07.04.2013 Views

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

şeyler, herkesin katilin kim olduğu konusunda yürüttüğü tahminleri daha da kuvvetlendirmişti. (Bununla birlikte kendisi<br />

içinden son dakikaya kadar hâlâ bunun böyle olduğuna bir türlü inanmak istemiyordu.)<br />

Hemen harekete geçmeye karar verdiler. Komiser yardımcısına hemen dört tanık bulmak görevini verdiler. Sonra da<br />

burada anlattığım gibi, kurallara uygun olarak Fiyodor Pav-loviç'in evine girip yerinde araştırma yaptılar. Henüz yeni<br />

gelmiş ve heyecanlı bir adam olan hükümet tabibi kendiliğinden komiser, savcı ve zabıt memuru ile birlikte gitmek<br />

isteğinde bulundu. Bu arada yalnız kısaca sunu söyliyeyim: Fiyodor Pavloviç'in kafası kırılarak öldürülmüş olduğu<br />

anlaşılmıştı, ama bu neyle yapılmıştı? Herhalde sonradan Grigo-riy'i de yere sermiş olan aynı âletle... O sırada âletin ne<br />

olduğunu öğrendiler ve elden gelen tıbbî yardımın yapıldığı Gri-goriy'den zayıf bir sesle kesik kesik olarak nasıl yere<br />

serildiğinin hikâyesini dinlediler. Elde fenerle duvarın dibini araştırdılar ve bahçedeki patikanın üzerine en görünen yere<br />

atılmış olan bakır havanelini buldular.<br />

Fiyodor Pavloviç'in yattığı odada pek öyle göze batan bir karışıklık görmediler, ama karyolasının önündeki perdeyi<br />

çekince, yerde kalın bir kâğıttan yapılmış, arşivlerde kullanılan çeşitten üzerinde, eğer gelmek isteğinde bulunursa<br />

«Meleğim Gruşenka'ya verilecek olan üç bin rublelik hediye» diye yazılı olan bir zarf buldular. Yazının altında da her<br />

halde sonradan Fiyodor Pavloviç'in kendi eli ile ilâve ettiği «ve civcivime» sözü yazılı idi. Zarfın üzerinde kırmızı bal<br />

mumundan üç büyük mühür vardı. Ama zarf yırtılmıştı, içinde de bir şey yok-22<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

23<br />

tu: Paralar alınmıştı. Yerde zarfı bağlamak için kullanılmış olan ince pembe kurdeleyi buldulât...<br />

Piyotr Đlyic'in ifade verirken de söylediği başka sözler a-rasında özellikle bir şey savcı ile sorgu yargıcının üzerinde<br />

olağanüstü bir etki yaptı. O da şuydu: Dimitriy Fiyodoroviç muhakkak gün doğarken tabanca ile intihar etmişti. Çünkü<br />

kendisi öyle karar vermişti. Piyotr Đlyiç'e de bunu kendisi söylemişti. Hatta tabancayı onun yanında doldurmuş, bir de<br />

kâğıt yazarak onu cebine koymuştu...<br />

Demek ki, bir an önce olay yerine, Mokroye'ye gitmek, belki de gerçekten kendini vurmayı aklına koymuş olan katili bunu<br />

yapmadan önce yakalamak gerekiyordu. Savcı müthiş bir heyecan içinde: «Bu apaçık, bir şey!» diye tekrar edip<br />

duruyordu. «Böyle serseriler daima öyle yaparlar, yarın kendimi öldürürüm, ölmeden önce iyi bir keyfedeyim bari,<br />

derler.> Dimitriy'in dükkândan şarap ve yiyecek aldığı anlatıldığında ise, savcı daha da çok heyecanlandı.<br />

— Hatırlar mısınız beyler, tüccar Olsufyev'i öldürüp bin beş yüz rublesini çalan delikanlı da cinayetten hemen sonra gidip<br />

saçlarım kıvırtmış, ardından da önemli bir parayı bir kenara bile koymadan tıpkı bunun gibi paraları elinde tutarak<br />

fahişelere gitmişti, dedi.<br />

Bununla birlikte soruşturma, Fiyodor Pavloviç'in evini arama, kanunî formaliteler ve buna benzer şeyler işi<br />

geciktiriyordu. Bütün bunlar için zamana ihtiyaç vardı. Bu yüzden Mokroye'ye kendileri gitmeden iki saat önce, tam o<br />

akşam kent'e maaşını almak için gelmiş olan bölge zabıta memuru Mavrikiy Mavrikeviç Şmertzov'u gönderdiler.<br />

