30.04.2013 Views

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Çeşitli Yönleriyle <strong>Kerbela</strong> • 281<br />

içerisinde Osman’a karşı en şiddetlisi olarak betimlenen 29 Talha’nın, Osman<br />

öldürüldüğü zaman dile getirdiği “Mervân’ı verseydi öldürülmezdi” 30<br />

şeklindeki tepkisi de aslında kan talebi davasında ne kadar samimi olduğunu<br />

göstermektedir. Nitekim Talha’nın içinde bulunduğu paradoksa oğlu<br />

Muhammed, halifenin kanındaki sorumluluğun “üçte birini” ona yüklemekle<br />

işaret edecektir. 31<br />

Bu gruptaki üçüncü şahsiyet ise Hz. Ali’nin, “Oğlu yetişinceye kadar<br />

kendimizden sayardık” 32 dediği Zübeyr b. el-Avvâm’dır. Her ne kadar âsilere<br />

meyilli olduğu iddia edilmişse de 33 bu konuda elimizde kesin bir delilin<br />

olmadığını belirtmemiz gerekir. Anlatılar onun bu teşebbüsünde hep bir<br />

çekince içerisinde olduğunu vurgulamaktadırlar. 34 Bu yüzdendir ki<br />

Müslümanların arzusu doğrultusunda şekillenen nakiller, onun savaşa<br />

girmesine razı olmamış, savaş öncesinde alanı ona terk ettirmişlerdir. 35<br />

Söz konusu bu ittifakın kendi içerisindeki birliktelikleri konusunda da<br />

enteresan bilgiler gelmiştir. İttifak içerisinde Benî Ümeyye’nin temsilcisi<br />

rolünü oynayan Mervân’ın, namazı bahane ederek ortaya attığı sorunu<br />

değerlendirme biçimleri 36 ve yine Mervân’ın -şayet doğru kabul edersek-<br />

savaş meydanında Talha’ya ok atıp öldürmesi 37 aslında birbirlerine bağlılık<br />

derecelerinin ve davalarına olan samimiyetsizliklerinin de bir göstergesidir.<br />

Bu birliğin savunmacı tarih yorumuna göre “ıslah” 38 ve birlik<br />

üyelerinin dile getirdikleri “Osman’ın kanını talep” için benimsedikleri<br />

29<br />

Bkz., Belâzurî, VI, 195, 201; İbn A’sem, I, 416.<br />

30<br />

Belâzurî, VI, 186.<br />

31<br />

İbn Kuteybe, I, 58.<br />

32<br />

Bkz., İbn Abdilber, el-İstîâb, III, 40; İbnu’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe, III, 138; İbn Tıktakâ, 63.<br />

33<br />

Hatta muhasaraya bizzat katıldığı da kaydedilmiştir. İbn A’sem, I, 417; ayrıca bkz., Tâhâ<br />

Hüseyin, 7.<br />

34<br />

İbn Kuteybe, I, 64.<br />

35<br />

Bkz., Ya’kûbî, Târîh, II, 182-183; Mesûdî, Murûc, II, 371-372; İbn A’sem, I, 474; Tâhâ<br />

Hüseyin, 45; Dîb, ez-Zübeyr b. el-Avvâm, 224. Bazı rivâyetler savaşa başladıktan sonra<br />

onun ayrıldığını konu etmişlerdir. Bkz., İbn Tıktakâ, 64; Sıddıkî, Huceci’l-Bâhira, 126;<br />

Şinâvî, Sadîkâni fi’l-Cenne, 6-8.<br />

36<br />

Bkz., Taberî, II, 10; Muhammed Rıdâ, İmâm Ali, 89-90.<br />

37<br />

Nâşi el-Ekber, Mesâilu’l-İmâme, 17; İbn A’sem, I, 484; İbn Tıktakâ, 64; Ebu’l-Fidâ, Târîhu<br />

Ebi’l-Fidâ, I, 270; İbn Hacer, Tehzîb, V, 384. Bu rivâyetin Mervân’ı karalamaya yönelik<br />

olarak imal edildiği de ifade edilmiştir. Bkz., Demircan, Ali-Muaviye Kavgası, 103.<br />

38<br />

İbn Teymiyye, Minhâc, IV, 316; Süleyman Nedvî, Hz. Âişe, 136; Emharûn, II,113-117; Dîb,<br />

223; Varol, Siyasallaşma Sürecinde Ehli Beyt, 51-52. Hemen belirtelim ki bu “ıslah”<br />

argümanı birçok Huruc eyleminde gerekçe olarak kullanılmıştır. Nitekim konumuz<br />

bağlamında Hz. Hüseyin’in hurucu da bu çerçevede (ıslah) gerekçelendirilmiştir (Tuffâha, Fî<br />

Rihâbi Sevrati’l-Hüseyin, 42; Mûsevî, Dirâsât fî Sevrati’l-İmâm el-Hüseyn, 100). Sünnî tarih<br />

telakkisinde yer alan ve savunu amaçlı geliştirilen Cemel ittifakının amaçları bağlamında<br />

ileri sürülen bir takım argümanlara katılmadığımızı ifade etmeliyiz. Bu gerekçeler için bkz.,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!