30.04.2013 Views

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

472<br />

• M. Saffet Sarıkaya<br />

Nuri’den naklettiği “Hüseyin için ağlamak… onun hakkında uydurulan<br />

yalanlar içindir” sözü geleneğe bakışını göstermektedir. Tef’ide/kendini feda<br />

etme algısının Hıristiyanlıktan mülhem olarak, Hüseyin’in ümmetin<br />

günahları için kefaret olarak kendini feda ettiği, kabulüne dönüşmesini<br />

şiddetle reddederek konuyu Aşura törenleriyle ilgili uygulamalar bağlamında<br />

tartışır. Ancak Ortaçağ algısı, Şii imamet nazariyesi çerçevesinde<br />

“Ümmetimin imamları Benî İsrail’in peygamberlerinden üstündür”<br />

rivayetinden hareketle imamları geçmiş peygamberlerle kıyaslayan ve onlara<br />

benzer mucizeler nispet eden bir tavra sahiptir. Nitekim Hz. Hüseyin için<br />

söylenenlerin benzeri babası Hz. Ali içinde söz konusu edilmiştir. Hz.<br />

Ali’nin Yuşa b. Nun gibi güneşe emrederek batmasına izin vermediği; Hz.<br />

Musa’nın Yuşa’yı, Hz. İsa’nın Şem’un’u, Hz. Süleyman’ın Asıf’ı Hz.<br />

Muhammed’in ise Hz. Ali’yi aynı gün (18 Zilhicce) vasi tayin ettiği<br />

nakledilmiştir. Burada Mutahharî’nin konuyla ilgili tespitinin doğru<br />

olduğunu, ancak tartışma zemininin imamlara nispet edilen sıfatlarla<br />

doğrudan ilgili olduğunu belirtmek gerekir.<br />

<strong>Kerbela</strong> kurgusunu emr-i bi’l-maruf nehy-i ani’l-münker prensibine<br />

dayandıran Mutahharî, Hz. Hüseyin’in özel bir emir almaksızın bu genel ilke<br />

doğrultusunda sorumlu bir Müslüman bilinciyle/takvayla hareket ettiğini,<br />

zalim ve fasıklara baş kaldırdığını ifade eder. O, bu başkaldırının siyasi bir<br />

amaç taşımadığını tamamen dini endişelerden kaynaklandığını ileri sürerek<br />

Hüseyin’in etrafındakilere karşı tavrının bunun açık göstergeleri olduğunu<br />

belirtir. Mutahharî, Hüseyin’in <strong>Kerbela</strong>’da karşılaşacaklarıyla ilgili bilgi<br />

sahibi olduğunu kabul ederek konuyla ilgili geleneksel tavrı sürdürür.<br />

Doç.Dr. Halis Çetin’in bildirisinde modern Şii düşüncede ifade edilen<br />

inkılâpçı Hz. Hüseyin örneğininin benzeri olarak, Haşimoğulları-<br />

Ümeyyeoğulları mücadelesi bağlamında <strong>Kerbela</strong> olayı özelinde bir<br />

evrenselleştirme denemesine şahit oluyoruz. Olay, Hz. Muhammed’in<br />

getirdiği dinin adalete dayalı bir sosyal yapı önermesi ve onun Medine<br />

toplumunda bunun ilk örneklerini vermesi; Ebû Süfyanın şahsında temsil<br />

edilen Ümeyyeoğullarının da güce dayalı geleneksel sosyal yapıyı sürdürme<br />

çabalarının mücadelesi olarak ortaya konur. Bu mücadelede izlerini Veda<br />

Hutbesinde bulduğumuz, Hz. Muhammed’in meşruiyet, temsil ve bölüşüm<br />

siyasetinin insan temelli, hukuk, liyakat, adalet ve hakkaniyete dayalı medeni<br />

düzeni, Ümeyyeoğullarının güce dayalı, hiyerarşik temelli bedevi düzeniyle<br />

karşı karşıyadır. <strong>Kerbela</strong> bu mücadelenin kırılma noktasıdır. Çünkü Hz.<br />

Hüseyin Yezid’in güce dayalı itaat anlayışına karşı çıkarak biatı reddetmiş;<br />

Yezidin adaletli davranmayacağına ve adil bölüşümü gerçekleştiremeye-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!