Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Hakabe'ye hizmet ettiğini söyler. Aeneas'ı<br />
ölüler ülkesine götürüp getiren odur. Bu kâhin<br />
üstüne çeşitli efsaneler anlatılırdı: Apollon<br />
ona ömür bağışlamış, elinde ne kadar<br />
kum tanesi taşıyabilirse, o kadar yıl yaşayabileceğini<br />
bildirmiş, ama yurduna bir daha dönmemesini<br />
de şart koşmuş, Erythreia'ya ayak<br />
bastığı gün ölecekmiş. Sibylla da Cumae'ye<br />
göçmüş, (bir söylentiye göre Aeneas'la birlikli')<br />
ama günün birinde yurdundan kâhine bir<br />
mektup gelmiş, üstünde Erythreia toprağıyla<br />
yogurulmuş bir mühür varmış, kâhin ona dokunur<br />
dokunmaz ölmüş. Ya da şu: Apollon<br />
kâhinine gönül vermiş, ağzından çıkacak ilk<br />
dileği gerçekleştirmeye söz vermiş, Sibylla da<br />
uzun ömür istemiş, ama sonsuz gençlik istemeyi<br />
unutmuş. Tanrı, kızlığını kendine verirse,<br />
gençliğini de bağışlayacak olmuş, ama kız<br />
buna yanaşmamış. Bu yüzden de ihtiyarladıkça<br />
ihtiyarlamış, buruşmuş, büzülmüş, sonunda<br />
bir ağustosböcegi haline gelmiş, Cumae'deki<br />
Apollon tapınağında bir kafes içinde<br />
kalırmış. Çocuklar ona, "Sibylla ne istiyorsun?"<br />
diye sorarlar, o da, "Ölmek istiyorum"<br />
cevabını verirmiş.<br />
Roma tarihinde çok büyük bir yer tutan,<br />
devlet politikasına âdeta yön veren Sibylla kitaplarına<br />
gelince, bunları da İtalya'ya Cumae<br />
Sibylla'sı getirmiş, derlerdi. Tarquinius Superbus<br />
çağında Sibylla dokuz kitabıyla birlikte<br />
Roma'ya gelmiş ve krala bunları satmak istemiş,<br />
Tarquinius istediği fiyatı çok yüksek bulunca,<br />
Sibylla kitapların üçünü ateşe atmış,<br />
pazarlıkta gene uyuşamaymca daha üç tanesini<br />
yakmış, sonunda Tarquinius geri kalan<br />
üç kitabı satın almış ve İupiter Capitolinus tapınağına<br />
koymuş. Roma din ve devletiyle ilgili<br />
her sorunda bu kitaplara başvurulur, tutulacak<br />
yol onlardan alınan esinlere göre çizilirdi.<br />
Sibylla kitaplarını saklamak ve korumak için<br />
rahip heyetinin göreviydi. Ana Tanrıça Kybele'nin<br />
Pessinus'tan Roma'ya getirilmesi de<br />
bu kitapların esin ve isteğiyle olmuştur (Kybe-<br />
H<br />
Side. Yunanca nar anlamına gelen Side birçok<br />
efsanelik kadınların adıdır:<br />
(1) Tauros'un kızı, Pamphylla'da Side şehrinin<br />
isim anası<br />
(2) Belos'un kardeşi, Algyplos'la Dana<br />
os'un anaları, Fenike'de Sidon şehrine adım<br />
vermiş.<br />
(3) Danaos kızlarından biri, Peloponez'deki<br />
Side adlı küçük şehre adını vermiş.<br />
Sidero. Salmoneus'un ikinci karısı, Tyro'ya<br />
eziyet eder ve Neleus'la Pelias tarafından öldürülür<br />
(Tyro, Neleus).<br />
Silenos. Silenos kocalmış Satyr'lere genellikle<br />
verilen addır, ama Silenos adında bir kişi<br />
de vardır. Kır tanrısı Pan'ın ya da Hermes'le<br />
bir nympha'nın oğlu diye geçinir. Tipik Anadolulu<br />
bir imgedir: Yassı burunlu, çirkin, ihtiyar,<br />
hep eşek üstünde ve hep de sarhoş oldu<br />
gu için eşeğinden ikide bir düşen koca karınlı<br />
bir adam olarak canlandmlır. Dionysos alayında<br />
dolaşır, Dionysos tanrıyı yetiştiren oymuş<br />
derler. Ama öylesine akıllı ve bilgedir ki<br />
insanlar hayat sırlarını onun ağzından almaya<br />
can atarlar (Midas). Boğa bakışlı bu ihtivan<br />
Vergilius'un VI. çoban şiirinde çobanlar konuşmaya<br />
zorlar, ama en güzel, en anlamlı ta<br />
nımını bize Platon "Şölen" diyalogunda verir.<br />
Alkibiades orada Sokrates'i bir Silen'e ben/.v<br />
tir ve şöyle der (Şöl. 215 d-d):<br />
"Ben Sokrates'i övmek için, dostlarım, bazı<br />
benzetmelere başvuracağım. Şaka ettiğimi sanacak<br />
Sokrates. Ama bu benzetmeleri şaka<br />
için değil, doğruyu göstermek için kullanacağım.<br />
İlkin bu adamı Silen heykellerine benzeteceğim.<br />
Hani şu heykel dükkânlarında görülen<br />
düdüklü, kavallı Silenlere. Bu Silenler ortadan<br />
ikiye bölünür ve içlerinden küçük küçük<br />
tanrı heykelleri çıkar. Onu Satyr Maı\<br />
yas'a da benzetebilirim. Görünüş bakımından<br />
bu Silenlerin tıpkısıdır Sokrates. Yalan mı?<br />
Daha başka benzerlikler de var aranızda, söyleyeyim<br />
de bak. Bir defa her şeyle saygısızca<br />
alay edersin; doğru değil mi?Değil dersen, tanıklar<br />
getiririm. Kaval çalmasını bilmez misin?<br />
Öyle bilirsin ki, Marsyas hiç kalır yanın<br />
da. Çünkü o eninde sonunda kamışlardan nefes<br />
kuvvetiyle çıkardığı seslerle büyütüyordu<br />
insanları. Hoş, bugünkü kavalcıların da ytı\üı<br />
ğı başka bir şey değil. Olympos'la Marsyas'tan<br />
öğrendiği havaları çalar. Bu havalar<br />
ister iyi çalınsın, ister kötü, tanrıdan gelme<br />
oldukları için, insanları büyü/er, sırlara ur<br />
tanrılara ermek isteyenleri meydana çıkarır.<br />
Seni Manyas'tan tek ayıran şey, çalgısız, kavalsız<br />
sadece sözlerle aynı şeyi elde etmen-