30.04.2013 Views

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Çeşitli Yönleriyle <strong>Kerbela</strong> • 537<br />

bilir. Bu tepkisel-kabileci ruh, her bir dinde ve toplumda farklı şekillerde<br />

tezahür edebilir. Ancak temelinde, toplumsal alanda yaşanan dikey değişime<br />

tepki göstermek vardır. Hızlı değişim, asabiyet ve katı dindarlık/taassup bir<br />

araya geldiğinde tehlikeli politik-dini bir doktrinin çıkması kaçınılmazdır.<br />

Tepkisel-kabilevi din söyleminin veya zihniyetinin nedeni hayata<br />

uyumsuzluk; katı, sert ve şiddet yanlısı dünya görüşü; sistematik düşünceden<br />

yoksunluk; katı ve mutaassıp bir dindarlık; dışlayıcılık ve tekfir etme; farklı<br />

görüşlere ve anlayışlara tahammülsüzlük; karizmatik toplum anlayışı; siyasî<br />

otoriteyi tanımama; sürekli bölünme; mutlak doğruluk iddiası gibi temel<br />

özellikleri bulunmaktadır. Bu açılardan bu din söylemi zihniyet olarak<br />

büyüsel zihniyet ve kapalı tutumla ilişkilendirilebilir.<br />

Akılcı-Hadari Din Söylemi:<br />

Akılcılılık, bilginin tek kaynağının akıl olduğunu savanunan katı bir<br />

pozitivizm ve rasyonalizm anlamında değildir. İslam düşüncesinde akılcılık,<br />

nasların anlaşılmasında aklı esas almak, bilginin kaynakları arasında akla<br />

duyular, haber ve sezgi karşısında öncelik tanımak ve aklın hüküm verme<br />

yetkisi olduğunu kabul etmek olarak tanımlanabilir. Böyle bir akılcılık,<br />

mutlak bir akılcılık değildir, nasların anlaşılmasında, naslardan veya<br />

naslardan bağımsız hüküm çıkarmada kullanılan bir akılcılıktır. İnsan, akıl<br />

sahibi, düşünen, anlayan, sorgulayan ve olaylar arasındaki sebep-sonuç<br />

ilişkilerini araştıran bir varlıktır. Bütün insanlar akıl yetisine ve düşünme<br />

gücüne sahip olmakla beraber, bunu tam olarak işletebilmeyi ve verimli bir<br />

şekilde kullanmayı başarabilenlerin sayısı sınırlıdır. Akılcı, özgürlükçü,<br />

eleştirel ve sorgulayıcı bu zihniyet, insanlık tarihinde özellikle, yerleşik<br />

hayata geçmiş hadari/medeni toplumlarda, site devletlerinde ve demokratik<br />

sivil toplumlarda daha güçlüdür. İstikrar içinde değişime açık bu zihniyet, bu<br />

gibi ortamlarda, bireylerde hakim zihniyet haline gelebilir ve başta dinle<br />

ilgili anlayışları olmak üzere hayatın bütün alanlarına yansıyabilir. Diğer<br />

taraftan, bu eğilim, köklü değişimlere sebep olan evrensel dinlerin<br />

rasyonalleşme ve diğer medeniyetlerle yüzleşmesi sürecinde meşruiyyet<br />

kazanabilir. Bu bakış açısına, akılcı-hadari ya da akılcı-çoğulcu din söylemi<br />

de denebilir. İslam düşüncesinde akılcı-hadari din söyleminin/zihniyetin,<br />

tezahürleri farklı olmakla beraber, tipik temsilcileri arasında Mürcie, Rey<br />

Taraftarları (Hanefiler), Mu'tezile, Maturidiler, Meşşai filozoflar ve<br />

Meşşailikten etkilendiği ölçüde Eş'arilik sayılabilir. Özellikle Mu'tezile,<br />

Maturidileler ve Mürcie gibi doktriner topluluklar ve meşşai filozoflar, dinî n<br />

rasyonelleşmesi sürecinde, ve ahlakî, siyasî, felsefi ve itikadi konularda

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!