30.04.2013 Views

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Çeşitli Yönleriyle <strong>Kerbela</strong> • 291<br />

3. Muhtâr b. Ebî Ubeyd es-Sekafî<br />

Tevvâbûn hareketiyle aynı söylemle ortaya çıkmış olan Muhtâr b. Ebî<br />

Ubeyd es-Sekafî’nin durumu, Tevvâbûn’un hezimeti ile kuvvetlenmiştir.<br />

Muhtâr’ın siyasî-dinî kimliği konusunda geçmişte olduğu gibi bugün de<br />

kafa karışıklığı devam etmektedir. 96 Hüseyin’in katillerini takip ettirip ağır<br />

şekilde cezalandırması 97 bu konudaki samimiyetini ifade eder gibi olsa da<br />

Muhtâr’ın, “kan talebi”ndeki niyeti hep sorgulanmıştır. Kendi adlarına<br />

hareket ettiğini iddia ettiği aileden dahi bazıları onun samimiyetine<br />

inanmamıştır. 98 Nitekim sonraki dönemlerde inşâ edilen bir nakil Muhtâr’ın<br />

samimiyetsizliğini kendisine söyletmiştir. Buna göre Muhtâr, “…Ben<br />

Araplardan bir adamım. İbnu’z-Zübeyr’in Hicâz’da, Mervân’ın Şam’da,<br />

Necde’nin Yemâme’de hüküm sürdüğünü (gâlip geldiklerini) gördüm. Ben<br />

onların hiçbirinden daha aşağı biri değildim” 99 demekte, bir nevi Hüseyin’in<br />

kanını kullandığını itiraf etmektedir. Bu konudaki benzer bir diğer örneğimiz<br />

ise, Muhtâr’ın Kûfe’ye gelmek isteyen İbnu’l-Hanefiyye’yi öldürteceği<br />

şeklindeki rivâyettir. 100 Samimiyet sorgulamasının rivâyet tarzında ifadesi<br />

olarak değerlendirdiğimiz bu nakiller, muhtemelen Muhtâr’ın siyasî<br />

geçmişine bakılarak oluşturulmuştur. 101<br />

96<br />

O, Hüseyin’in intikamını alan övgüye layık biri mi yoksa peygamberlik iddiasında bulunan<br />

(İbn Kuteybe, el-Meârif, 401; Mesûdî, III, 84; Muhtâr’ın, “Meleklerin beyaz güvercinler<br />

şeklinde indiğini” söylemesi konusunda bkz., Şehristânî, el-Milel, I, 119), kendi çıkarları için<br />

Ehl-i Beyt’i kullanan menfaatçi (Fığlalı, İmâmiye, 141), yalancı (Hudârî, ed-Devletü’l-<br />

Abbâsiyye, 12), hilebaz (Şehristânî, I, 118-119), maceracı (Muir, 445) biri mi olduğu<br />

konusundaki tartışma hâlen devam etmektedir (Şiî literatürde de Muhtâr hakkında farklı<br />

görüşler gelmiştir. Bkz., Meclisî, XLV, 344-346). Hiç şüphesiz onun hakkında karar<br />

vermeyi zorlaştıran en önemli husus siyasî kariyeri boyunca farklı cephelerde yer almış<br />

olmasıdır (Belâzurî, Şîa’ya göre onun Osmanî olduğunu söyler. Bkz., Belâzurî, VI, 376.<br />

Şehristânî ise onun hakkında “Hâricî idi. Sonra Zübeyrî oldu, sonra Şiî ve Keysânî oldu”<br />

demektedir. Şehristânî, I, 118).<br />

97<br />

Muhtâr’ın katilleri cezalandırma yöntemleri olarak zikredilen, öldürdükten sonra yakma,<br />

atlara çiğnetme, ölenin kafasını köpeklere atma, ok hedefi olarak dikme, diri diri yakma, diri<br />

iken uzuvların parçalanması, kaçanların evlerinin yakılması dikkat çekicidir. Bkz., Belâzurî,<br />

VI, 407-410; Taberî, II, 462-466; Meclisî, XLV, 332, 337-338, 374-377.<br />

98<br />

Ali b. el-Hüseyin’in onun hakkındaki görüşleri için bkz., Mesûdî, III, 83-84.<br />

99<br />

Belâzurî, VI, 440; Dineverî, 307.<br />

100<br />

“İbnu’l-Hanefiyye, Kûfe’ye gelmek istedi, Muhtâr, “Mehdî’de öyle bir özellik vardır ki bir<br />

adam ona kılıçla vurur ancak bu, ona bir zarar vermez” dedi. Bu İbnu’l-Hanefiyye’ye<br />

ulaşınca gelmekten vazgeçti.” Bkz., Belâzurî, VI, 451.<br />

101<br />

Zira onun siyasî ve hatta dinî bir zeminde tutunmak için devamlı bir arayış içerisine<br />

girdiğini görmekteyiz. Amcasına Hz. Hasan’ı yakalayıp Muâviye’ye teslim etmesini tavsiye<br />

eden Muhtâr, daha sonra Hz. Hüseyin’in yanında yer almış, Hz. Hüseyin’in şehit<br />

edilmesinden sonra da bazı şartlar ileri sürerek İbnu’z-Zübeyr’e ilhak etmiştir. Ancak<br />

İbnu’z-Zübeyr’den de beklediğini bulamayınca son bir hamle daha yapmış, önce Ali b. el-<br />

Hüseyin’e sonra Muhammed b. el-Hanefiyye’ye müracaat ederek, adlarına huruc hareketi<br />

başlatmak için izin istemiştir. Nakiller, Ali b. Hüseyin’in bu başvuruyu kesin bir dille<br />

reddettiğini -ki reddetmekle kalmamış ondan teberri de etmiştir-, İbnu’l-Hanefiyye’nin ise

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!