07.04.2013 Views

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

— Ne kadar yazık! Oysa ben ona sadece bir an içinde haber vermek istiyordum ki... Bütün gece, bir türlü rahat vermiyen<br />

o kan artık temizlenmiştir ve ben artık bir katil değilim! Ondan başka kime haber vereceğim? Benim nişanlım-dır o<br />

baylar!<br />

Bunu sevinçle ve kutsal bir şeyden söz eder gibi çevresindekilere göz gezdirerek söylemişti.<br />

— Ah! Size ne kadar teşekkür etsem azdır, baylar! Ah<br />

beni nasıl yeniden hayata kavuşturdunuz, bir an içinde beni nasıl dirilttiniz! O ihtiyar beni kucağında taşımıştı, beni<br />

teknede yıkamıştır, daha üç yaşında bir bebek olduğum ve terk edildiğim vakit, bana babalık etmiştir! Sorgu yargıcı:<br />

— Demek siz... diye söze başlıyacak oldu.<br />

Mitya iki dirseğini de masanın üzerine koyup elleriyle yüzünü kapıyarak:<br />

— Đzin verin baylar, bir dakikacık daha izin verin, diye sözünü kesti. Bırakın bir parçacık aklım başıma gelsin, biraz<br />

nefes alayım baylar! Bütün bunlar insanı müthiş sarsıyor, müthiş! Đnsanın yüzü davul değil ki, durmadan<br />

dövülsün!<br />

Nikolay Parfenoviç tekrar:<br />

— Azıcık daha su içseniz... diye mırıldandı.<br />

Mitya ellerini yüzünden çekerek güldü. Bakışında bir zindelik vardı. Sanki bir anda değişmişti. Sesi de bambaşka<br />

olmuştu. Artık gene bütün insanlara eşit, eskiden tanıdığı bütün bu insanlarla aynı düzeyde olan bir varlıktı. Sanki orada,<br />

hepsi dün, daha hiç bir şey olmadan, herhangi bir sosyete toplantısında bir araya gelmiş gibiydiler. Yalnız bu arada şunu<br />

söyliyelim ki, Mitya, ilk geldiği zamanlar komiserin evinde daima candan karşılanıyordu. Ama sonradan, özellikle son ay<br />

içinde, Mitya, ona hemen hemen hiç uğramamış komiser de ona rastladığı vakit, örneğin, sokakta onunla karşılaşınca<br />

şiddetle kaşlarını çatmağa ve sadece nezakete aykın olmasın diye selamına karşılık vermeğe başlamıştı. Bunu Mitya da<br />

iyice farketmişti. Savcı'yla ise daha da uzak bir tanışıklığı vardı. Ama sinirli ve hayale düşkün bir kadın olan eşini bazan<br />

ziyaret ettiği oluyordu. Gerçi bu ziyaretlerini en iyi niyetlerle yapıyordu, ama ona niçin gittiğini kendisi de bilmiyor,<br />

savcının karısı da her zaman onu candan karşılıyordu. Kadın nedense son zamanlara kadar onunla ilgilenmişti. Sorgu<br />

yargıcı ile henüz yakından tanışmamıştı, bununla birlikte onunla karşılaşmış, hatta bir iki kez kadınlar konusunda<br />

konuşulmuştu.<br />

Birden neşeli neşeli gülerek:<br />

— Görüyorum ki, siz en becerikli savcılardan birisiniz, dedi. Ama şimdi ben kendim size yardımda bulunacağım.<br />

Ah, baylar! Şimdi yeniden doğmuş gibiyim dünyaya... sakın size28<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

29<br />

böyle basit bir şekilde hitap ediyorum diye bana darılmayın. Sonra biraz da sarhoşum. Bunu size açıkça söyliyebilirim.<br />

Galiba sizinle... akrabam Miusov'un evinde karşılaşmak şerefine kavuşmuştum, öyle değil mi Nikolay Parfeniç... Baylar,<br />

baylar, ben şu anda kendimi sizinle eşit saymak iddiasında değilim! Şu anda sizin karşınızda ne durumda bulunduğumu,<br />

ne şekilde oturduğumu biliyorum. Biliyorum ki, eğer, Grigoriy benim için ifade vermişse... korkunç, evet tabiî korkunç bir<br />

