Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Gümüş ayaklı Thetis Hephaistos'un evine<br />
vardı,<br />
yok olmaz, tunçtan, yaldızlı bir evdi bu,<br />
üstündü öbür ölümsüzlerin evlerinden,<br />
çarpık bacaklı tanrı yapmıştı bu evi.<br />
Hephalstos'u körükleri arasında çalışır<br />
buldu,<br />
kan ter içinde gidip geliyordu o yandan bu<br />
yana,<br />
üçayak yapıyordu tam yirmi tane.<br />
Dayayacaktı onları sarayının dik duvarına,<br />
her üçayağın altına altın tekerlekler<br />
koymuştu,<br />
kendi kendilerine girsinler diye tanrıların<br />
toplantısına,<br />
sonra gene gerisin geri eve dönsünler diye,<br />
görülmeye değer şeylerdi bunlar.<br />
Yirmi tane üçayak bitmiş, hazırdı,<br />
bir işli halkaları vardı takılacak,<br />
onları yapıyordu Hephaistos, dövüyordu<br />
bağlarını.<br />
Hephaistos Akhilleus için yeni silahlar yapmaya<br />
söz verince, işe koyulması şöyle anlatılır<br />
(XVIII, 410 vd.):<br />
Soluyan topal yaratık örsten uzaklaştı,<br />
cılız bacakları seğirtiyordu altında.<br />
Körük/erin/ateşin içinden çekti,<br />
topladı tekmil araçları gümüş bir sandıkta.<br />
Bir süngerle sildi iki elini, yüzünü,<br />
güçlü boynunu, kıllı göğsünü sildi,<br />
bir entari giydi, aldı eline koca bir değnek,<br />
çıktı topallaya topallaya kapıdan dışarı.<br />
Değil bir tanrının, hiçbir çalışan insanın<br />
böyle canlı bir tanımlanması bulunmaz ilkçağ<br />
yazınında. Bu eşsiz parçayı, daha da üstün ve<br />
şaşırtıcı bir metin olan Akhilleus'un silahlarının<br />
anlatılması izler. Hephaistos mucizeler yaratan<br />
bir ustadır. Daidalos insanlar arasında<br />
neyse, Hephaistos tanrılar arasında odur: Sanatın<br />
ve işçiliğin yüceliği simgelenir onlarla.<br />
(3) EFSANELERl. Güzellikten hiç nasip almayan<br />
Hephaistos aşktan yana da pek talihli<br />
olmamıştır. İlyada'da Kharit'lerden Kharis,<br />
yani Zarafet'in kendisiyle evli olarak gösterilir<br />
(İl. XVIII, 382), Hesiodos Kharit'lerin en küçüğü<br />
Aglaie (parlak anlamına gelir) ile evlendiğini<br />
söyler. Homeros'un Odysseia destanında<br />
ozan Demodokos Aphrodite ile evli<br />
olan Hephaistos'un başına gelenleri anlatır:<br />
Ares'le aldatıldığını bilen topal tanrı bir zamanlar<br />
anası Hera'ya yaptığı taht gibi, bu sefer<br />
de İki sevgiliyi '»fll.il İçine alacak bir yatak<br />
yapar, Lemnos'a gidiyormuş gibi evinden ayrılır<br />
ve dönüşünde Ares'le Aphrodite'yi kıs<br />
kıvrak bağlı bulur. Ünlü topalın avaz avaz bağırarak<br />
dile getirdiği öfke onun kişiliğini açığa<br />
vuracak niteliktedir (Od. XVIII, 306 vd.):<br />
Zeus baba ve hep var olan öbür mutlu<br />
tanrılar<br />
gelin, şu gülünç, bayağı işlere bir bakın!<br />
Zeus'un kızı Aphrodite hor gördü beni,<br />
topalım diye hor gördü, sevdi Ares'i,<br />
sevdi onu, yakışıklı, çevik ayaklı diye,<br />
kabahat bende değil, sakat doğmuşsam,<br />
kabahat anamda, babamda, beni dünyaya<br />
getirmeselerdi!<br />
Hephaistos Erikhthonios efsanesinde de<br />
rol oynar (Erikhthonios). İlk kadın Pandora'nın<br />
bedenini kilden yontan odur (Pandora).<br />
Prometheus'u Kafkas dağının tepesine o<br />
çıkartır (Prometheus).<br />
Hera. Homeros destanlarında "inek gözlü",<br />
"ak kollu" ya da "altın tahttı" diye nitelenen<br />
Hera (yahut Here) tipik bir Grek tanrıçasıdır,<br />
yani Yunanistan yarımadasının ırk, şoy, din<br />
ve dünya görüşlerini, çıkarlarını daha ileri bir<br />
kültürün simgesi Ege ve Anadolu'ya karşı savunan,<br />
bu yüzden kişiliği ve efsaneleri hep<br />
bir kavga, kin, hınç ve geçimsizlik havası yansıtan<br />
sevimsiz bir tanrıçadır. Bütün kusurlarıyla<br />
kadını canlandırır Hera-. Dırdırcı, kıskanç,<br />
hırçın, inatçıdır, düzen kurar, ama hiçbir<br />
işi açık değildir, hasır altından su yürütür,<br />
gizli kapaklı yapar ne yaparsa, sevgi ve nefretleri<br />
hiçbir mantığa dayanmaz, silah ve yetkilerini<br />
kötüye kullanmaktan çekinmez, benzetmek<br />
gerekirse, her zaman ve özellikle zamanımızda<br />
örneklerine çok rastlanan varlıklı<br />
ve benci! burjuva kadınını simgeler. Zeus'un<br />
eşi, tanrıların kraliçesi ulu Hera'ya bu damgayı<br />
basan Homeros'tur, ama ne tuhaf ki İonyalı<br />
koca şairin çizdiği Hera portresi tutunmuş,<br />
Yunanistan'da yaratılan efsanelerinde aynı<br />
tiple karşımıza çıkmaktadır. Hera'yı kocası<br />
Zeus'un ağzından dinleyelim (İl. VIII, 407):<br />
Çok değil Here'ye öfkem, kinim,<br />
her işime engel olmak onun huyu.<br />
Troya savaşını tuttuğu Akha'lardan yana<br />
çevirebilmek için Zeus'u baştan çıkarıp uyul<br />
tuktan sonra, birden uyanan tanrı şöyle çıkı<br />
şır karısına (ti. XV, 14 vd.):