30.04.2013 Views

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

Kerbela - Cilt - Cumhuriyet Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Çeşitli Yönleriyle <strong>Kerbela</strong> • 125<br />

Abbâsîler döneminde Hz. Hüseyin’in türbesi ve çevresiyle alakalı<br />

birbirinden çok farklı uygulamalar söz konusudur. Kimi halifeler ve aileleri<br />

türbeye ihtimam gösterirken el-Mütevekkil örneğinde olduğu gibi yıkanlar da<br />

bulunmaktadır. Buna rağmen türbe ve çevresi gelişmeye başlamış, insanların<br />

akın akın ziyaret ettikleri bir kutsal beldeye dönüşmüştür. Artık bu dönemde<br />

Hz. Hüseyin’in kabrinin bulunduğu <strong>Kerbela</strong>, meşhed olarak adlandırılmaktır.<br />

<strong>Kerbela</strong>’nın kutsal bir mekâna ve ziyaret yerine dönüştürülmesinde Şiî<br />

Büveyhîler’in katkısı oldukça büyüktür. Bunların dönemlerinde ihdas edilen<br />

Muharrem’in 10. gününde ağıtların yakılması, matemin tutulması Hz.<br />

Hüseyin ve beraberindekilerin şehit edilişlerinin her an canlı tutulmasını<br />

beraberinde getirmiş ve bu uygulamalar günümüze kadar gelmiştir.<br />

Hz. Hüseyin’in meşhedi muhtelif zamanlarda çeşitli yıkımlar<br />

geçirmişse de bölgeye hâkim olan her iktidarın ilgisini çekmiş, bölgeyi<br />

ziyaret eden pek çok hükümdar meşhede hediyeler takdim etmiş, ziyarete<br />

gelenlerin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için vakıflar oluşturmuşlardır.<br />

İlhanlılar döneminde <strong>Kerbela</strong>’ya yapılan belki de en güzel iyilik Hz.<br />

Hüseyin’e nispet edilen Hüseyniyye kanalının açtırılmasıdır. Sanki bir nevi<br />

Hz. Hüseyin’in ulaşamadığı Fırat nehri, meşhedinin bulunduğu ve artık<br />

insanların yaşadığı bir şehir olan <strong>Kerbela</strong>’ya kadar yani onun ayağına kadar<br />

getirilmiş ve şehre hayat vermiştir. Bu arada şehirdeki Hz. Hüseyin’in<br />

meşhedi ziyaret için yeterli bulunmamış olacak ki Abbâs için de ayrı bir<br />

meşhed tesis edilmiştir. Zira muhtelif zamanlarda Meşhed-i Hüseyin’in<br />

başına gelen olaylardan birazının bile Meşhed-i Abbâs’ın başına gelmemiş<br />

olması, bu meşhedin ilk zamanlarda olmayıp müteakiben inşa edildiğini<br />

ortaya çıkarmaktadır. Büveyhîlerden sonra bölgeye hâkim olan hemen her<br />

iktidarın <strong>Kerbela</strong>’daki meşhed’e saygılı olduğu, türbenin tamirinde<br />

bulundukları görülmektedir. Özellikle Safevî dönemi Büveyhîler kadar etkili<br />

olmuş, Osmanlı-Safevi mücadelesi sonrasında Irak’ın Osmanlı hakimiyetine<br />

girmesi ise bölgede Şiî-Sünnî çatışmasını tetiklemiştir. Bölgedeki İran<br />

nüfuzu ve Şiî yayılmacılığı, Şiîlerin kutsal addettikleri atebelere yoğun<br />

ziyaretleri Osmanlı idaresini daima rahatsız etmiştir. Yine Şiîlerin,<br />

<strong>Kerbela</strong>’da Hz. Hüseyin’in mescidini devamlı surette genişletmek ve tamir<br />

ettirmek isteyişleri, buralara defnedilmek için yoğun bir cenaze nakli<br />

talebinde bulunmaları, atebelere hediyeler gönderilmesi ve mülk edinimleri<br />

bu rahatsızlığı artıran sebepler olmuştur. Hz. Hüseyin’in mezarı, babasının<br />

mezarının bulunduğu Necef’ten daha fazla ziyaretçi çekmiş ve meşhedi<br />

ziyarete gelenlerin katkılarıyla şehrin nüfusu artmış ve buna paralel şehir<br />

zenginleşmiştir. Bu sayede <strong>Kerbela</strong>, Bağdat’tan sonra Irak’ın ikinci büyük

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!