07.04.2013 Views

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

— Bu, Böcek... Bu Böcek! diye bağırdı.<br />

Krasotkin, çın çın çınlayan mutlu bir sesle avazı çıktığı kadar:<br />

— Sen ne sanıyordun ya? diye bağırdı ve köpeğe doğru eğilerek onu kucaklayıp Đlyuşa'ya doğru kaldırdı.<br />

— Bak, arkadaşım, görüyor musun? Gözü şaşı, sol kulağı da kesik. Tıpkı bana anlattığın vakit tanımladığın gibi. Ben<br />

onu senin söylediğin bu işaretlere bakarak tanıdım! Daha o zaman, kısa bir süre sonra bulmuştum onu. Kimsenin değildi<br />

ki, kimsenin değildi ki!<br />

Kolya, bunu söyleyerek acele ile bir yüzbaşıya, bir karısına, bir Alyoşa'ya, sonra da gene ilyuşa'ya dönerek anlatıyordu:<br />

— Pedotov'lardaymış, arka avlularında. Oraya sığınmış. Ama onlar hayvanı beslemiyorlardı. Oysa hayvan<br />

kaçmıştı, köye kaçmıştı... Ben de onu arayıp buldum işte... Yani anlıyor musun, dostum, o zaman senin verdiğin ekmeği<br />

yutmamış. Eğer yutmuş olsaydı, muhakkak ölürdü. Orası muhakkak! Madem şimdi sağ, demek ki bir fırsatını bulup,<br />

lokmayı tükürerek ağzından çıkarmış. Sen tükürdüğünü görmemişsin! Tükürmüş ama gene de tükürürken diline iğne<br />

batmış tabiî, işte bu yüzden o vakit can acısı ile tiz bir sesle bağırmış. Hem<br />

koşuyor hem de tiz bir sesle bağırıyordu herhalde, sen de artık lokmayı büsbütün yuttuğunu sanmışsın. Herhalde çok<br />

bağırmıştır, çünkü köpeklerin ağızlarının içindeki deri çok hassastır... Đnsanda olduğundan çok daha hassastır!<br />

Kolya, durmadan heyecandan sevinçten, yüzü ateş gibi yanarak bağırıp duruyordu.<br />

Đlyuşa ise hiç konuşmuyordu. O iri ve korkunç bir şekilde dışarı uğramış gibi bakan gözlerini Kolya'ya dikmiş, ağzı açık<br />

olarak, yüzü kâğıt gibi sapsarı olmuş bir halde bakıyordu. Eğer hiç bir şeyden haberi olmayan Krasotkin, böyle bir anın<br />

hasta çocuğun sağlık durumu üzerinde ne kadar öldürücü ve acı veren bir etki yaptığını bilseydi bu şakayı hiç bir zaman<br />

yapmaya cesaret edemezdi. Ama odada bulunanlardan bunu belki yalnız Alyoşa anlıyordu. Yüzbaşıya gelince, o da<br />

sanki birden küçücük bir çocuk oluvermişti. Müthiş bir heyecan içinde:<br />

— Böcek ha! Demek bu Böcek ha? diye bağırıyordu. il yuşeçka, baksana bu Böcek'miş! Senin Böcek! Anacığım bu<br />

Böcek'miş!<br />

Nerdeyse ağlayacakta. Smurov üzüntülü bir tavırla:<br />

— Bunu nasıl düşünemedim! dedi. Aferin Krasotkin! Dedim ya Böcek'i bulur diye. işte buldu!<br />

Biri daha sevinçle:<br />

— Đşte buldu; diye karşılık verdi. Bir üçüncü incecik ses:<br />

— Yaşa Krasotkin! diye ortalığı çınlattı. Bütün çocuklar:<br />

— Yaşa, yaşa! diye bağırdılar ve alkışlamaya başladılar! Krasotkin, hepsinin sesini bastırmaya çalışarak:<br />

— Durun canım, durun! diye bağırıyordu. Size bunun nasıl olduğunu anlatayım. Asıl iş bunda. Başka bir şeyde değil de,<br />

asıl onda iş! Onu arayıp buldum ya. hemen evime götürdüm ve bir yere saklayarak üzerine kapıyı kilitledim. Son Süne<br />

dek de hiç kimseye göstermedim. Yalnız Smurov iki haf-k önce bir köpeğim olduğunu öğrendi. Ama ben onu köpe-taıin<br />

