11.04.2013 Views

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

BAKKHOS<br />

ça ettiler. Kaburga kemikleri, tırnaklı ayaklar<br />

havada uçuşuyor; bazen çamlara takılıp kalıyor;<br />

dallardan kan damlıyordu. Bakkha'lara<br />

öfkeyle saldıran azgın boğalar bir anda yere<br />

seriliyor; binlerce genç kadın eli boğaları boynuzlarından<br />

tutup sürüklüyordu. Kralımın<br />

kirpikleri şöyle bir defa açılıp kapanmadan<br />

Bakkha'lar hayvanların derilerini yüzüp hepsini<br />

didik didik ettiler; sonra, havalanıp giden<br />

kuş sürüleri gibi dalgalardan sarmaş dolaş indiler;<br />

Asopos ırmağının kıyılarına, Thebai'lilere<br />

bereketli başaklar veren ovalara rüzgâr<br />

gibi atıldılar. Kithairon kayalıklarının eteklerindeki<br />

Hysia ve Erythra şehirlerine düşman<br />

orduları gibi girdiler; her şevin a/tını üstüne<br />

getirdiler. Evlerden çocukları alıp kaçtılar.<br />

Omuzlarına attıkları hiçbir şey artık kara toprağa<br />

düşmüyor; tunç ve demir bile bellerini<br />

bükmüyordu. Alev alev yanan saçları vücutlarını<br />

yakmıyordu. Nihayet şehirlerin erkekleri<br />

Bakkha'larm her şeyi alıp götürdüklerini görünce<br />

öfkeyle silahlarına sarıldılar ve işte o<br />

zaman, kralım, hiç görülmedik bir sahne gördük:<br />

Demir uçlu oklar Bakkha'lardan bir<br />

damla kan akıtmadı; mutlak bir tanrıdan yardım<br />

gören bu kadınlar thyros'larıyla erkekleri<br />

yaraladılar ve önlerine katıp kovaladılar. Sonra<br />

geldikleri yere döndüler; tanrının onlar<br />

için yerden kaynattığı sulara koştular; orada<br />

kana bulanmış vücutlarını yıkadılar. Yılanlar,<br />

yanaklarından damlayan kanları yaladı; güneş<br />

de vücutlarını kurutup parlattı. Kralım,<br />

bu tanrı kim olursa olsun, bırak bu şehre girsin;<br />

büyük bir tanrı bu. Dediklerine göre,<br />

ölümlülere keder dağıtan şarabı veren oymuş.<br />

Şarap olmazsa insanlar için ne aşk kalır, ne<br />

de başka bir şey.<br />

Bakkhos. Bkz. Dionysos.<br />

Balios. (1) Yel tanrı Zephyros'la Harpya Podarge'den<br />

dogma iki attan biri. Ksanthos'la<br />

Balios'u Poseidon Peleus'a Thetis'le evlendiği<br />

gün düğün hediyesi olarak vermiş. Akhilleus<br />

da bu ölümsüz atları Troya savaşına getirmişti.<br />

Homeros İlyada'da onları şöyle anlatır<br />

(İl. XVI, 148 vd.):<br />

Automedon koştu tez giden atları<br />

boyunduruğa,<br />

Yel gibi uçan atları, Ksanthos'la Balios'u,<br />

onları Zephyros yeline kasırga Podarge<br />

doğurmuştu,<br />

otlarken bir çayırda, Okeanos ırmağı<br />

kıyısında.<br />

Patroklos ölünce, Akhilleus'un atları ağlar<br />

(İl. XVII, 426 vd.):<br />

Zeus acır onlara ve şöyle seslenir yüreğinde:<br />

Zavallıcıklar, ne diye verdim sizi kral<br />

Peleus'a,<br />

ne diye bir ölümlü insana verdim sizi.<br />

siz ki bilmezsiniz ölüm ne, yas ne,<br />

bahtı kara insanlarla acı çekmeniz için mi?<br />

Şu dünyada soluk alan, yürüyen<br />

yaratıklar arasında<br />

insandan daha acınacak bir yaratık yok.<br />

Zeus böylece yüreklendirir atları ve katılırlar<br />

Akhilleus'un Hektor'la olan savaşına<br />

(Ksanthos).<br />

(2) Akteon'un bir köpeğinin adı.<br />

Batieia. Bkz. Myrina.<br />

Battos. (1) Tanrı Hermes Apollon'dan aşırdığı<br />

sığırları sürerken dağda Battos adlı bir ihtiyara<br />

rastlamış, kendisini ele verir korkusuyla<br />

ona demiş ki, kimseye bir şey söylemezsen<br />

sana bir düve armağan edeceğim. Sonra da<br />

hayvanları saklamış ve kılık değiştirerek ihtiyarın<br />

karşısına çıkmış, yitirdiği sürüleri arar<br />

gibi olmuş. Battos da sözünü tutmayıp hayvanların<br />

saklandığı yeri göstermiş. Tanrı öfkesinden<br />

kayaya çevirmiş onu (Hermes).<br />

(2) Battos Libya'nın Kyrene kentinin kurucusu<br />

sayılır. Asıl adı, Aristoteles ya da Aristaios<br />

imiş de kekeme olduğu için Battos denmiş<br />

ona. Ama tarihçi Herodotos'a göre Battos<br />

Libya dilinde "kral" demekmiş. Pausanias<br />

Battos'un Kyrene'yi kurduktan sonra, düzgün<br />

konuşmaya başladığını anlatır.<br />

Baukis. Bkz. Philemon.<br />

Bebryk'ler. Anadolu'nun Bithynia bölgesinde<br />

yaşayan bir boy (Amykos).<br />

Bellerophontes. Bellerophontes efsanesi<br />

bugün de yaşar bizim için. Ateş nasıl yanar,<br />

alev nasıl kızıllık saçarsa öyle yaşar. Mavi yolculukta<br />

geceyi korsanlar yatağı Ceneviz körfezinde<br />

geçirdikten sonra, gemimiz masmavi<br />

bir denizin yarlarla kesilmiş koyu yeşil kıyıları<br />

boyunca gide gide Olympos kentine varır.<br />

Çıralı derler bugün oraya. Alacalı taşlar üstünde<br />

gümbürdeyen bir çayın denize döküldüğü<br />

bu lahitler kentinin önü ak bir kumsaldır,<br />

ardı da girift çalılıklarla yükselen koca bir<br />

dağ. İşte bu dağda ateş yanar, toprak yer yer

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!