30.04.2013 Views

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

272<br />

• Adem Apak<br />

hitaben bir konuşma yapacağını, bu esnada herhangi bir şekilde itiraz eden<br />

olursa onun boynunu vurduracağını söyledi. Ardından da mescidde hutbeye<br />

çıkıp ashâb çocuklarını işaret ederek “Bunlar Müslümanların ileri gelenleri ve<br />

en hayırlılarıdırlar. Onlara danışmadan hiçbir şey yapılamaz. Onlar şimdi<br />

Yezid’e biat etme konusunda razı olmuşlardır. O halde siz de Allah’ın adıyla<br />

biat edin” çağrısında bulundu. Herhangi bir itirazın olmaması üzerine<br />

Mekkeliler de Yezid’e biatlerini açıkladılar. Muaviye’nin Mekke’den<br />

ayrılmasından sonra insanlar Hz. Hüseyin’e gelip daha önce biat etmeyeceğini<br />

ifade etmesine rağmen niçin kararından döndüğünü sorduklarında, ondan<br />

öldürülme endişesinden böyle davrandığı cevabını aldılar. Bu şekilde Muaviye,<br />

birtakım dünyevî teklifler yanında nihayet tehdit yoluyla da olsa oğlu adına<br />

biatin şekli boyutunu tamamlamış oldu. 11<br />

Muaviye’nin, hayatta iken oğlu adına biat alması İslâm tarihinde<br />

veliahtık sistemini gündeme getirmiştir. Bu sistem ne İslâm öncesi Arap<br />

kabile yönetimi pratiğinde ne de geçmiş halifelerin seçiminde takip edilen<br />

Şûrâ uygulamasında vardı. Dolayısıyla Müslümanların tarihinde saltanat<br />

sistemini gerçekleştiren ilk devlet adamı Muaviye oldu. Aslında<br />

Muaviye’nin kendisinin halifeliğe gelişi de dört halifenin seçilme<br />

usullerinden farklı bir şekilde gerçekleşmişti. Daha önceki halife seçimlerinde<br />

ilk Müslümanlardan ve Hz. Peygamber’in (sav) yakın arkadaşlarından olma ve<br />

istişare ile seçilme esasları geçerliyken, Muaviye kabile hâkimiyeti tarafı ağır<br />

basan bir siyasî mücadele sonunda devlet başkanlığını işgal etmiş, bu adımla<br />

hilâfet sisteminin özünde değişiklikler meydana getirmişti. Bu sebeple oğlu<br />

Yezîd’i veliaht tayin etmesini, onun hilâfeti güç kullanarak elde etme<br />

adımının bir devamı, hatta tamamlayıcısı olarak görmek mümkündür. Bütün<br />

bunların sonucunda yönetimde kitap ve sünnetin uygulanmasını temin eden, Hz.<br />

Peygamber’in (sav) vekili sıfatıyla görev yapan, devletin menfaatiyle şahsî ve<br />

ailevî menfaatlerini birbirinden ayıran râşid halifelerin yerini, siyasî dengeleri<br />

ve kuvveti esas alarak yönetim sergileyen, devleti hilâfet-saltanat karışımı<br />

mutlak-irsî bir monarşi ile idare eden halifeler almıştır. Bu sebeple Emevî<br />

hanedanı mensupları yine halife olarak anılmakla birlikte fiilen hükümdar<br />

olmuşlardır. Artık göreve gelen halife, resmî unvanı bakımından olmasa da<br />

bir melik, daha doğrusu Yunanlıların “tiran” dedikleri çeşitten bir kraldan<br />

başka bir şey değildi. Nitekim Emevî halifelerinin pek çoğu bunu doğrular<br />

bir şekilde icraatlarında İran veya Bizans hükümdarları gibi davranmışlardır.<br />

Bundan dolayı Emevî hilâfetinin meşruiyeti hem yönetimi ellerinde tuttukları<br />

11 Halîfe b. Hayyât, Tarih, s. 160-164; İbn Kuteybe, el-İmâme, I, 157-164; Taberî, Tarih, V,<br />

301-304; İbn Abdirabbih, el-Ikdü’l-Ferîd, IV, 371-372; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 250-252;<br />

İbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 79-81. Ayrıca bk. Atvan, Hüseyn, el-Emevîyyûn ve’l-Hilâfe,<br />

Beyrut 1986, s. 83-95; Işş, Yûsuf, ed-Devletü’l-Ümevîyye, Dimaşk 2007, s. 159-165.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!