11.04.2013 Views

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Troya'lı savaşçıların hepsi çil yavrusu gibi dağılmış,<br />

hepsi sığınmışlardır Troya surlarının<br />

içine (İl. XXII, 5 vd.) :<br />

Bir Hektor duruyordu olduğu yerde,<br />

uğursuz bir kader rmhlamıştı onu<br />

l/yon'un dışında Batı kapılarının önüne.<br />

Surların üstünden ihtiyar Priamos, perişan<br />

Hekabe boşuna yalvarır dururlar bu kez Hektor'a<br />

ölüme meydan okumaması, kentini kurtarmak<br />

için canını kurtarması için. Ama ses<br />

çıkmaz artık Hektor'dan, kendi içinde yapmaktadır<br />

artık tartışmayı, hesaplaşmayı. Ve<br />

en azından iki bin yıl sonra doğacak olan roman<br />

türünün belli başlı bir öğesine örnek olacak<br />

monologuna şöyle başlar Hektor (İl. XXII,<br />

99 vd.):<br />

"Yazık bana, girersem surların içine,<br />

ilkin Pulydamas yağdırır ayıbı başıma,<br />

tanrısal Akhilleus'un baş kaldırdığı o<br />

uğursuz gece<br />

buyurmuştu bana, Troyalılan şehrin içine<br />

al, demişti,<br />

dinlememiştim onu, dinleseydim keşke.<br />

Çılgınlık ettim de ne oldu, yok ettim '<br />

halkımı,<br />

Troya'nm erkeklerinden, kadınlarından<br />

utanıyorum.<br />

Benden değersiz biri bir gün ya derse ki:<br />

Gücüne çok güvendi Hektor, kıydı halkına.<br />

Çok daha iyi olur karşı durmak Akhilleus'a,<br />

ya öldürüp onu dönerim geri,<br />

ya da onun elinden şanla ölürüm şehrin<br />

önünde.<br />

Yoksa göbekli kalkanımı, güçlü tolgamı<br />

bırakıp bir yana,<br />

kargımı da duvara dayayıp,<br />

dosdoğru çıksam mı kusursuz Akhilleus'un<br />

önüne,<br />

söz versem, desem ki geri vereceğiz<br />

Helene'yi de, tekmil mallarını da,<br />

vereceğiz, koca karınlı gemileriyle<br />

Aleksandros'un Troya'ya getirdiği her şeyi.<br />

-Bunlar kavgamızın başı değil mi?-<br />

Alın, diyeceğim, götürün bunları Atreus<br />

oğullarına.<br />

Bir de desem mi paylaşalım hepsini<br />

bu şehirde nemiz var, nemiz yok.<br />

Ant içireceğim, desem, Troyalı ihtiyarlara,<br />

desem saklamayacaklar şehirde hiçbir şeyi,<br />

ikiye bölecekler, desem, bütün malı, mülkü.<br />

Ama yüreğim ne diye oyalanır böyle<br />

şeylerle?<br />

Ona karşı olduğum gibi gidersem<br />

bakalım acıyacak mı bana, saygı gösterecek<br />

mi?<br />

Silahsız gidersem böyle çırılçıplak,<br />

bir kadın gibi öldürebilir beni o.<br />

Böyle enine, boyuna düşünmek de ne.<br />

En iyisi tez elden paylaşmak kozumuzu.<br />

Bakalım Olympos'lu kime bağışlar ünü".<br />

Hektor böyle düşünürken Akhilleus yaklaşır.<br />

Onu görünce bir titremedir alır Hektor'u,<br />

başlar koşmaya. İlyada'nın en ünlü sahnelerinden<br />

biri de açılır gözümüzün önüne: Hektor<br />

önde, Akhilleus arkada üç kez dolaşırlar<br />

Troya şehrini, binlerce korkulu göz önünde<br />

oluşan bir ölüm-kalım yarışı. O sırada İda dağının<br />

tepesinde tanrılar dernek kurmuş, gözlerler<br />

ve tartışırlar olayı. Zeus altın terazisini<br />

kurar, bir kefesine Hektor'un, bir kefesine<br />

Akhilleus'un ölümünü koyar, kaldırır teraziyi,<br />

bakarız ki Hektor'un kurası ağır basıyor.<br />

Hektor ölecektir. Tanrılar işte o anda el çekerler<br />

Hektor'dan, yalnız Athena Hektor'un<br />

kardeşi Deiphobos'un kılığına girerek yiğide<br />

yanaşır, kendisini destekleyecekmiş gibi yapar.<br />

Hektor inanır, karşı durur düşmana,<br />

ama bir antlaşma yapılmasını ister ki kim öl<br />

dürecekse, ölenin bedenini geri versin yakınlarına.<br />

Hakka, yasaya, insan saygısına güveni<br />

vardır Hektor'un son demine dek. Oysa nerede<br />

Akhilleus, yanaşmaz hiçbir antlaşmaya.<br />

Aslan gibi saldırır, Hektor Deiphobos'u çağırır,<br />

bakar ki yok, anlar aldatıldığını (İl. XXII,<br />

303 vd.):<br />

Kaderim beni kıskıvrak bağladı işte.<br />

Gene de kıyasıya dövüşmek düşer bana,<br />

bir yiğitlik göstereyim de öyle öleyim, '<br />

duysun gelecekteki insanlar bile.<br />

Can verirken bir daha yalvarır Hektor Akhilleus'a<br />

ölüsünü Troya'lılara geri versin diye.<br />

Ama Akhilleus'un ret cevabıyla karşılaşır (Akhilleus).<br />

Hektor'un son sözü de şudur:<br />

"Senin ne olduğun yüzünden belli,<br />

demirden bir yüreğin var göğsünde.<br />

Ama uyanık ol, uğramayasm tanrı lanetine,<br />

yiğit de olsan, Paris'le Apollon bir gün seni,<br />

öldürecekler Batı kapılarının önünde".<br />

Söyler söylemez Hektor bu sözleri,<br />

her şeye son veren ölüm kapladı bedenini.<br />

Uçtu canı gövdesinden, yollandı Hades'e,<br />

gücünden, gençliğinden koptu, kaderine<br />

ağlaya ağlaya

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!