Mavrikiy Mav-rikeviç'e şu görev verilmişti: Mokroye'ye gidince hiç kimseyi velveleye vermeden görevli üst makama<br />

mensup kişiler gelinceye kadar, «katili» göz hapsine almak, muhafızları ve oradaki zabıta memurlarını duruma<br />

hazırlamak. Bunlar ve buna benzer emirler verilmişti. Mavrikiy Mavrikeviç de, kendisine söylendiği gibi davrandı ve<br />

yalnız eski bir ahbabı olan Trifon Borisoviç'e ne için geldiğini gizli olarak kısmen anlattı. Đşte Mitya'nın karanlıkta taraçada<br />

kendisini arayan hancıya rastlayışı ve Trifon Borisoviç'in yüzünde de, sözlerinde de birden bir değişiklik meydana gelmiş<br />

olduğunu farkedişi de bu sıraya rastlar. Böylece Mitya da, orada bulunan başkaları da<br />

göz hapsinde olduklarını hiç farketmediler. Tabancaların bulunduğu kutuyu ise Trifon Borisoviç çoktan almış gizli bir yere<br />

koymuştu. Hükümet memurlarının hepsi ise ancak sabahleyin, saat beşte, nerdeyse ortalık ağardığı sırada geldiler.<br />

Komiser, savcı ve sorgu yargıcı iki fayton, iki de troyka ile gelmişlerdi. Doktor'a gelince, o sabahleyin otopsi yapmak<br />

niyeti ile Fiyodor Pavloviç'in evinde kalmıştı. Ama onu asıl ilgilendiren şey, hasta uşak Smerdyakov'un durumu idi. Yola<br />

koyulan arkadaşlanna:<br />

— Bu kadar şiddetli ve böyle uzun, hiç durmadan iki gün iki gece süren sara krizlerine nadir rastlanır, böyle bir olay<br />

bilimin ilgilendiği bir olay sayılır, diyordu.<br />

Onlar da gülerek bu buluşu için kendisini tebrik ettiler. Bu arada savcı ile sorgu yargıcı çok iyi hatırlıyorlardı ki, doktor çok<br />

kesin bir tavırla, Smerdyakov'un ertesi sabaha kadar yaşısamıyacağını sözlerine eklemişti.<br />

Şimdi bu uzun ve bana öyle geliyor ki, zorunlu olan bu açıklamadan sonra, hikâyemize, daha önceki kitapta yarıda<br />

kesmiş olduğumuz âna dönelim.<br />

III<br />

BĐR RUHUN ÇĐLELERDEN GEÇĐŞĐ BĐRĐNCĐ ÇĐLE<br />

Đşte Mitya oturuyor, vahşi bir bakışla orada bulunanlara kendisine söylenenleri hiç anlamadan bakıyordu. Birden ayağa<br />

kalktı, ellerini yukarı doğru uzatarak yüksek sesle:<br />

— Suçlu değilim! Bu kandan ben suçlu değilim! Babamın kanını dökmekten suçlu değilim... Öldürmek istedim<br />

ama suçlu değilim! Bunu ben yapmadım.<br />

Ama bağırır bağırmaz, perdenin öbür tarafından Gruşen-ka fırladı ve komiserin ayaklarına kapandı. Yürek parçalı-yan bir<br />

sesle göz yaşları içinde, kollarını herkese uzatarak:<br />

— Suçlu olan benim, benim! Alçağın biri olan ben suçluyum! diye bağırdı. Benim yüzümden öldürmüştür onu! Acı<br />

çektirerek onu bu hale ben getirdim! O, zavallı ölen ihtiyar-<br />

24<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

25<br />

çığı da acı çektirerek mahvettim, içimdeki kötülük yüzünden onu da bu hale getirdim! Asıl suçlu, birinci suçlu, en önemli<br />

suçlu benim!..<br />

Komiser ona el kaldıracak oldu:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!