11.04.2013 Views

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

fışkırdıgına hiç şüphe kalmamıştır (Kybele,<br />

Zeus).<br />

Dionysos tanrının niteliklerini ele alacak<br />

olursak, iki büyük alan ve akımı kavradığı göze<br />

çarpar. İlkin bir doğa tanrısıdır, topraktan<br />

fışkıran bitkileri ve bu bitkiler arasında insanı<br />

en çok etkileyenleri, yaşamına yön verenleri<br />

simgeler. Kybele ve öbür doğa tanrıları gibi,<br />

doğayı en belirgin biçimlerle yansıtan dağlarda,<br />

ormanlarda, yabani hayvanlar ve yaratıklarla<br />

bir arada yaşar ve coşar gösterilir. Osiris,<br />

Adonis, Attis gibi doğanın mevsim mevsim<br />

değişmelerini de kişiliğinde simgeler. Dionysos<br />

her bakımdan doğaya çevriktir, ama<br />

onun simgelediği asıl büyük kuvvet doğanın<br />

kendisi değil, insanla doğa arasında bir ilişki,<br />

insanı doğanın sırlarına erdiren büyülü bir<br />

güçtür. Yunan dili bu güce eren insanın durumunu<br />

iki sözcükle yansıtmıştır: "Mainomai"<br />

ve "enthousiasmos". Doğa sırlarına ve gücüne<br />

ermek, yani tanrılaşmak, insan için ulaşımı<br />

en çok özlenen bir aşamadır. Dionysos bu<br />

ereğe varmanın yolunu herkes için ve kolay<br />

kolay açar: Bu yol şarap ve sarhoşluktur. Asma<br />

kütüğünün yeryüzüne yayılmasıyla uygarlığın<br />

buğdaydan sonraki aşaması gerçekleştirilmiş,<br />

ama insanlığın evresinde de yalnız tarımla<br />

açılamayan bir çığır açılmıştır, insan ancak<br />

şarabı elde ettikten sonradır ki, yaratıcılığın<br />

kökeninde bulunan değişim yapma gücüne<br />

kavuşmuştur. "Mainomai" de "enthousiasmos"<br />

da işte bu tanrıya erme, tanrıyla<br />

karışma ve tanrılaşma yetisini dile getirir. Adlan<br />

"mainomafden türemiş olan Mainad'lar<br />

bir çeşit çılgınlık içinde doğayı dolaşırlar,<br />

ama yaratıcılığın bu tanrısal soluğun dışarıya<br />

vurmasıyla elde edilebileceğini anlamıştır insan.<br />

Dionysos işte bu gerçeği, hem doğal,<br />

hem de doğaüstü bir olayı dile getirip simgeler.<br />

Dionysos'un öbür doğa tanrılarından daha<br />

etkili, dininin öbür sanat kollarından daha üstün,<br />

şiirin en insancası sayılacak bir yazın türü<br />

olan tragedyayı esinlemiş olmak bu tanrının<br />

bir tek tanrısal güç olarak değil de, kolektif<br />

bir güç olarak gerçekleşmesinden ileri gelir.<br />

Adından ya da adlarından da belli ki Dionysos<br />

bir değil, bütün bir insanlık halidir. Bu<br />

yüzden durgun değil, sürekli devinim, değişim<br />

halindedir, evrensel yaşamın özellikle in­<br />

sanın beden ve ruhu aracıyla yansıyıp oluş<br />

maşıdır. Bakkha'lar tragedyasında bu halin<br />

parlak bir belirtisi dile getirilmiştir: Dionysos<br />

hem tanrıdır, hem insan. Bakkha'lar yerine<br />

ve anına göre kadın kişiliğinden vahşi hayvana,<br />

yırtıcı azmana dönüşür, böylece gerçeğin<br />

gerçeküstüne ulaşması ve gerçeğe gerisin geri<br />

inmesiyle doğal bir kasırga olan hayatın<br />

dalgalan yansıtılmış olur. Bu dalgalanmanın<br />

insanlık dünyasında açtığı yaralar, yarattığı<br />

korkunç dramlar, facialar, afetler tragedya<br />

denilen o şaşırtıcı, tüyler ürpertici hayat aynasında<br />

görülür. Kişinin bilinçüstü ve bilinçaltına<br />

dek erişebilmesi bu tanrının etkisiyle olmuştur.<br />

Dionysos tanrının insana verdiği bu<br />

gücü akıl ölçüsüne vurup değerlendirmek Euripides'in<br />

"Bakkha'lar" oyununun belli başlı<br />

bir konusudur. Kaba aklı simgeleyen Pentheus<br />

Bakkha'ların çılgınlığını bir ayıp, törelere<br />

ve ahlaka karşı işlenmiş bir suç sayar. Oysa<br />

tam tersine bu coşku insanı doğayla birleştiren,<br />

ona cenneti yeryüzünde yaratan bir mutluluktur.<br />

Asıl akıl yolu da bu mutluluğa erişmenin<br />

çarelerini arayıp bulmaktır. Bu gerçek<br />

"Bakkha'lar" tragedyasında kimi kez kâhin<br />

Teiresias'ın, kimi kez de Bakkha'ların ağzından<br />

şöyle dile getirilir:<br />

Teiresias — Yalnız ikimiz doğru düşünüyoruz;<br />

ötekilerin akılları başlarında değil... En<br />

yüksek zekâların varacağı hikmet bile onlar<br />

karşısında âcizdir... Senin (Pentheus'un) sözlerinde<br />

sağduyudan eser yok... Senin alaya aldığın<br />

bu yeni tanrının Yunan dünyasında ne büyük<br />

bir yer tutacağını anlatmaya benim gücüm<br />

yetmez. Delikanlı, insanlar için en başta<br />

gelen iki tanrı vardır: Biri Demeter tanrıça yahut<br />

toprak; ona dilediğin adı verebilirsin;<br />

ölümlülerin kuru yiyeceklerini veren odur.<br />

Öteki de Semele'nin oğludur ve Demeter kadar<br />

kudretlidir: Üzüm suyunu bulup insana<br />

veren odur. Bu içki dertlilerin derdini avutur;<br />

onu içenleri tanrı uykuya kavuşturur, onlara<br />

günlük üzüntülerini unuttutur. İnsanların<br />

dertlerine başka deva yoktur. Bu tanrı, insanların<br />

tanrıları memnun etmek için içtikleri şarabın<br />

kendisidir; bundan ötürü saadetimizi<br />

ona borçluyuz... Bakkhos'un sarhoşluğunda<br />

da, çılgınlığında da geleceği görme kudreti<br />

saklıdır... Azgın kadınları Aphrodite'ye iten<br />

Dionysos değildir. Bu itiliş onların tabiatında<br />

vardır; insanın tabiatında olan her şeydeyse,<br />

bir hikmet saklıdır".

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!