30.04.2013 Views

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Çeşitli Yönleriyle <strong>Kerbela</strong> • 267<br />

ve abisi Hz. Hasan’a yaptıkları ortadayken böyle bir ısrarda bulunması akliselim<br />

açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Iraklıların derdi Şam’a karşı<br />

üstünlük savaşını kaybettikleri için Hz. Hüseyin’i kullanarak galip gelmekti.<br />

Değilse Hz. Hüseyin’in davasıyla direkt ilgili değillerdi. Bunu defalarca<br />

göstermişlerdi. Bu göz göre göre yok olmaya gitmekti veya ondaki liderlik hırsı<br />

bütün bu tavsiye ve tarihi gerçekleri görmemesine neden oldu diyebiliriz. Sonucu<br />

belli olan bir katliama zemin hazırladı dersek yanlış söylemiş olmayız.<br />

Tarihte hiçbir devlet veya lider isyan etmek üzere hareket eden bir kişiyi<br />

başıboş bırakmaz. En mülayim devlet başkanları dahi bunu yapmaz. Hz. Hüseyin<br />

herkesin gözü önünde isyan etmeye hazırlanan Kûfelilerin başına geçmek üzere<br />

harekete geçmektedir. Bu durumda Emevîlerden bunu serbest bırakmalarını<br />

beklemek hiçbir tarihi gerçeğe uygun olmaz. Tedbir almak Hz. Hüseyin’in<br />

dedesi Hz. Peygamber'in en önemli silahı idi. Hz. Peygamber, anlamsız<br />

direnişlerin karşısında idi. Gerektiği zaman savaşlarda geri çekilmeyi biliyordu.<br />

Ancak Hz. Hüseyin tedbir denen bu kavrama hiç başvurmadı. Açık hedef halinde<br />

yola düştü.<br />

Yezit meselenin bu hale dönüşmemesi için uğraş verse de ipleri elinden<br />

kaçırmıştır. Meselenin bu boyutlara gelmesini elbette o da istememektedir.<br />

Ancak Yezit’in yerine empati yapmak gerekirse Hz. Hüseyin’i başı boş<br />

bırakması da elbette beklenemez. O da kendine göre tedbirlerini almıştır. Haşim<br />

oğullarında saygınlığı olan İbn Abbas’ı devreye sokmuş olmamıştır. Bunun<br />

üzerine Hz. Hüseyin’in Kûfe’ye ulaşmadan engellemeye çalışmıştır. Ancak bunu<br />

da tam yaptığı söylenemez. İletişim imkanlarının az olduğu o devirde Kûfe’deki<br />

valisinin yaptıklarından onu sorumlu tutmak pek doğru değildir. Kaldı ki hangi<br />

vali gelse teslim olmaya yanaşmayan Hz. Hüseyin’e karşı ne yapabilirdi ki?<br />

Bütün bunlar akla Hz. Hüseyin’in sahip olduğu muhtemelen iktidar hırsı<br />

nedeniyle böyle bir girişimde bulunduğu düşüncesini akla getiriyor. Akıllıca<br />

hareket edip gitmemesi gerekirken o, aklıyla değil hisleriyle hareket etti.<br />

Kûfelilerin durumunu bile bile üstelik temsilcisi Müslim’in durumunu<br />

öğrenmesine rağmen ailesini götürdü.<br />

Yezit’in Suçu<br />

Hz. Hüseyin'in Kûfe'ye gitmek istediğini haber alınca, Yezîd b. Muaviye,<br />

İbn-i Abbas'a şöyle yazdı: “Sanıyoruz ki: maşrık taraflarından bazı adamlar gelip<br />

onu halifelik ümidine düşürdüler. Bundan, senin de haberin vardır. Eğer, o, böyle<br />

bir iş yapmaya kalkarsa, akrabalık bağlarını kesmiş olur. Sen, ailenin büyüğüsün.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!