11.04.2013 Views

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kuşak tanrılardandır (Tab. 4). Zeus'un ilk eşi<br />

olmuştur! Bir efsaneye göre Kronos'un yuttuğu<br />

çocukları kusmasını sağlayan ilacı Zeus'a<br />

veren odur. Zeus onunla birleşip Athena'dan<br />

gebe bırakınca, Uranos'la Gaia tanrıyı uyarmışlar,<br />

Metis'ten doğacak bir erkek çocuğunun<br />

kendisini tahttan atıp yerine geçebileceğini<br />

bildirmişler, bunun üzerine de Zeus Metis<br />

tanrıçayı yutmaya karar vermiş. Yuttuktan<br />

sonra Athena'yı kafasından doğurmuş (Atheua).<br />

Midas. Midas efsanede olduğu kadar tarih<br />

ve arkeoloji kaynaklarında da adı geçen bir<br />

Phrygia kralıdır. Phrygia'da bulunmuş birçok<br />

anıtlar bugün de onun adını taşır, birçok efsane<br />

ve masallar anısını yansıtır. Bu efsanelerin<br />

hepsi bölgeye özgü nitelikte ve Ana Tanrıça<br />

Kybele'nin kültüyle ilgili görünmektedir.<br />

Herodot'a göre Midas, Phrygia'nın birinci<br />

kralı ve Gordium'un kurucusu sayılan Gordias'ın<br />

oğludur. Gordias'ın Ana Tanrıça ile birleşmesinden,<br />

doğduğu söylenen Midas büyüyünce<br />

Kybele'nin başrahibi olmuş ve tanrıçanın<br />

Pessinus'taki büyük tapınağını kurmuş.<br />

Midas'm ilişkisi yalnız Kybele ile de değildir,<br />

Kybele gibi Anadolu toprağına özgü şarap<br />

tanrısı Dionysos'a da yakından bağlıdır. Midas<br />

üstüne anlatılan efsanelerin hepsinde bu<br />

Phrygia kralı Dionysos'un bağışladığı nimetlerden<br />

fazlasıyla pay almış, tanrının peşinden<br />

giden alaya karışmış, sırlarına ermiş, yoluna<br />

baş koymuş ve bölgesel törelerini savunan bir<br />

kişi olarak canlandırılmaktadır. Bu efsanelerin<br />

yalnız Phrygia'yı değil, Lydia ve Karia gibi<br />

Ege'nin geniş bir bölgesini kapladıkları da<br />

dikkati çeker.<br />

Ovidius'un "Değişimler"de anlattığı bir efsanesi<br />

şöyledir: Silenos tanrı Dionysos'un<br />

alayında ihtiyar, sarhoş bir satyr'dir, bir gün<br />

tanrı Phrygia ve Lydia dag ve koruluklarında<br />

dolaştığı sırada Silenos uyuyakalır ve Bakkhalarla<br />

Satyr'ler onu sızdığı yerde bırakarak<br />

uzaklaşırlar. Köylüler onu bulur ve boynunda<br />

taşıdığı çiçek çelenkleriyle bağlayarak kral<br />

Midas'a götürürler. Bakkha sırlarına ermiş<br />

olan Midas Silenos'u hemen tanır ve onu on<br />

gün, on gece sarayında konuklayıp yedirir,<br />

içirir, sonra da İhtiyar yoldaşını tanrıya götü<br />

rür, verir. Dioııysos buna o kadar sevinir ki<br />

Midas'a dilediğini vereceğini söyler. Mid.ıs da<br />

her dokunduğu şeyin altın olmasını diler.<br />

Tanrı bu dileğin ne kadar yersiz ve tehlikeli<br />

olduğunu anlar, ama söz vermiştir bir kere.<br />

Midas sarayına dönerken yolda kopardığı bir<br />

dal altın olur, yerden topladığı bir çakıl taşı<br />

altın olur, kopardığı bir buğday başağından<br />

altın taneleri dökülür, buna fazlasıyla sevinir,<br />

ne var ki sofrasına oturup ekmeği ağzına götürüp,<br />

şarabı dudaklarına degdirince ekmek<br />

de, şarap da altın külçesine dönüşür ve bu<br />

böyle gider, ta ki kral dileğinden vazgeçip<br />

tanrıya bir daha yakarsın. Bakkhos Midas'ı<br />

bağışlar, ona Sardes'e gitmesini, Paktolos<br />

(Sart) deresinin kaynağına dek çıkmasını ve<br />

topraktan fışkıran sularla başını ve ellerini yıkamasını<br />

buyurur. Kral da öyle yapar ve ir<br />

mak sularında arınır, ama o gün bugün Paktolos<br />

altın pulları sürüklemektedir, altın diyarı<br />

Sardes'in zenginliği de oradan.<br />

Plutarkhos bu efsaneyi biraz başka biçimde<br />

anlatır: Midas ülkesinin uzak bir ilini gezmeye<br />

gitmiş, bir çölün ortasına düşmüş, içecek bir<br />

damla su bulamamış, Toprak Ana acınır,<br />

ona, çölün ortasında bir kaynak fışkırtmış,<br />

ama Midas kaynağa yaklaşıp su içmeye yelte<br />

nince suyun altına dönüştüğünü görmüş. Bu<br />

kez kral tanrı Dionysos'a yakarmış, Dionysos<br />

da kaynaktan saydam bir su akmasını sağlamış.<br />

Bu kaynağa Midas Pınarı denmiş.<br />

Kral Midas'ı asıl ünlü kılan masal kulaklarıyla<br />

ilgili masaldır. Ovidius bunu tanrı Pan'ın<br />

Apollon'la yarışmasına atıf yaparak anlatır,<br />

başka efsanelerde Apollon'la yapsan Pan değil,<br />

Marsyas'tır. Kral Midas bir gün Tmolos<br />

(Bozdag) dağının yamaçlarında dolaşırken<br />

Apollon'la Pan'ın (ya da Marsyas'ın) yarıştıklarını<br />

ve bu yarışmaya yargıç olarak dag tanrısı<br />

Tmolos'u seçtiklerini görür. Midas Apollon'un<br />

lyra'sını da, Pan'ın (ya da Marsyas'ın)<br />

kavalını da dinler. Ne yapsın ki kaval sesini<br />

daha çok beğenir. Bozdag eteklerinde bir dolaştınız<br />

mı, Sardes tapmağının karşısında<br />

yükselen o bakır rengi dağa hiç baktınız mı<br />

bilmem, ama oranın havasını, çevresini biliyorsanız,<br />

siz de Apollon'un sazına degll,<br />

Marsyas'ın kavalına ödül verirsiniz eminim<br />

O çevreye başka ses yakışmaz çünkü, doğa<br />

kıvır kıvır koyun sürülerini de, kavalıyla çobanını<br />

da kendiliğinden yaratır gibidir. Her ney-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!