07.04.2013 Views

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

da bazan onu büyük bir üzüntü içinde bırakıyordu. Yüzüne gelince, hiç de «âdi» değildi. Aksine, beyaz, solgun ve çilleri<br />

olan oldukça sevimli bir yüzdü. Pek büyük olmayan, ama canlı, kül rengi gözleri cesaretle bakıyor ve sık sık heyecandan<br />

pırıl pırıl oluyordu. Elmacık kemikleri biraz geniş, ağzı kü-Çüktü. Dudakları çok kalın değildi ama kıpkırmızıydı. Burnu<br />

küçük, ucu da iyice yukarı kalkıktı. Aynaya baktığı vakit her zaman; «tam anlamıyla kopça burunluyum! Kopça burunlu<br />

diye buna derler işte!» diye söylenir, daima öfkeyle ay-öadan uzaklaşırdı.<br />

Kimi zaman da: «Bakalım, gerçekten yüzümde zekice bir anlam var mı?» diye bundan kuşku bile duyuyordu.<br />

Bununla126<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

127<br />

birlikte aklının fikrinin yalnız yüzü ve boyu ile uğraştığım sanmak da doğru bir şey olmaz. Aksine aynanın karşısında<br />

geçirdiği o anlar ne kadar üzücü olursa olsun, onları çabucak unutuyor, hatta uzun bir süre aklına bile getirmeyerek,<br />

kendi deyimi ile «bütün varlığını ideal ve gerçek hayatla ilgilenmeye veriyordu.»<br />

Alyoşa, kısa bir süre sonra çıktı, acele etmeden Kolya'ya yaklaştı. Kolya, Alyoşa kendisine yaklaşmadan önce, daha<br />

birkaç adım kala onun yüzünün çok sevinçli olduğunu gördü. Memnunlukla: «Yoksa gelişime mi bu kadar sevindi?» diye<br />

düşündü. Bu arada şunu belirteyim ki, Alyoşa'yı bıraktığımızdan beri genç adam çok değişmişti: Rahip giysilerini<br />

çıkarmıştı. Şimdi sırtında çok güzel dikilmiş bir ceket, başında da yuvarlak yumuşak bir şapka vardı. Saçları da kısa<br />

kesilmişti. Tüm bunlar ona çok yakışmıştı. Gerçekten çok yakışıklı olmuştu. Sevimli yüzünde her zaman bir neşe vardı.<br />

Ama bu garip, sakin ve sessiz bir neşeydi. Kolya, Alyoşa'nın yanına içerdeyken sırtında ne varsa onunla, hatta paltosunu<br />

bile almadan çıkmış olduğunu farkederek hayret etti. Belliydi ki, acele etmişti. Alyoşa, Kolya'ya hiç kararsızlık<br />

göstermeden elini uzattı:<br />

— işte sonunda siz de geldiniz. Sizi o kadar bekledik ki!<br />

— Gelmeyişimin bazı nedenleri vardı. Onların ne olduğunu şimdi öğreneceksiniz. Her neyse, sizinle tanıştığıma<br />

memnunum. Çoktandır tanışmak fırsatını bekliyordum ve sizinle ilgili pek çok şey işitmiştim.<br />

Kolya, bunu hafifçe nefesi tıkanarak mırıldanmıştı.<br />

— Canım, biz zaten sizinle nasıl olsa tanışacaktık. Ben de sizin için birçok şeyler işittim. Ama buraya... Buraya biraz<br />

geç kaldınız.<br />

— Söyleyin, durum nasıl burada?<br />

— Đlyuşa çok kötü durumda. Her halde ölecek. Kolya öfkeyle:<br />

— Ne diyorsunuz! Şunu kabul edin ki, bu tıp berbat bir şey, Bay <strong>Karamazov</strong>! dedi.<br />

— Uyuşa sizi sık sık, sık sık hatırlıyordu. Hatta biliyor musunuz, rüyasında, sayıklarken bile sîzi söylüyordu.<br />

