30.04.2013 Views

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

270<br />

• Adem Apak<br />

ettikten sonra da veliaht olarak oğlu Yezid’in adını zikretmeye başladı.<br />

Muaviye’nin bu kararına başta Kelbliler olmak üzere Şam’daki kabilelerin<br />

büyük oranda destek verdikleri görülür. Esasında bölgeye çok eski dönemde<br />

yerleşmiş bulunan Yemen Arapları, Bizans’a bağlı olmaları sebebiyle<br />

hanedanlık sistemine yabancı da değillerdi. Muhtemeldir ki, bu sebeple<br />

veliaht tayini kararını kolayca benimsediler. Üstelik onlar, Kelb kabilesine<br />

mensup Meysun’dan dünyaya gelen, dolayısıyla yeğenleri olan Yezid’in<br />

halife olmasından memnuniyet duydular. Şam bölgesinde Yemenliler<br />

dışındaki diğer kabileler de eyaletlerinin menfaatinin devamı için iktidarı<br />

elinde bulunduran tarafa destek olmuşlar, yönetimde hak ve meşruiyet<br />

konusuyla pek ilgilenmemişlerdir. Bütün bunlar sebebiyle Şam bölesinde<br />

Muaviye’nin kararı genel olarak kabul gördüğü açıktır. 4<br />

Bölge valilerinin özel gayretiyle Kûfe ve Basralılar da halifenin veliaht<br />

tayin etme kararına onay vermiş göründüler. 5 Muaviye’nin bu konuda kesin<br />

destek alamadığı tek bölge olarak Hicaz’dır. Bu tavırda Şûrâ’nın terk<br />

edilmek suretiyle Sahâbe uygulamalarının dikkate alınmaması, Yezid’in halk<br />

içinde şuyû bulan şahsî özellikleri kadar, Hicaz Araplarının tarihlerinde<br />

saltanat uygulamasına şahit olmamaları, hatta bu sistemi temelden<br />

reddetmelerinin de etkisinin olduğu unutulmamalıdır. Bilindiği gibi, İslâm<br />

öncesi dönemde Arap toplumunda kabileler, zenginlik ve şeref gibi şahsî<br />

meziyetleri ile tanınan ve kendilerine şeyh, reis veya seyyid adı verilen kişiler<br />

tarafından idare ediliyordu. 6 Yöneticilik bazı hallerde babadan oğula geçmekle<br />

beraber bu mutlak bir kural değildi. Çünkü kabile hayatında üstünlük, ancak<br />

ferdî hüner ve kabiliyete bağlıydı, yani reislikte nesep yakınlığından ziyâde<br />

şahsî meziyetler tercih sebebiydi. 7 Cahiliye toplumu için kabilenin menfaati,<br />

topluluğun güçlü ve dirayetli bir kişi tarafından idare edilmesini zorunlu<br />

kılıyordu. Ayrıca ferdiyetlerine ve özgürlüklerine aşırı düşkünlükleri sebebiyle<br />

çöl Arapları, hiç bir zaman kral yetki ve otoritesine sahip kişiler tarafından<br />

yönetilmeye razı olmamışlar 8 , kabile reislerini diğer üyelerden üstün veya<br />

4 Wellhausen, J., Arap Devleti ve Sukutu, (çev. Fikret Işıltan) Ankara 1963, s. 77.<br />

5 İbn Abdirabbih, el-Ikdü’l-Ferîd, IV, 370-371; Mes‘ûdî, Mürûcü’z-Zeheb, III, 36-38.<br />

6 Zeydan, Corci, İslâm Medeniyeti Tarihi, I-V, (çev.Zeki Meğamiz), İstanbul 1970, IV, 46.<br />

7 Lewis, Bernard, Tarihte Araplar, (çev. Hakkı Dursun Yıldız), İstanbul 1979, s. 27.<br />

8 Cevad Ali, el-Mufassal, I, 277. Araplar, gerek dışarıdan gelen, gerekse kendi içlerinden<br />

çıkma ihtimali olan bir kralın idaresini kesinlikle reddetmişlerdir. Meselâ Bizans imparatoru<br />

Jünstinyen, Kureyş’in Esed koluna mensub olan Osman b. Huveyris’e bir tac giydirerek onu<br />

kendisine bağlı olarak Mekke kralı ilân etmiş, fakat bu emr-i vaki Mekke’de bizzat kendi<br />

ailesi tarafından kabul edilmemiştir. İbn Hişam, es-Sîretü’n-Nebeviyye, (thk. Mustafa es-<br />

Sakkâ-İbrahim el-Ebyârî-Abdülhâfız Şelebî), I-IV, Beyrut ts., I, 239; Süheylî, Ravzü’l-Ünüf,<br />

(thk. Abdurrahman Vekil), I-VII, Kahire 1967, II, 394.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!