şüphe altındayım. Fecî bir şey! Fecî bir şey! Bunu anlamıyor değilim! Şimdi işe girişelim baylar. Ben hazırım, şimdi bu işi<br />

bir anda bitiririz. Çünkü dinleyin, dinleyin baylar. Madem ben kendim suçlu olmadığımı biliyorum, o halde işi bir anda<br />

bitiririz demektir! Öyle değil mi? Öyle değil mi?<br />

Mitya hızlı hızlı, sinirli ve heyecanlı bir tavırla çok konuşuyor ve sanki kendisini dinliyenler, kesin olarak en iyi dostlarıymış<br />

gibi bir tavır takınıyordu.<br />

Nikolay Parfenovîç, onu etkileyen bir tavırla:<br />

— O halde şimdilik işlediğiniz söylenen suçu kesin olarak reddettiğinizi zapta geçirelim, diyerek zabıt memuruna doğru<br />

döndü, ona alçak sesle yazılması gerekeni yazdırmağa başladı.<br />

— Zapta mı geçireceksiniz? Bunu zapta mı geçirmek istiyorsunuz? Peki öyleyse yazın! Ben razıyım, buna hiç itirazım<br />

yok baylar... Yalnız bakın... Durun, durun. Şöyle yazın: Serkeşlik etmekten, zavallı bir ihtiyara şiddetli darbeler<br />

indirmekten suçludur. Gerçi kendimi içten suçluyorum, ama bunu yazmak gerekmez. (Birden zabıt memuruna doğru<br />

dönmüştü). Bu artık özel hayatım baylar! Bu, artık sizi ilgilendirmez. Yani benim içimde olanlar demek istiyorum...<br />

Ama ihtiyar babamın öldürülmesinden suçlu değilim. Bunu düşünmek vahşice bir şey olur. Tam anlamıyla<br />

vahşice bir düşünce olur bu! Size ispatlıyacağım, siz de hemen bunun böyle olduğunu göreceksiniz. Siz de güleceksiniz<br />

baylar, bu şüphenizden ötürü kahkahalarla güleceksiniz.<br />

Sorgu yargıcı, kendinden geçmiş olan Dimitriy'i sakin tavrıyla yenmek istiyormuş gibi:<br />

— Sakin olun Dimitriy Fiyodoroviç, diye hatırlattı. Sorguya devam etmeden önce size bir soru sormak isterdim. Bu<br />

soruma karşılık vermeye razı olursanız, müteveffa Fiyodor<br />

Pavloviç'i galiba sevmediğinizi, onunla sürekli olarak dargınlık içinde yaşadığınızı bir kez daha sizin ağzınızdan işitmek<br />

isterim... Burada hemen hemen on beş dakika kadar önce, kendiniz de onu öldürmek istediğinizi söylediniz;<br />

«Öldürmedim ama öldürmek istedim!» diye bağırdınız.<br />

__Ben rai bağırdım öyle? Ha, belki de bağırmışımdır baylar. Evet, ne yazık ki. gerçekten onu öldürmek istemişimdir.<br />

Hem de çok kez içimden geçmiştir bu... Ne yazık ki, öyle oldu!<br />

— Đstediniz demek. Peki babanıza karşı böyle bir nefret duymaya sizi yönelten düşünceler neydi, bunları bize açıklar<br />

mısınız?<br />

Mitya omuzlarını silkerek hüzünle gözlerini yere indirdi.<br />

— Bunda açıklanacak bir şey yok ki, baylar dedi. Ben duygularımı hiç bir zaman saklamamışımdır. .Bütün kent neler<br />

hissettiğimi biliyordu. Meyhanede bile bundan herkesin haberi vardı. Daha kısa bir süre önce manastırda, Zosima<br />

dedenin hücresinde de bildirmişimdir bunu... O günün akşamı babamı dövmüştüm, hatta az kalsın öldürecektim onu.<br />

Sonra da gene geleceğimi ve tanıkların gözü önünde onu öldüreceğimi söyledim... Bin tanık olsa bile yapacaktım bunu.<br />

Bir ay boyunca hep bunları bağırarak söylemişimdir, herkes tanık olmuştur bu sözlerime!.. Olaylar elle tutulur,<br />

olaylar kendini belli eder, olaylar her şeyi açığa vurur ama duygular başka şeydir, baylar! Duygular bambaşka

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!