Belli ki, size o bıçaklama olayından önce... Çok değer veriyordu--Gerçi o işin bir nedeni vardı ama... Kuzum bu köpek<br />

mi?<br />

__ Benim. Adı Çıngırak.<br />

Alyoşa, üzgün bir tavırla Kolya'nın gözlerinin içine baktı.<br />

__ Böcek değil mi? diye sordu. Demek Böcek durup dururken ortadan kayboldu öyle mi?<br />

Kolya, sakladığı bir sır varmış gibi esrarengiz bir tavırla gülümseyerek:<br />

— Biliyorum, hepiniz Böceği bulmamı isterdiniz, söylenenleri hep işittim, dedi. Beni dinleyin <strong>Karamazov</strong>! Size her şeyi<br />

olduğu gibi anlatacağım. Zaten sizi buraya ikimiz içeriye girmeden önce olup bitenleri anlatmak için çağırttım.<br />

Sonra heyecanla anlatmaya koyuldu:<br />

__Bakın şöyle oldu, <strong>Karamazov</strong>! Đlkbaharda tlyuşa hazırlama sınıfına girdi. Eh, bizim hazırlama sınıfı ne olacak? Siz de<br />

bilirsiniz: hep çoluk çocuk, îlyuşa ile hemen takışmaya başladılar. Ben iki sınıf daha yukardaydım ve tabii her şeye<br />

uzaktan, işin içine karışmadan bakıyordum. Bakıyorum çocuk küçük, çelimsiz bir şey. Ama onlara boyun eğmiyor, hatta<br />

onlarla dövüşüyor. Gururlu bir çocuk, gözleri pırıl pırıl yanıyor. Ben böyle çocukları severim.<br />

Çocuklar bu tavrını görünce onu daha da çok kızdırmaya başladılar. Asıl önemlisi, o zaman sırtında eski püskü bir palto<br />

vardı. Pantolonunun paçaları yukarı doğru çekiliyordu. Çizmeleri boyasızdı. Çocuklar onu bu yüzden tartaklıyorlardı.<br />

Çocuğun gururunu yaralıyorlardı. Hayır, artık buna dayanamazdım! Böyle şeyleri sevmem. Hemen onu savundum.<br />

Oğlanlara Hanyayı Konyayı gösterdim. Biliyor musunuz onları döverim, onlar gene de beni taparcasına severler<br />

<strong>Karamazov</strong>!<br />

Kolya bunu söylerken gösteriş yapar gibi övünmüştü.<br />

~- Zaten çocuklara bayılırım. Şu anda bile evde iki tane<br />

Eniğim var. Hatta bugün buraya gelirken onların yüzünden<br />

Seçiktim, işte böylece îlyuşa'yı dövmekten vazgeçtiler. Ben<br />

de onu korumağa başladım. Görüyordum ki, gururuna düş-<br />

suskun bir çocuktur. Bunu size gerçekten söylüyorum; gururlu<br />

çocuktur. Öyleyken sonunda bana köle gibi bağlandı. En küçük<br />

Eklerimi bile yerine getiriyor, her sözümü dinliyor, beni tan-<br />

gibi seviyor, hatta davranışlarımı kopya etmeğe çalışıyor-<br />

birlikte tenefüse çıktık mı, hemen bana geliyordu. Onunla bir-<br />

BĐZ dolaşmaya başlıyorduk. Pazar günleri de öyle oluyordu.<br />

bizim gimnazyada büyük sınıfta olan bir çocuk, kendisinden128<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

küçük olan bir çocukla aynı düzeye indi mi, herkes alay eder. Ama bu saçma bir ön yargı. Madem canım öyle istemiş,<br />

kime ne? Öyle değil mi? Ona bir şeyler öğretiyor, onu geliştirmeye çalışıyordum. Madem hoşuma gidiyordu, neden<br />

gelişmesine yardım etmeyecektim? Öyle değil mi, söyleyin? Bakın siz de bütün bu çocuklarla ahbap oldunuz <strong>Karamazov</strong><br />

Demek yeni kuşağı etkilemek, bu çocukları geliştirmek ya rarlı olmak istiyorsunuz, değil mi? Hem doğrusunu, söyleyeyim,<br />

karakterinizde bana anlattıkları asıl bu yön en çok ilgj. mi çekti.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!