07.04.2013 Views

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

şekilde reddetmişti. Bununla birlikte, Dardanelov, bazı gizli belirtilerden o güzel, ama aşırı derecede temiz yürekli ve<br />

şefkatli dulun kendisinden hiç de nefret etmediğini hissederek umuda kapılmak hakkını kendisinde bulabilirdi.<br />

Kolya'nın çılgınca yaramazlığı galiba aradaki soğukluğu kaldırmış ve Dardanelov'a çocuğu savunduğu için, çok belirsiz<br />

bir şekilde olmakla birlikte bir umut besliyebileceği ima edilmişti. Ama Dardanelov'un kendisi de şaşılacak bir temiz<br />

yüreklilik ve kibarlık örneği idi. Bu yüzden de şimdilik tam anlamıyla mutlu olması için, bu kadarı ona yetiyordu.<br />

Çocuğu severdi. Bununla birlikte onun sevgisini kazanmağa çalışmayı kendisi için küçültücü bir şey sayıyor, bu yüzden<br />

de sınıfta Kolya'ya karşı sert ve titiz davranıyordu. Ama Kolya da kendisi ile onun arasında bir mesafe bırakıyor, saygı<br />

gösteriyor, derslerini üstün başarı ile yapıyordu. Sınıfta ikinciydi. Dardanelov'a karşı da soğuk davranıyor ve tüm sınıf<br />

özellikle evren tarihi konusunda Kolya'nın Dardanelov'u bile «bastıracak kadar» kuvvetli olduğuna inanıyordu.<br />

Gerçekten de Kolya, ona sınıfta «Truva'yı kim kurdu?» diye sormuştu. Dardanelov bu soruya karşılık verirken genel<br />

olarak milletlerin uygarlığından, oradan oraya akın ve göç et-melerinden, bunların çağların derinliklerinde kaybolmuş<br />

şey-fcr olduğundan, efsanelerden söz etmiş ama Truva'nın kimin<br />

(*) Orta öğrenim! sağlayan Gimnazya'ya hazırlayıcı okul.106<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

107<br />

tarafından, yani hangi kişiler tarafından kurulmuş olduğunu söyleyememiş, hatta bu soruyu boş, hiç bir anlamı olmayan<br />

bir soru saymıştı. Ama çocuklar kesin olarak Dardanelov'un Tru-va'yı kimlerin kurmuş olduğunu bilmediği kanısına<br />

varmış, bu kanıları da değişmemişti. Kolya ise Truva'yı kimlerin kurduğunu, babasının ölümünden sonra kalan kitap dolu<br />

dolapta bulunan Smaragdov'un tarihinden öğrenmişti. Đşin sonunda herkes, hatta çocuklar bile Truva'yı kim kurdu diye<br />

merak etmeye başladı. Ama Krasotkin sırrını açmadı ve «bilgili bir çocuk» olarak ünü hiç sarsılmadı.<br />

Demiryolundaki olaydan sonra Kolya'nın annesine karşı olan ilişkilerinde belirsiz bir değişiklik olmuştu. Anna Fiyodorovna<br />

(dul bayan Krasotkina) oğlunun «başarısını» öğrendiği vakit az kalsın aklını kaçıracaktı. Bazen birkaç gün süren<br />

öyle korkunç isteri krizleri geçiriyordu ki, artık ciddî olarak korkuya kapılan Kolya ona bir daha böyle yaramazlıkların hiç<br />

bir zaman olmayacağını söyliyerek şerefinin üzerine söz verdi. Bayan Krasotkina'nın istediği gibi tasvirin önünde diz<br />

çökerek ölen babasının adına yemin etmişti. Bunu yaparken de o «gözünü budaktan esirgemeyen» Kolya da<br />

«duygulandığı için» tıpkı altı yasında bir çocuk gibi ağlamağa başlamıştı. O gün sabahtan aksama kadar ana oğul sık sık<br />

birbirlerini kucaklayarak içleri yana yana gözyaşı döktüler.<br />

Ertesi günü, Kolya gene eskisi gibi «duygusuz» bir çocuk ola -rak uyandı. Bununla birlikte daha sessiz, daha ağırbaşlı,<br />

daha ciddî ve daha düşünceli olmuştu. Gerçi bir buçuk ay kadar sonra gene yaramazlık ederken az kalsın<br />

yakalanıyordu. Hatta bu yüzden adını bizim sulh yargıcımız bile işitti. Ama bu artık bambaşka bir çeşit yaramazlıktı.<br />

