Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
olan bu gençleri kurtarmak İşini Theseus ba-<br />
Şarmış (Aigeus, Theseus).<br />
Androklos. Atina kralı Kodros'un oğlu. Efsaneye<br />
göre Efes bölgesine yerleşmiş Leleg'lerle<br />
Karia'lıları kovan lon göçmenlerinin<br />
önderi olan Androklos Ephesos şehrinin kurucusudur.<br />
Samos (Sisam) adasını da o ele<br />
geçirmiş. İon göçmenlerine bir tann sözcüsü<br />
kuracakları şehrin yerini kendilerine bir yaban<br />
domuzunun göstereceğini bildirmiş. Bir<br />
gece İon'lar ormanda balık kızartırken, balık<br />
sıçramış, bir ateş kıvılcımı da koruluğa düşmüş,<br />
ağaçların arasından bir yaban domuzu<br />
çıkmış. Androklos hayvanı oracıkta öldürmüş<br />
ve tanrı buyruğunun gerçekleştiğini anlayarak<br />
Ephesos şehrini o korulukta kurmuş.<br />
Andromakhe. Andromakhe, Mysia bölgesinde<br />
Thebai şehrinin kralı olan Eetion'un kızıdır.<br />
Eetion kral Priamos'a dostluk bağlarıyla<br />
bağlıdır. Sarayında yedi oğlu ile büyüttüğü<br />
tek kızı sevimli, uslu, akıllı Adromakhe'yi Priamos'un<br />
en değerli oğlu Hektor'a verir. Düğün<br />
dernek nasıl olmuş? Andromakhe, Priamos'un<br />
oğulları ve gelinleri için yapılmış önü<br />
revaklı evlerin birine nasıl gelin girmiş? Bunu<br />
şairler bize anlatmaz. Mutlu günlerini bilmeyiz<br />
bu güzel karı-kocanın. Hektor'la Andromakhe<br />
ancak yıkım gelip çattığı zaman, İlyada'da<br />
anlatılan savaşın dokuzuncu yılında<br />
Troya sahnesine çıkarlar. Arada, bir çocukları<br />
olmuştur: Astyanaks. Troya'lılar Hektor'un<br />
oğluna "şehrin efendisi anlamına gelen bu<br />
adı, çocuk büyür de bir gün Troya'ya kral<br />
olur umuduyla takmışlardır. Ama Hektor'un<br />
ölümünden birkaç gün önce Astyanaks dadısının<br />
kollarında dolaştırılan bir bebektir.<br />
Andromakhe'nin anadan, babadan, kardeşten<br />
yüzü gülmemişti. Uğursuz savaş Anadolu<br />
kıyılarına gelip çatınca, Troya yöresinde rahat<br />
kalmamıştı. Akha ordusu dokuz yıldır<br />
Troya kapıları önünde pinekliyor, düşüremiyorlardı<br />
bir türlü Anadolu'nun kutsal kalesini.<br />
Hele içi içine sığmayan genç ve atılgan Akhilleus<br />
çok sabırsızlanıyordu. Şehirden çıkıp,<br />
dağda, bayırda davarlarını otlamaya giden,<br />
atların çeşmeye süren tek tük Troya'lıları her<br />
fırsatta kovalayıp öldürmekle bile duyuramıyordu<br />
kana susamışlıgını. Bölgede çapulculuk<br />
seferlerine çıkmış Aklıllleııs, Mysia'ya varmış<br />
ti. Kral Eetion'un sarayında yapmadığını bırakmamış,<br />
yaşlı başlı kralı öldürmüş, yedi Oğ<br />
lunun insafsızca canlarına kıymıştı. Andromakhe'nin<br />
anasını da esirgememişti. "Ormanlık<br />
Plakos daginın eteğinde kraliçeydi<br />
anam" diyor Andromakhe yana yakıla; kraliçeyi<br />
de Akhilleus esir sürüsüne katmış, Troya'ya<br />
getirmiş, sonra büyük bir kurtulmalık<br />
karşılığında serbest bırakmıştı, ama zavallı<br />
kadın, Homeros'un dediği gibi,"hür gününü"<br />
görür görmez ölmüştü.<br />
Andromakhe Troya sarayında kadınlar dairesinde,<br />
hizmetçileri arasında nakış işlemekle,<br />
mekik dokumakla vakit geçirir. Her geçen<br />
gün bir işkencedir, çünkü korku kaplamıştır<br />
yüreğini, ne kadar yiğit de olsa Hektor'un bir<br />
gün düşman kargısı altında can vereceğinden<br />
korkar. Troya ovasında yiğitler boğuşurken,<br />
rahat durmaz, dört duvar arasında. İkide bir<br />
savaşı gözlemek için çocuğunu dadıya verip<br />
batı kapısının üstündeki kuleye çıkar. Bir gün<br />
Hektor savaştan ara bulup şehre gelir, karısını<br />
evde arar, yok, yiğit, batı kapılarına koşar,<br />
uzaktan Andromakhe'yi ve yavrusunu görün<br />
ce, gülümser. Andromakhe gözyaşları döke<br />
rek ellerine sarılır (İl. 407 vd.).<br />
Ah kocacığım, bu hırs yiyecek seni,<br />
yavruna, talihsiz karına acıma yok sende,<br />
dul kalmama, biliyorum , az gün var,<br />
Akha'lar üstüne saldırıp öldürecekler seni.<br />
Sensiz kalmaktansa toprak yutsun beni<br />
daha iyi<br />
Benim senden başka dayanağım yok,<br />
alıp götürdüğü zaman ölüm seni<br />
yalnız acılar kalacak bana,<br />
Ne babam var benim, ne ulu anam...<br />
Sen bana bir babasın, Hektor,<br />
Ulu anamsm benim, kardeşimsin,<br />
arkadaşısın sıcak döşeğimin.<br />
Burada, kalede kal, acı bana,<br />
yetim koma yavrumuzu, karını dul koma.<br />
Hektor acır kansına, ne yapsın, bir korkak<br />
gibi çekilecek değil ya savaştan Troya ordusunun<br />
desteği, dayanağıdır.<br />
Günler geçer, Hektor ile Akhilleus arasında<br />
teke tek savaş başlar. Ölüm-kalım savaşı, İIyada<br />
destanının en dramatik sahnesi. Hektor'un<br />
ölümüne karar vermiştir tanrılar. Yiğit<br />
çe dövüşerek can verir. Troya surlarından bir<br />
çığlıktır kopar, Andromakhe odasında mekik<br />
dokurken duyar bu vaveylayı, delı gibi fırlar