07.04.2013 Views

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olamaz baylar.<br />

Nikolay Parfenoviç ihtiyatlı bir tavırla:<br />

— O halde belki bir başka kimseden şüphe ediyorsunuz?<br />

diye sordu.<br />

Mitya kesin bir tavırla:<br />

— Hayır. Ama kim, hangi insan bu işi yapmış olabilir? Yoksa bu gökten inme bir kuvvetin ya da şeytan'ın işi mi,<br />

bilmiyorum, ama... Smerdyakov olamaz! diye kestirip attı.<br />

— Peki bu işi, onun yapmamış olduğunu neden bu kadar kesin ve bu kadar ısrarlı bir şekilde, söylüyorsunuz?<br />

— Bu kanıdayım da ondan! Bende bıraktığı izlenimlerden. Çünkü Smerdyakov, yaratılış bakımından alçağın biridir,<br />

üstelik korkaktır. Hatta onun için «korkak» demek bile azdır. Dünyada ne kadar korkaklıklar varsa bir araya getirilip<br />

o iki ayaklı varlığın içine doldurulmuştur. Tavuk yüreği vardır onda. Benimle konuşurken, her seferinde onu gebertirim<br />

diye tiril tiril titrerdi. Oysa elimi bile kaldırmadım ona. Ayaklarıma kapanır, onu «korkutmayayım» diye düpedüz<br />

yalvararak şu gördüğünüz çizmelerimi ağlaya ağlaya öperdi. Duydunuz ya «korkutmamayım» diye. O ne biçim<br />

sözdü! Oysa ben ona hediyeler bile verirdim. O hastalıklı, korkak, saralı, akılsız tavuğun biridir. Sekiz yaşında bir<br />

'çocuk bile hakkından gelir onun! Öyle karakter olur mu? Hayır Smerdyakov değildir bay-50<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

lar. Hem zaten o parayı sevmez. Benden hiç hediye almazdı. Hem ihtiyarı neden öldürsün? Belki de onun meşru<br />

olmayan oğludur, ne bileceksiniz?<br />

— Bu efsaneyi biz de işittik. Ama siz de babanızın oğlusunuz ve öyleyken kendiniz bile onu öldürmek istediğinizi<br />

herkese söylediniz.<br />

— Bu taş basımı yardı! Hem de alçakça, kötü niyetle atılan bir taştı bu! Öyleyken korkmuyorum. Ah baylar, bunu<br />

benim yüzüme karşı söylemek çok alçakça bir şey oluyor! Alçakça bir şey, çünkü bunu, ben kendim size söyledim.<br />

Yalnız öldürmek istemedim, öldürebilirdim de. Hatta daha fazlasını da yaptım. Size kendiliğimden «onu az kalsın<br />

öldürecektim» dedim. Ama öldürmedim işte onu. Koruyucu meleğim bana engel cldu ya... Bunu bir türlü hesaba<br />

katmak istemiyorsunuz. Đşte onun için alçakça bir şey oluyor, alçakça bir şey! Çünkü ben öldürmedim, öldürmedim,<br />

diyorum! Đşitiyor musunuz beni bay savcı? Öldürmedim, öldürmedim, diyorum!<br />

Az kalsın tıkanacaktı. Tüm sorgu süresince bir kez olsun böyle bir heyecana gelmemişti.<br />

Bir süre sustuktan sonra birden:<br />

— Peki, Smerdyakov size ne dedi baylar? Bunu sizden sorabilir miyim? diye sordu.<br />

Savcı soğuk ve sert bir tavırla:<br />

— Bize her şeyi sorabilirsiniz, dedi. Olayla ilgili olan her şey konusunda bize soru sorabilirsiniz. Biz de, tekrar ediyorum,<br />

her sorunuza karşılık vermek zorundayız. Sorduğunuz uşak Smerdyakov'u, belki arka arkaya onuncu kezdir<br />

tekrarlanan bir sara krizine tutulmuş olarak, kendinden geçmiş bir halde yatağında bulduk. Hatta yanımızda<br />

bulunan doktor, hastayı muayene ettikten sonra bize belki yarına kadar hayatta kalmıyacağım söyledi.<br />

Mitya'nın dudaklarından elinde olmayarak şu sözler döküldü:<br />

— O halde babamı şeytan öldürdü!<br />

Sanki o ana kadar hep durmadan kendisine «Smerdyakov mu yoksa değil mi?» diye sormuştu. Nikolay Parfenoviç,<br />

— Bu konuya yeniden döneceğiz, diye karar verdi. Şimdi isterseniz ifade vermeye devam edin.<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

51<br />

Mitya, dinlenmesine izin vermelerini rica etti. Ona nezaketle izin verdiler. Dinlendikten sonra devam etti. Ama belliydi ki,<br />

bu ona ağır geliyordu. Bitkin bir haldeydi. Kendisini hakarete uğramış hissediyordu ve moral bakımından çok sarsılmıştı.<br />

Bundan başka, savcı şimdi artık sanki mahsusmuş gibi her an onu «önemsiz» konulara takılarak sinirlendirmeye<br />

başlamıştı. Mitya bahçe duvarının üzerine ata biner gibi oturduğu sırada sol bacağına yapışmış olan Grigoriy'in başına<br />

havaneli vurduğunu, sonra da yere yığılan adamın yanına atladığını anlatır anlatmaz, savcı onu durdurdu ve duvarın<br />

üzerine nasıl oturduğunu daha ayrıntılı bir şekilde anlatmasını istedi. Mitya şaşırdı:<br />

— Đşte böyle oturuyordum, ata biner gibi. Bir bacağım bir yanda, öbür bacağım bir yanda...<br />

— Havaneli ne oldu?<br />

— Havaneli elimdeydi.<br />

— Cebinizde değil miydi? Bunu anlattığınız gibi iyice hatırlıyor musunuz? Kolunuzu şiddetle mi savur dunuz?<br />

— Herhalde şiddetle savurmuşumdur. Neden bunun üzerinde duruyorsunuz?<br />

— Đskemlenin üzerine tıpkı duvarın üzerine çıktığınız zaman olduğu gibi otursanız ve bize durumu daha belirli<br />

olarak göstermek için aynı hareketleri yapsanız, kolunuzu nereye, nasıl savurduğunuzu bir gösterseniz, olmaz mı? dedi.<br />

Mitya, kendisine soru soran adama yüksekten bakarak:<br />

— Yoksa siz benimle alay mı ediyorsunuz? diye sordu.<br />

Ama berikinin yüzünden kıl bile kıpırdamadı. Mitya titreyerek döndü, iskemlenin üzerine ata biner gibi bindi ve kolunu<br />

savurdu.<br />

— Đşte böyle vurdum! Đşte böyle öldürdüm! Daha ne istiyorsunuz?<br />

— Teşekkür ederim. Şimdi neden aşağıya atladığınızı, bu-nu ne amaçla yaptığınızı, niyetinizin ne olduğunu söyler<br />

misiniz?<br />

— Hay Allah kahretsin!... Yaralananın yanına atladım... Neden olduğunu bilmiyorum!<br />

— Öyle bir heyecan içindeyken mi? O sırada oradan kaç-mayaa çalıştığınız halde mi?52<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

53<br />

— Evet, heyecan içinde olduğum ve oradan kaçmaya çalıştığım halde.<br />

— Ona yardım etmek mi istiyordunuz?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!