11.04.2013 Views

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Akhilleus'un, Hektor'un ölüsüne ve seyirci<br />

kalan bahtsız Troya şehrine yaptığı işkence<br />

dillere destan olmuştur: Hektor'u arabasına<br />

bağlar, yedi kez dolaştırır Troya şehrinin çevresinde,<br />

toz, toprak içinde. Bu korkunç manzaraya<br />

tanrılar bile dayanamaz, Apollon,<br />

Aphrodite yağlar sürerler bedenine, gece,<br />

gündüz bekçilik ederler ölüsüne, sonunda Priamos'u<br />

elinden tutarak götürürler Akhilleııs'a,<br />

azgın yiğit de geri verir ölüyü babasına<br />

(Apollon, Akhilleus, Priamos).<br />

Hektor'a yakılan ağıtlar ve Hektor'un cenaze<br />

töreniyle kapanır İlyada. Dinleyin bakın,<br />

Boğazlara karşı yükselen Anadolu kalesine<br />

nasıl gömmüşler Anadolu'nun bu ilk özgürlük<br />

kahramanını (İl. XXIV, 784 vd.):<br />

Dokuz gün odun taşıdılar yığın yığın.<br />

Ölümlülere parlak şafak sökünce onuncu<br />

günü,<br />

gözyaşı içinde götürdüler Hektor'un<br />

ölüsünü,<br />

koydular yığınların tepesine, verdiler ateşe.<br />

Gül parmaklı şafak sabah erken parlaymca,<br />

ünlü Hektor'un ölüsü çevresinde toplandı<br />

bütün halk.<br />

Hepsi geldi bir araya, topluluk kuruldu,<br />

parıldayan şarapla söndürdüler odun<br />

yığınını,<br />

söndürdüler ateş gücünün sardığı her şeyi,<br />

sonra tapladı kardeşleri, dostları ak<br />

kemikleri,<br />

hepsinin yanaklarından iri yaşlar<br />

dökülüyordu.<br />

Kemikleri alıp kodular bir altın kutuya,<br />

erguvan rengi yumuşak örtülerle sardılar<br />

kutuyu.<br />

Sarar sarmaz indirdiler derin bir çukura,<br />

ekli kocaman taşlarla ördüler üstünü.<br />

Sonra bir mezar tümseği yapmaya<br />

başladılar,<br />

gözcüler diktiler çepeçevre, dört bir yana,<br />

mezar bitmeden Akha'lar saldırmasın diye.<br />

Bir mezar tümseği olunca toprak kabara<br />

kabara,<br />

gerisin geri döndü hepsi şehre,<br />

toplanıp bir güzel kutladılar çok ünlü şöleni<br />

Zeusoğlu kral Priamos'un sarayında.<br />

İşte böyle yapıldı atları iyi süren Hektor'un<br />

cenaze töreni.<br />

Helena. Yunan efsanelik kişilerinin en ünlüsü,<br />

güzeller güzeli Helena (ya da Homeros'un<br />

deyimiyle Helene) bin bir masal ve öyküye<br />

kahraman olmakla kalmamış, kişiliği de son­<br />

suz tartışmalara yol açarak, çeşitli görüş ve<br />

yönlerden yorumlanmıştır. Helena'nın kişiliğinde<br />

ilkçağ Yunan dünyasının güzele düşkünlüğü<br />

dile geldiği gibi, güzel ve iyi, yani estetik<br />

değerlerle etik, ahlak değerleri arasındaki<br />

karşıtlık da yansımaktadır. Nitekim Homeros'tan<br />

sonraki şair ve yazarlar (aralarında<br />

Platon da vardır) bir kadının bunca savaşlara,<br />

Doğuyla Batı arasındaki bu çapta bir çatışmaya<br />

etken olabilmesini ahlakdışı görüp, Helena'nın<br />

kaçırılması olayını olduğundan başka<br />

türlü anlatmak yoluna gitmişlerdir. Helena'yi<br />

yaratan Homeros'tur, bu tip en duru, en arı<br />

ve en canlı olarak destanlarında canlanmaktadır,<br />

öyle ki sonraki yorumlar bile hep İlyada<br />

ve Odysseia'da atılmış anlatım temellerine<br />

dayanır. Onun içindir ki, Helena'nın öykülerine,<br />

efsanelerine girişmeden, bu güzelin Homeros<br />

destanlarında nasıl karşımıza çıktığını<br />

bir görelim.<br />

Troya ovasındaki savaşın en kızgın bir anıdır-.<br />

Menelaos'la Paris teke tek savaşa girişecekler<br />

ve kazanan Helena'yı alıp götürecektir,<br />

böylece bu bitmez tükenmez savaş kendiliğinden<br />

sona erecektir. Başlarında Troya<br />

kralı Priamos olmak üzere ihtiyarlar Batı kapısının<br />

üstündeki kulede savaşı seyretmektedir.<br />

Birden Helene görünür (İl. 111, 154 vd.):<br />

Helene'nin görünce çıktığını kuleye<br />

şu kanatlı sözleri söylediler usulcacık:<br />

"Troya'lılarla Akha'lartn, böyle bir kadın<br />

için<br />

yıllardır acı çekmeleri hiç de ayıp değil.<br />

Yüzüne bakan ölümsüz tanrıçalara benzetir<br />

onu.<br />

Ama gene de binse gemiye keşke gitse,<br />

gitse de, bizi, çocuklarımızı belaya<br />

sokmasa".<br />

Priamos da tatlı tatlı konuşur Helene ile,<br />

şöyle seslenir:<br />

Buraya, yanıma gel kızım, otur şöyle,<br />

gör bak işte, eski kocan, hısım, akraban,<br />

dostların.<br />

Bence suçlu sen değilsin, tanrılar asıl,<br />

onlar yığdı başıma kan ağlatan savaşı.<br />

Bundan daha uygarca, daha insanca bir görüş,<br />

bir davranış akla gelmez ve böylesini<br />

yaklaşık üç bin yıl önceki bir metinde bulmak<br />

şaşırtır insanı. Ne var ki bu uygarlık, bu in-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!