Gülünç ve budalaca bir şeydi. Zaten sonradan öğrenildiğine göre, bu yaramazlığı kendisi de yapmamıştı. Sadece o işe<br />

karışmıştı. Ama bundan, bir fırsatını bulup daha sonra söz edeceğiz.<br />

Kolya'nın annesi tiril tiril titremeye ve üzülmeye devam ediyordu. Dardanelov ise genç kadın endişe duydukça daha çok<br />

umutlanıyordu. Bu arada şunu söylemek gerekir ki, Kolya bu bakımdan Dardanelov'un durumunu anlıyor ve neler<br />

duyduğunu seziyordu. Tabiî bu «duyguları» yüzünden ondan nefret ediyordu. Hatta daha eskiden bu nefretini annesinin<br />

önünde açıklayarak Dardanelov'un amacının ne olduğunu anladığını ima etmek nezaketsizliğini bile gösteriyordu. Ama<br />

demiryo-<br />

lu olayından sonra bu bakımdan da tutumunu değiştirdi. Artık çok uzaktan bile imalar yapmayı doğru bulmuyordu ve<br />

annesinin yanında Dardanelov'dan daha saygılı bir şekilde söz etmeye başladı. Duygulu bir kadın olan Anna<br />

Fiyodorovna, bunu hemen ve yüreğinde derin bir minnet duyarak anlamıştı. Ama buna karşılık, herhangi bir yabancı<br />

misafir bile elinde olmayarak Dardanelov hakkında en küçük bir söz söylediği vakit, odada Kolya varsa, birden<br />

utancından yanakları gül gibi al al oluyordu. Kolya ise böyle anlarda ya kaşlarını çatarak pencereden dışarı bakar, ya<br />

acaba çizmeleri boya ister mi, diye onları gözden geçirir, ya da var kuvveti ile kıvırcık tüylü, oldukça iri ve cins olmayan<br />

«Çıngırak> adlı köpeğini çağırırdı. Bu köpeği bir ay kadar önce bir yerden bulup eve getirmişti. Nedense onu içerde gizli<br />

tutuyor, hiç bir arkadaşına göstermiyordu. Hayvana çeşitli oyunlar ve marifetler öğreterek fena halde eziyet ederdi.<br />

Zavallı köpeği öyle bir hale getirmişti ki, okula gitmek için evden ayrıldığı vakit, hayvan uluyup duruyor, döndüğü zaman<br />

ise sevincinden deli gibi kendini oraya buraya atıyor, ard ayakları üzerinde kalkıyor, kendini yere atarak ölü gibi yatıyor<br />

ve buna benzer şeyler yapıyordu. Sözün kısası, kendisine öğretilen ne varsa, hepsini birden ve artık emir üzerine değil<br />

de, sadece heyecandan ve minnet dolu, seven yüreğinden öyle geldiği için yapıyordu. Bu arada şunu söylemeyi<br />

unuttum: Kolya Krasotkin; artık okuyucunun tanıdığı Đlyuşa'nın, emekli yüzbaşı Snegirev'in oğlu Đlyuşa'nın, öğrencilerin<br />

«hamam lifi» diyerek alay ettikleri babasını savunurken kalçasından çakı ile yaralandığı çocuktu.<br />

MĐNĐKLER<br />

Böylece o soğuk, ve karlı kasım sabahı. Kolya Krasotkin evde oturuyordu. Günlerden pazardı ve okul yoktu. Ama saat<br />

on birdi, Kolya'nın ise «çok önemli olan bir iş için» muhakkak evden çıkması gerekiyordu. Oysa o sırada evde tek başına<br />

ve kesinlikle herşeye bakabilecek tek kişi olarak kalmıştı. Çünkü evin büyükleri birden meydana gelen acele ve çok garip<br />

bir108<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

durum yüzünden çıkıp gitmişlerdi. Dul bayan Krasotkina'nın oturduğu dairenin karşısında, sofanın öbür tarafında, iki<br />

küçük odası olan kiralık bir tek daire vardı. Bu daireyi iki küçük çocuğu olan bir doktorun karısı kiralamıştı.<br />

Bu doktorun karısı Anna Fiyodorovna'nın çok iyi bir arkadaşıydı. Doktorun kendisi ise bir yıl kadar önce Orenburg'a.<br />

ondan sonra da Taşkent'e gitmişti ve altı aydır kendisinden hiç bir haber yoktu. Denilebilir ki, eğer üzüntüsünü biraz<br />

olsun yumuşatan bayan Krasotkina'nın arkadaşlığı olmasaydı, doktorun karısı muhakkak derdinden ölürdü. Đşte kaderin<br />

indirdiği tüm darbelerin üzerine tüy diker gibi, o cumartesiyi pazara bağlıyan gece, doktorun karısının tek hizmetçisi Katerina,<br />

birden hiç beklenmedik şekilde hanımına sabahleyin bir bebek dünyaya getirmek niyetinde olduğunu açıkladı.<br />

Nasıl olmuş da daha önceden hiç kimse bunu farketmemişti. Bu herkes için hemen hemen bilmece gibi bir şeydi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!