11.04.2013 Views

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gök gürültüleri arasında parıl parıl,<br />

sallayıp savuruyordu kutsal alevi<br />

gittikçe sıklaşan şimşekleriyle.<br />

Dört bir yanda, çatır çatır yanıyordu<br />

canlılara can veren Ana Toprak,<br />

bar bar bağırıyordu ateş alan ormanlar,<br />

kaynıyordu karalar ve ekinsiz denizler,<br />

yakıcı bir soluk sarıyordu yer oğlu<br />

Titan 'lan<br />

koskaca alevler karışırken bulutlara;<br />

ne kadar güçlü de olsa Titan tanrılar<br />

kamaşıyordu gözleri şimşek ve<br />

yıldırımlardan,<br />

akıl almaz bir azgınlık sarmıştı evren<br />

boşluğunu,<br />

gözlerin gördüğü, kulakların işittiği<br />

göklerin yerle çarpışmasından doğabilecek<br />

görüntülere ve seslere benziyordu.<br />

Daha büyük olamazdı gümbürtü.<br />

Biri çökerken öteki üstüne düşse onun.<br />

Böylesine büyüktü gümbürtüsü<br />

birbiriyle cenkleşen tanrıların.<br />

Rüzgârlar da karışıp bu kaynaşmaya<br />

savuruyorlardı sarsılan toprağı<br />

karıştırıp birbirine tozları,<br />

şimşekleri, yıldırımları, gümbürtüleri,<br />

büyük Zeus'un bu savaş silahlarını.<br />

Bir yandan öbür yana taşıyorlardı<br />

savaşların bağırış çağırışlarını.<br />

Yamandı gümbürtüsü bu korkunç savaşın<br />

ve yamandı gözlere sığmayan görüntüleri.<br />

Derken, herkes hışımla birbirine girmişken<br />

savaş duraklayıverdi birdenbire.<br />

Ama ön saftaki Kottos, Briareus, Gyes,<br />

savaşa doymayan bu yüz kollu devler<br />

azdırdılar yeni baştan savaşı:<br />

Üç yüz taş birden fırladı<br />

bu devlerin güçlü kollarından.<br />

Kapkara saldırılarla ezdiler Titanları,<br />

yol yol toprağın altına tıktılar onları,<br />

vurdular zincire yendiklerini<br />

ve gökler ne kadar uzaksa topraktan<br />

toprağın o kadar altına gömdüler onları.<br />

Bir örs gökten düşse dokuz gün, dokuz gece<br />

ancak onuncu günü varabilirdi yeryüzüne<br />

ve tunç bir örs düşse yeryüzünden ancak<br />

dokuz gün, dokuz gece sonra varabilir<br />

Tartaros'a.<br />

Tunçtan bir duvar çevirmiştir orayı,<br />

üç kat karanlık sarar dar boğazını,<br />

üstünde kökleri bitegelmiştir toprağın,<br />

ve ekinsiz, uçsuz bucaksız denizin.<br />

İşte orada saklıdır Titan lar karanlıkta<br />

bulutları toplayan Zeus'un istemiyle.<br />

Güçleri yetmez çıkmaya oradan<br />

Poseidon kapamıştır tunç kapıları,<br />

dört bir yanda yükselir duvarları.<br />

Kalkan tutan Zeus'un buyruğuyla<br />

durur orada sadık birer bekçi gibi<br />

Gyes, Kottos ve coşkun yürekli Briareus.<br />

Dia. Deioneus'un kızı, İksion'un karısı (îksion).<br />

Diana. Erken çağlardan beri Yunan Artemis'iyle<br />

bir tutulan İtalya'lı bir tanrıça. Diana'nın<br />

Roma'da anlatılan efsaneleri Yunan<br />

Artemis'inden esinlidir. Orestes İtalya'ya Tauris<br />

Artemis'ini getirmiş ve Nemi'ye yerleştirmiş.<br />

Gerçekten de Latium'un bu şehri çevresinde<br />

bir göl, kutsal bir koru ve Diana'nın bir<br />

tapınağı vardı. Tauris'te olduğu gibi burada<br />

da tanrıçaya insan kurban edilirdi. Tapınağa<br />

başrahip olabilmek için kendinden önceki<br />

başrahibi tanrıçaya kurban etmek gerekirmiş<br />

bu tapınakta. Başka bir efsaneye göre, tanrı<br />

Asklepios'un dirilttiği Hippolytos Artemis'e<br />

kaçırılıp İtalya'ya getirilmiş ve Virbius adıyla<br />

tanrıçanın kültüne girmişti.<br />

Roma'lıların gözünde Diana avcı tanrıça<br />

değil de, daha çok Apollon'un kardeşi bir ışık<br />

tanrıçası sayılırdı (Artemis).<br />

Dido. Kartaca kraliçesi Dido'nun efsanesi<br />

Vergilius'un "Aeneis", destanına dokunaklı<br />

bir sevda romanı olarak girmezden önce de<br />

vardı ve şöyle anlatılırdı: Fenike kenti<br />

Tyros'un kralı iki çocuk bırakarak ölmüş, biri<br />

kızı Elissa, öbürü oğlu Pygmalion. Babası öldüğü<br />

zaman Pygmalion çocukmuş, ama halk<br />

onu krallığa seçmiş, amcası Sicharbas'ı da<br />

naip olarak saptamış ve Elissa'yı onunla evlendirmiş.<br />

Ne var ki Pygmalion amcasının definelerine<br />

göz dikerek Sicharbas'ı öldürtmüş.<br />

Bu korkunç durum karşısında Elissa Tyros'<br />

tan göçmeye karar vermiş ve yanına kentin<br />

ileri gelenlerinden bir grupla Sicharbas'ın definesini<br />

de alarak denize açılmış. Yolda giderken<br />

gemiden ağzına kadar dolu torbalar atıyorlarmış<br />

denize. Dido bu torbaların içinde<br />

Sicharbas'ın altınları olduğu kanısıyla kardeşini<br />

aldatmaya girişmiş, oysa torbalar kumla<br />

doluymuş. Göçmenler, gide gide Afrika'nın<br />

Libya kıyılarına varmışlar ve orada karaya<br />

çıkmışlar. Önce Kıbrıs'a uğrayıp Aphrodite<br />

tapınağından seksen genç kız kaçırarak kendilerine<br />

eş edinmişler. Libya yerlileri Elissa ile

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!