30.04.2013 Views

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Çeşitli Yönleriyle <strong>Kerbela</strong> • 263<br />

Abdullah b. Ömer<br />

Abdullah b. Ömer, Hz. Hüseyin'in Irak'a doğru gittiğini haber alınca,<br />

onunla buluştu. Ona “Sakın, onların yanına gitme!“ dedi. Ayrıca İbn Zübeyr ile<br />

Hz. Hüseyin’e “Allah’tan korkun Müslüman cemaatine tefrika çıkarmayın” dedi.<br />

Hz. Hüseyin'in geri dönmeğe yanaşmadığını görünce, boynuna sarılıp onunla<br />

kucaklaştı ve vedalaştı. “Biz Hüseyin’e engel olamadık. O bize galebe çaldı”<br />

dedi.<br />

Abdullah b. Muti<br />

Abdullah: “Allah aşkına sakın Kûfe’ye gideyim deme! Vallahi, oraya<br />

gidecek olursan, muhakkak öldürülürsün! Baban, orada öldürüldü. Kardeşin<br />

Hasan, orada yalnız bırakıldı, aldatıldı ve yaralandı. Sen, Mekke Hareminden<br />

ayrılma. Hicaz halkı, sana, hiç kimseyi denk tutmaz. Sen, sana bağlı olanları her<br />

taraftan oraya çağır. Gelip yanında toplanırlar. Vallahi, Ümeyye oğulları, seni<br />

önlerinde bulurlarsa, muhakkak, öldürürler. Sen, öldürülecek olursan, senden<br />

sonra, onlar, hiç bir zaman, hiç bir kimseden korkmazlar. Gel, yapma! Sen, ne<br />

Kûfe'ye git, ne de, Ümeyye oğullarının önlerine çık!” dedi. Hz. Hüseyin ise<br />

cebriyeci bir tavırla: “Allah, dilediği şeyi takdir ve hükm eder!” dedi”<br />

Ömer b. Abdurrahman<br />

Ömer b. Abdurrahman b. Haris b. Hişam el-Mahzûmî der ki: “Iraklılardan,<br />

Hüseyin'e mektuplar geldiği, Hüseyin'in Irak'a gitmeğe hazırlandığı sırada,<br />

Mekke'de yanına vardım ve şöyle dedim: “Ey Amucamın oğlu! Ben, sana bir<br />

hacet için geldim. Eğer, öğüdümü tutmayı uygun görürsen, sana bir öğüt vermek<br />

istiyorum. Uygun görmezsen, sana söylemek istediğim şeyden vazgeçeceğim.”<br />

dedim. “Söyle! Vallahi, ben, senin, ne kötü bir şey düşünebileceğini, ne de çirkin<br />

bir iş işlemeyi arzu edebileceğini sanmam!” dedi. Ona: “Ey Amucamın oğlu!<br />

Seninle aramızda bir süt emişme akrabalığı var. Bilmem ki, ben, sana nasıl öğüt<br />

vereyim? dedim. Bana: “Sen, herhangi bir suçla suçlanmamış kimselerdensin. Ne<br />

söyleyeceksen, söyle!” dedi. “Sen, Irak'a gitmek istiyormuşsun. Ben, sana karşı<br />

çok şefkatlıyımdır. Senin Baban; İslâmiyete girenlerin ilki, İslâmiyet uyarınca<br />

hareket edenlerin en iyisi, tutuş ve yakalayış bakımından da, Müslümanların en<br />

zorlusu idi. Halk, ondan dünyalık umdu. Onun sözlerini dinledi ve başına<br />

toplandı. O da kalkıp Muaviye'nin üzerine yürüdü. Şamlılardan başka herkes,<br />

babanın başına toplanmıştı. Muaviye ise, Şamlılar katında nüfuzlu ve itibarlı idi.<br />

Bunun üzerine, halk, dünyaya tama ederek ve ona saplanarak babanı bıraktılar.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!