedenleri işte<br />

bu tarihtedir. Bu gelenekleri yaratan<br />

kararlılık ve inançtadır. Her gün yeni<br />

gelenekler yaratan, yeni değerler yaratan<br />

bir ideolojik politik kararlılığa<br />

sahip olmanın sonuçlarıdır tüm bunlar..<br />

Düzenin, solu da içine katarak<br />

tüm bir halkı yozlaştırmasına, değersizleştirmesine<br />

karşı her zaman<br />

en önde mücadele etmenin, yozlaşmaya<br />

ve çürümeye karşı devrimci<br />

değerleri korumanın ve büyütmenin<br />

sonuçlarıdır bunlar.<br />

42 yıldır bu ülkenin her karış toprağına<br />

tüm ulus ve milliyetlerden insanlarımızın<br />

dökülen kanlarının, ödedikleri<br />

bedellerin yarattığı sonuçlardır<br />

yüzbinler.<br />

Bu gerçeğin üzerinden atlayarak<br />

hiç kimse o gün orada neden ve nasıl<br />

toplanıldığını açıklayamaz.<br />

Ve biz halkız. Pazar tahtalarıyla<br />

güvenliğini alan, devrim yapmaya<br />

soyunan baldırı çıplaklarız. Anadolu<br />

topraklarında doğup büyümüş ve bu<br />

topraklarda nice zalimleri görmüş ve<br />

zulümleri yaşamışız. Ancak hiçbir<br />

zaman boyun eğmemiş, egemene her<br />

zaman başkaldırmışız.<br />

Babailer’den, Bedreddinler’den bu<br />

yana bu topraklarda yüzlerce isyan yaşanmıştır.<br />

Ve sömürücü egemenlere<br />

karşı halkın isyanı en doğal hakkı olmuştur.<br />

Bugün de bu isyanı büyütmekteyiz.<br />

Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin<br />

ülkemizi talan etmesine<br />

KIZILDERE'DEN BAKIRKÖY'E<br />

karşı bağımsızlık şiarıyla yola çıkıyoruz.<br />

Bağımsızlık bu ülkedeki tüm halkımızın<br />

özlemi ve dileğidir. Bağımsızlık Meydanı’nı<br />

dolup taşıran yüzbinler işte bu<br />

isteğini haykırmaya gelmişlerdir.<br />

Bağımsızlık Meydanı’nı dolduranlar<br />

bu dileğin gerçekleştirilebilir<br />

olduğuna olan inancı ve güveni büyütebilecekleri<br />

yere gelmişlerdir. Bir<br />

tarihin gösterdiği gerçeğin, Mahirler’den<br />

bu yana yakılan bir meşalenin<br />

yarattığı ışığı orada, o konser<br />

alanında görerek gelmişlerdir. Orada<br />

inancı ve güveni görerek gelmişlerdir.<br />

Bunun yanında, kolektif bir çalışmanın,<br />

gerçekleri halka taşımanın,<br />

anlatmanın sonuçlarıdır da<br />

aynı zamanda.<br />

Tarihimizi bilmek ve halka taşımak,<br />

anlatmak karşısında halkımızın<br />

verdiği cevaptır meydana akan yüzbinler.<br />

Emekle, cüretle yaratılan bir<br />

sonuçtur bu.<br />

42 yıllık tarihimizden ve şehitlerimizden<br />

aldığımız güçle ve cüretle<br />

ifade etmiştik 300 bin rakamını.. Bu<br />

rakamı söylerken bir hayali değil,<br />

gerçeğin ta kendisini söylüyorduk.<br />

Bu kitleyi toplamak bizim için hayal<br />

olamazdı... Çünkü biz bu ülkede devrimi<br />

yapacağız diyoruz.. Yani yüzbinleri<br />

değil, milyonları dolduracağız<br />

alanlara ve iktidarı alacağız . Bunu<br />

düşünen, bu hedefe yürüyenler için<br />

yüzbinler hayal değildir. Solun geneli<br />

için bu bir hayal olabilir, gerçekleştirilmesi<br />

mümkün görünmeyebilir ama<br />

bizim için öyle değildir. Çünkü bizim<br />

iddiamız var. Çünkü bizim devrim<br />

hedefimiz var. Çünkü bizim iktidar<br />

kararlılığımız var. Çünkü biz yüzbinleri<br />

değil, milyonları hedefliyoruz.<br />

Bu iddia ve kararlılığımızla Anadolu<br />

ihtilalinin öncüsü olduğumuzu<br />

söylüyoruz. Ve yaşananlar da bunu<br />

bir bir doğruluyor. Ve işte bu nedenle<br />

söylüyoruz Bağımsızlık Meydanı’nı<br />

dolduran yüzbinler bağımsızlığı ve<br />

devrimi gerçekleştirme kararlılığımızın<br />

ifadesidir. Ve artık milyonlar<br />

da bizim için hayal değildir. Hayalleri<br />

gerçeğe dönüştürmeye devam edeceğiz.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!