Çıngırak adında başka bir köpek olduğuna inandırdım, o da bunun Böcek olduğunu aklına bile getirmedi. Ben de<br />

Böcek'e bu arada birçok şeyler öğrettim. Bakın neler bi-liniyor, bakın! Tek onu sana artık terbiye edilmiş, uslanmış<br />

olarak getirmek için bunları öğrettim. Sana: «Đşte bak, senin144<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

145<br />

Böcek şimdi nasıl olmuş» demek için. Bir parçacık sığır eti falan yok mu? Şimdi size öyle bir numara yapacak ki, gül<br />

mekten yerlere yatacaksınız! Bir parçacık sığır eti yeter. Yok mu hiç?<br />

Yüzbaşı, rüzgâr gibi fırladı, sofadan geçerek aile yemeklerinin piştiği ev sahibinin dairesine koştu. Kolya ise çok değerli<br />

olan zamanı yitirmemek için çılgın gibi acele ederek Çıngırak'a: «Haydi öl!» diye bağırdı. Bunun üzerine Çıngı. rak<br />

olduğu yerde birden fırıl fırıl dönmeye başladı, sırtüstü yattı ve dört ayağını birden yukarı dikerek hareketsiz kaldı. :<br />

Çocuklar gülüyorlardı. Đlyuşa, eskisi gibi hüzünlü hüzünlü gülümseyerek bakıyordu. Ama Çıngırak'm ölüşü en çok «annenin<br />

nin hoşuna gitti. Köpeğe bakarak kahkahalarla gülmeye ve parmaklarını şıkırdatarak:<br />

— Çıngırak! Çıngırak! diye seslenmeye başladı. " j<br />

Kolya, zafer kazanmış gibi bir tavırla ve haklı olarak gururlanarak:<br />

— Ne yapsanız kalkmaz! Dünyada kalkmaz! diye bağırdı. Avazının çıktığı kadar bağırsanız bile... Ama ben bir bağırayım,<br />

hemen fırlar: Đçi, Çıngırak!<br />

Köpek fırladı ve sevincinden tiz bir sesle bağırarak zıp- [<br />

lamaya başladı. Yüzbaşı elinde haşlanmış bir parça sığır eti i<br />

ile koşarak içeri girdi. Kolya, acele ile ve önemli bir iş yapı- j yormuş gibi:<br />

— Sıcak değil ya? diye sordu. Hayır, sıcak değilmiş. Kö- ; pekler sıcak sevmezler de. Şimdi hepiniz bakın. Đlyuşeçka,<br />

bak j bak. Baksana, bak, bak, arkadaşım, niye bakmıyorsun? Kö- peği getirdim de bakmıyor bile!<br />

Yeni numara şuydu: hareketsiz duran ve burnunu uzatan<br />

hayvanın burnunun ta ucuna o lezzetli sığır parçası kona- ı<br />

çaktı. Zavallı köpek, burnunun üzerinde o parça ile sahibi<br />

nin söyleyeceği kadar bir zaman hiç kımıldamadan, hiç hareket etmeden, gerekirse yarım saat bile duracaktı. Ama Çın<br />

gırak'ı bu pozda yalnız bir saniyecik tuttular. Kolya:<br />

— Pile! diye bağırdı ve et parçası bir anda Çıngırakın burnundan ağzının içine uçtu.<br />

• Seyirciler tabii sevinçli bir hayret gösterdiler. elinde olmayarak sitemle:<br />

— Hay Allah! Köpeği sadece ona bu numaraları<br />

K için mi tüm bu süre içinde getirmediniz! diye bağırdı. mek Kolya, açık yüreklilikle:<br />

Tabii ya! Onu en kusursuz durumda göstermek istedim! dedi.<br />

Đlyuşa birden incecik parmaklarını şıkırdatarak köpeği<br />

yanına çağırdı:<br />

__ Çıngırak! Çıngırak!<br />

Kolya:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!