30.04.2013 Views

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Çeşitli Yönleriyle <strong>Kerbela</strong> • 393<br />

Netice olarak Şehîd-i Câvîd, <strong>Kerbela</strong> olayını büyük bir insanlık trajedisi<br />

olarak gören duygusal yaklaşımı devam ettirmiş fakat Hz. Hüseyin'in<br />

kahramanlığını eşsiz, taklit edilemez, harkulade ve insan kapasitesinin<br />

üstünde gören anlayışa en azından soru ve ünlem işaretleriyle yaklaşarak<br />

yeni bir anlatım biçimi geliştirmiştir. Bu yeni anlatım, Hüseyin'in<br />

başarısızlığını başka bir zaman ve mekanda başarıya tebdil edebilecek yeni<br />

Hüseyinlerin ve yeni Hüseynî hareketlerin çıkmasını her zaman imkan<br />

dâhilinde görmektedir. Şehitlik ise sadece ulvi ve mübarek bir sonuç değil<br />

aynı zamanda gayrimeşru rejimlerin devrilmesi yolunda gerektiğinde<br />

başvurulacak övülmüş bir fedakârlıktır. Bu anlatım pratik bir model ortaya<br />

koyması itibarıyla <strong>Kerbela</strong>’yı üzüntü ve ağlamaya odaklayan klasik<br />

anlatımdan oldukça farklılaşır ve sırf bu nedenle inkılapçı bir anlatım<br />

sayılabilir. Şehîd-i Câvîd'in sonraki neşirlerinin Ayetullah Muntazerî gibi<br />

inkılapçı bir alimin mukaddimesi ile birlikte basılmış olması, İran’a İslamî<br />

bir yönetim getirmek isteyen radikal dinî hareketin kitaptaki ana fikre ve<br />

ortaya koyulan modele sahip çıktığına ayrıca delalet etmektedir.<br />

İran İslam devriminin lideri Ayetullah Humeynî, Şehîd-i Câvîd'in<br />

yayımlandığı ve bunu izleyen hadiselerin meydana geldiği yıllarda Irak'ta<br />

sürgünde bulunmaktaydı. Şehîd-i Câvîd'in siyasi felsefesi, “her gün Aşura;<br />

her yer <strong>Kerbela</strong>”yı devrimin sloganı haline getiren Humeynî'nin siyasi<br />

hattına aykırı düşmemektedir. Şehîd-i Câvîd'in ilk savunucuları olan<br />

Muntazerî ve Mişkinî, Humeynî'nin seçkin öğrencilerindendir. Ayetullah<br />

Muntazerî ayrıca devrimden sonra bir dönem Humeynî'nin siyasi ve dini<br />

makamının kanuni varisi olarak ilan edilmiştir. Fakat Muntazerî’nin 1989<br />

yılında söz konusu veraset makamından bizzat Humeynî tarafından<br />

uzaklaştırılışıyla birlikte, kitabından ötürü zaten bir kesim ulemayla sürtüşme<br />

yaşamakta olan Necefâbâdî’nin siyasi destekten de tamamen mahrum kaldığı<br />

anlaşılmaktadır. Kitapları sansüre uğramış, ders vermesi yasaklanmış ve ev<br />

hapsine alınmıştır. 33 Yaşadığı tüm bu olumsuzluklara rağmen Necefâbâdî,<br />

eserindeki tezine ömrünün sonuna kadar ısrarla sahip çıkar. 1993 yılında<br />

verdiği bir röportajda, Hüseyin’in istikbali bildiğine dair iddiayı aşırılık<br />

(ğulüv) olarak vasıflar. Bu türden iddiaların reddedilmesiyle ancak sürekli<br />

gündeminde tuttuğu Sünnî-Şiî birliğine ulaşılabileceğini vurgular. 34 Gelişmeler<br />

bu şekilde cereyan etse de Şehîd-i Câvîd çağdaş Şiî düşüncede mümtaz<br />

33 Bkz. Siegel, “The Politics”, s.151-2.<br />

34 Wilfried Buchta, “The Failed Pan-Islamic Program of the Islamic Republic: Views of the<br />

Liberal Reformers of the Religious Semi-Opposition”, [N.R. Keddie, R. Matthee (eds.), Iran<br />

and the Surroundings World, Seatle&London, 2002] içinde, s.287-8.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!