11.04.2013 Views

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

pahasına olursa olsun kavuşmak İsledi. Ne<br />

yapsın ki, Hero rahibeydi, bir erkeğe varamazdı,<br />

rahibe kaldıkça kızlığını korumalıydı.<br />

İki sevgili bakışlarıyla mı anlaştılar, yoksa<br />

mektuplaştılar mı, efsane bunu anlatmıyor,<br />

ne var ki, Leandros Anadolu kıyısından Sestos'a<br />

geçmek için yanıp tutuşuyordu. Bir gece<br />

dalgalara bakarken, Sestos'taki kulenin tepesinde<br />

bir ateşin yandığını gördü. Hero kuleye<br />

çıkmış, sevgilisine, "Gel, gel!" diye bir<br />

meşale sallıyordu. Deniz durgundu, ay suda<br />

hafifçe dalgalanan ışıltılarıyla Leandros'a bir<br />

yol çiziyor gibiydi. Leandros dayanıklı bir yüzücüydü..<br />

Karşı kıyıda Hero'ya varan ışık yolu<br />

ise kısa görünüyordu. Dalgacıklar, "Gel, biz<br />

seni götürürüz" der gibi fış fış ediyor, kuledeki<br />

meşale çağırıyordu. Leandros suya daldı,<br />

var gücüyle yüzdü. Boğazın serin akıntıları<br />

yanan gönlünün ateşini dindireceğine, sevgiyle<br />

hızlanan gövdesine arttıkça artan bir<br />

güç katıyordu. Hero'nun elinde sallanan meşale<br />

gittikçe yakınlaşıyordu. Adonis bayramında<br />

gördüğü pembe beyaz kız şimdi gümüş<br />

ve altın rengi ışıltılar saçıyordu. Bir kulaç,<br />

bir kulaç daha, ona kavuşacak, ince gövdesini<br />

kollarında saracak, dudaklarını dudaklarına<br />

alıp sevgisinin yumuşaklığını tadacaktı.<br />

Leandros artık yüzmüyor, su fırtınası arasında<br />

uçuyordu. Son bir kulaçla karaya ayak<br />

bastı, soluk bile almadan kumsaldan yukarı<br />

koştu. Kulenin kapısı açıktı, içeriye daldij<br />

merdivenleri tırmandı.<br />

İlk defa birbirine sarılacak bir kadınla bir erkek<br />

nasıl bir an duraklar, karşılarına çıkan<br />

mutluluğa nasıl şaşkınlıkla inanmadan bakarlarsa,<br />

Hero ile Leandros da öyle durakladılar,<br />

bakıştılar. Meşale söndü, Sestos kulesi kapkara<br />

bir taş yığını gibi yükseldi gene ay ışığında.<br />

Bir gece, bir gece daha, her gece Leandros<br />

kulede sallanan meşaleye doğru yüzüyor, her<br />

gece Hero'ya kavuşuyor ve her sabah doymadan,<br />

yaz gecelerinin kısalırına üzülerek<br />

dönüş yolunu tutuyordu. Yaz geçmiş, boğazda<br />

dondurucu poyrazlar esmeye başlamıştı.<br />

Ne var ki, Sestos kulesinde meşalenin yandığını<br />

gördü mü, ne rüzgâr, ne dalga, ne soğuk<br />

durdurabiliyordu Leandros'u. Denize dalar<br />

dalmaz en yüksek dalgalan yara yara yüzü­<br />

yor, yorgunluğunu duymadan varıyordu karşı<br />

yakaya. Hero korkmaya başlamıştı, denizden<br />

çıkan sevgilisinin buz gibi bedenini sararken<br />

bir tehlike sezinleyerek ürperiyordu. Hızla<br />

esen bora meşalesini söndürecek gibi oluyordu<br />

bazı geceler. Yine de gelme diyemiyordu<br />

Leandros'a. Öpüşmemek, kavuşmamak, biri<br />

boğazın bir kıyısında, öbürü öbür kıyısında<br />

bütün bir gece ayrı kalmak akla sığmayan, olmayacak<br />

bir şeydi.<br />

Bir gece fırtına daha sert esti, Hero'nun<br />

elindeki meşaleyi söndürdü, dag gibi yükselen<br />

dalgalar Leandros'un çırpınan gövdesini<br />

döve döve Sestos'tan çok ötelere sürdüler.<br />

Delikanlı bütün gücüyle karşı koymaya çalıştı,<br />

ama kulenin tepesindeki ışığı görmüyordu<br />

ki, nereye doğru yüzeceğini bilsin. Yol gösteren<br />

ay ışığını kara bulutlar kaplamıştı. Leandros'un<br />

yüreglndeki ateş yanıyordu daha,<br />

ama kollarının, bacaklarının gücü tükenmişti.<br />

Buz gibi bir donukluk sarıyordu bedenini. Ne<br />

olduğunu bilmeden bıraktı kendini denize.<br />

Sabaha karşı dalga ölüsünü attı Sestos kıyıl. ı<br />

rina. Kurşun gibi bir sabahtı. Hero sönen<br />

meşalesini yine yakmış, bitkin ellerinde tutuyordu.<br />

Kıyıya çarpan ölüyü görünce, ona<br />

ölümde olsun kavuşmak için kendini denize<br />

attı.<br />

Herophile. Sibylla adlı bilici kadınların ikincisi<br />

sayılır (Sibylla). Herophile, İda dağının<br />

bir nympha'sıyla bir çobanın kızıymış. Troya<br />

bölgesinde doğmuş. Troya savaşından çok<br />

önce, şehrin Sparta'dan gelme bir kadın yüzünden<br />

yıkılacağını öngörüp bildirmiş. Pausanias'ın<br />

anlattığına göre, Herophile tanrı<br />

Apollon'a bir övgü yazmış, bu övgüde kendisinin<br />

tanrının hem eşi, hem de kızı olduğunu<br />

söylermiş. Herophile gezgin bir biliciymiş,<br />

yanında bir taş götürür, tanrı sözcülüğü yaptığı<br />

zaman bu taşın üstüne çıkarmış. Bir süre<br />

Samos'ta kalmış, ama Klaros, Delos ve Delphoi'nin<br />

Apollon tapınaklarında da görev almış.<br />

Troya bölgesinde öldüğü halde, Pausanias,<br />

Herophile'nin kullandığı büyülü taşın<br />

Delphoi'deki Apollon tapınağında saklandığını<br />

yazar.<br />

Herse. Atina kralı Kekrops'un üç kızından<br />

biri, Aglauros'la Pandrosos'un kız kardeşi<br />

Bir anlatıma göre, Herse öbür kız kardeşleri

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!