11.04.2013 Views

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Pygmalion. Yalnız Ovidius'un anlattığı<br />

Pygmalion'la Galateia öyküsü çağımızda Bernard<br />

Shaw'un tiyatro oyunuyla ün kazandı­<br />

­­­­an burada E. Hamilton'un (Ülkü Tamer<br />

çevriisi) anlatımıyla verilmektedir:<br />

"Kyproslu bir heykelci olan Pygmalion, kadınlardan<br />

nefret ederdi. Ant içmişti: ömrü<br />

boyunca evlenmeyecekti. Sanat yetiyordu<br />

kendisine.<br />

Günlerden birinde bir kadın heykeli yapmava<br />

karar verdi. Artık bilinçaltının itmesiyle mi<br />

yerdi bu kararı, yoksa insanlara kusursuz bir<br />

kadının nasıl olması gerektiğini mi göstermek<br />

lltedi, orası bilinmiyor. Uğraştı, didindi, o zamana<br />

kadar yapılmış en güzel kadın heykelini<br />

yaptı. Yaptıgıyla yetinmedi, kerelerce düzeltti<br />

heykelini, usta parmaklarıyla yeniden,<br />

yeniden biçimlendirdi. Sonunda da o fildişi<br />

ı ı.ırçasına tutuluverdi. Hani insan da o heykeli<br />

ilk .görüşte canlı bir kadın sanırdı; hem öyle<br />

bir kadın ki, güzellikte eşi, benzeri yok...<br />

Bir süre, çocuklar oyuncaklanyla nasıl oyı<br />

iarlarsa, Pygmalion da heykeliyle öyle oynadı.<br />

Ona çeşit çeşit elbiseler giydirdi, küçük<br />

kuşlar, pırıl pırıl çiçekler armağan etti. Gece<br />

olunca yatağına yatırdı onu, öptü, kokladı.<br />

Düşlerinde hep onun canlandığını gördü.<br />

Ama sonunda cansız bir şeyi sevdiğini, o acı<br />

gerçeği anlayıverdi.<br />

Aşk tanrıçası bütün bunları görüyor, bu yepyeni<br />

aşk çeşidiyle yakından ilgileniyordu. Mutsuz<br />

delikanlıya yardım etmeye karar verdi.<br />

Venüs bayramı gelmişti. Halk, aşk tanrıçası<br />

için kurbanlar kesiyor, her yerde şenlikler yapılıyor,<br />

şölenler veriliyor, sevgililer Venus'a<br />

yakalıyorlardı. Pygmalion da aşk tanrıçasının<br />

tapmağına giderek yakardı ona; karşısına,<br />

yaptığı heykele benzeyen bir kız çıkarmasını<br />

diledi. Sonra evine dönüp fildişi sevgilisinin<br />

karşısına geçti. Uzun uzun baktı heykele, eğilip<br />

o cansız dudaklarından öptü onu.<br />

Ansızın irkilerek geri çekildi Pygmalion.<br />

Öptüğü dudaklar her zamanki gibi soğuk değildi,<br />

ılıktı. Bir daha öptü; o ılık dudakların<br />

gittikçe ısındığını, yumuşadığını duydu. Büyük<br />

bir sevinçle sarıldı heykele; Venüs, bu büyük<br />

aşkı karşılıksız bırakmamış, sevgilisini<br />

canlandırmıştı.<br />

Öyküsünün bundan sonrası anlatılmamış;<br />

yalnız sevgililerin evlendiği, heykelin (ialalela<br />

adını aldığı, bir de çocukları Paphos'un bir<br />

şehre isim babası olduğu biliniyor".<br />

Pygme'ler. Cüce denebilecek kadar kısa<br />

boylu olan Pygmeler soyunun adı İlyada'da<br />

geçer. Bunların Mısır'ın güneyinde ya da<br />

Hindistan'da yaşadıkları sanılırdı. Pygmelerin<br />

leylek ya da turna kuşlarına karşı savaşı masal<br />

konusu olmuştur. Nedeni de şöyle anlatılır:<br />

Oinoie adlı çok güzel bir Pygme kızı tanrıçalardan<br />

Hera'yı hiç saymazmış. Günün birinde<br />

evlenmiş ve bir çocuk doğurmuş. Çocuğun<br />

doğduğu gün Pygmeler kadına ve kocasına<br />

armağanlar getirirken Hera Oinoie'yi birdenbire<br />

kaçırmış ve bir leylek haline getirmiş.<br />

Kadın da oğlunu geri almak için Pygmelere<br />

saldırır dururmuş. Leylek sürüleri bu yüzden<br />

Pygmelerin başdüşmanı olmuş. Homeros dil<br />

lere destan olmuş bu benzetmede Troyalıları<br />

Pygmelere saldıran turnalarla kıyaslar (İl. III,<br />

2 vd.):<br />

Troyalılar yürüdüler kuşlar gibi, çığhk<br />

Çiğhğa,<br />

turnalar göklere yükselir de hani,<br />

kasırgadan, sağanak sağanak yağmurdan<br />

kaçıp<br />

Okeanos akıntılarına doğru bağıra çağıra<br />

uçarlarsa nasıl,<br />

Pygme cücelerine korkunç bir savaş, ölüm,<br />

yokluk getirerek savaş vakti...<br />

Pyladcs. Phokis kralı Strophios'un oğlu<br />

Pylades Orestes'in en yakın ve sadık arkadaşıdır.<br />

Birlikte büyümüşlerdir, Pylades Orestes'e<br />

babasının öcünü almakta yardım eder.<br />

Tauris'e yolculuğuna da katılır (Oresres).<br />

Pyramus ile Thisbe. Bu aşk öyküsünü<br />

Ovidıus'a uyarak E. Hamilton (Ülkü Tamer<br />

çevirisi) iyi anlatmış, olduğu gibi alıyoruz:<br />

"Bir zamanlar kara dut ağacının yemişleri<br />

kar gibi beyazdı. O dutlar nasıl oldu da ansızın<br />

renk değiştirdi, bilir misiniz? Garip, garip<br />

olduğu kadar da üzücü bir öyküdür bu, gencecik<br />

iki sevgilinin ölümünü anlatır:<br />

Doğu ülkelerinin en güzel kızı Thisbe ile en<br />

yakışıklı delikanlısı Pyramus, Semiramis'in ülkesi<br />

Babylon'da yaşarlardı; evleri birbirine<br />

öylesine yakındı ki, birinin duvarı aynı zamanda<br />

ötekinin de duvarıydı. Komşulukları<br />

Umanla aşka çevrildi. Evlenmek İstediler, an

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!