07.04.2013 Views

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

(*) Passons: Geçelim (bunu geçelim anlamına).44<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

— Demek böyle rüyalar görüyorsunuz öyle mi? Mitya, acı acı gülümsedi:<br />

— Evet böyle rüyalar görürüm... Yoksa bunu da mı zapta geçirmek istiyorsunuz?<br />

— Hayır zapta geçirmek istemiyoruz, ama gene de acayip rüyalar görüyormuşsunuz.<br />

— Şimdi gördüğüm artık rüya değil, gerçek baylar! Yaşamın gerçekçiliği! Ben bir kurdum, siz de avcısınız. Tabiî ki,<br />

kurdu pusuya düşürmeye çalışacaksınız.<br />

Nikolay Parfenoviç, çok yumuşak bir tavırla:<br />

— Böyle bir kıyaslama yapmanız boşuna... diye söze başlayacak oldu.<br />

Ama Mitya, herhalde birden öfke gösterisinde bulunarak ruhundaki ağırlığı hafifletmek isteği ile:<br />

— Boşuna değil! diye tekrar bağırdı. Ama sonradan söylediği her sözle gene gittikçe yumuşayarak devam etti: Bir<br />

caniye ya da sorularınızla işkence ettiğiniz bir zanlıya inan-mıyabilirsiniz. Ama en soylu kişiye, ruhun en yüksek<br />

atılışlarına, (bunu cesaretle bağıra bağıra söylüyorum!) hayır buna, inanmamazlık edemezsiniz... Buna hakkınız<br />

bile yok... Ama...<br />

«Sus yüreğim<br />

Sabret, boyun eğ ve sus!...»<br />

Birden canı sıkıldı. Hemen:<br />

— Canım devam etmeye lüzum var mı? diye kestirip attı: Nikolay Parfenoviç:<br />

— Tabiî, lütfen devam edin, diye karşılık verdi.<br />

ÜÇÜNCÜ ÇĐLE<br />

Mitya gerçi soğuk bir tavırla konuşmaya oaşlarnıştı ama belliydi ki, anlattıklarını unutmamak, söylediklerinin en küçük bir<br />

noktasını akıldan çıkarmamak için çaba sarfediyordu. Duvardan atlayarak babasının bahçesine nasıl girdiğini,<br />

pencereye kadar nasıl yürüdüğünü, sonunda da pencerenin önün-<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER 45<br />

de olup biten her şeyi anlattı. «Gruşenka, babasının yanında mı, değil mi?» diye öğrenmek için can attığı o sırada,<br />

bahçede tüm varlığını sarsmış olan duyguları, her sözü açık ve kesin bir tavırla, sanki kalıplaşmış şeyler söylüyormuş<br />

gibi bir bir anlattı. Ama ne gariptir ki, savcı da sorgu yargıcı da bu kc3 onu ciddi bir tavırla dinliyor, soğuk bakıyor ve ona<br />

çok daha az soru soruyorlardı. Mitya, yüzlerinden hiç bir şey anlayamı-yordu. «Kızdılar, öfkelendiler, eh ne yapayım<br />

Allah belâlarını versin!» diye düşündü.<br />

Babasının pencereyi açması için, ona Gruşenka gelmiş gibi bir işaret verdiğini anlatmaya karar verdiği vakit, savcı da<br />

sorgu yargıcı da «işaret» sözüne hiç dikkat etmediler. Sanki bu sözün ne önemi olduğunu anlamıyorlardı, o kadar<br />

kayıtsız kaldılar ki, bunu Mitya bile farketti. Sonunda babasının pencereden sarktığı ve içinde müthiş bir nefret duyarak<br />

cebinden havanelini çıkardığı anda, birden mahsusmus gibi durakladı. Oturduğu yerden duvara bakıyor ve herkesin<br />

gözünü ona diktiğini biliyordu.<br />

Sorgu yargıcı:<br />

— Eli, sonra? dedi. Silâhı çektiniz, sonra... Sonra ne<br />

oldu?<br />

Mitya, gözleri kıvılcımlar saçarak:<br />

— Sonra mı? Sonra onu öldürdüm... Bir darbe indirerek kafatasnı yardım... Sizce öyle değil mi?<br />

Đçinde sönmeye yüz tutmuş olan tüm öfke birden ruhunda müthiş bir şiddetle tekrar uyanmıştı. Nikolay Parfenoviç:<br />

— Bizce öyle, diye onun sözünü tekrarladı. Peki, ya sizce<br />

nasıl oldu?<br />

Mitya gözlerini yere indirdi ve uzun süre sustu. Sonra al-<br />

çak sesle:<br />

— Bence baylar, bence şöyle oldu, dedi. Neyin etkisi oldu bilmiyorum. Biri benim için gözyaşı mı döktü, annem mi Tan-<br />

"''ya yalvardı, yoksa o anda günahsız bir ruh üzerime doğru inip beni kucakladı mı, bilmiyorum. Yalnız bildiğim bir şey-varsa,<br />

o anda şeytan yenildi! Pencerenin önünden fırlayarak duvara doğru koştum Babam korktu, beni ilk kez o zaman<br />

görmüştü, bir çığlık attı ve pencerenin önünden çekildi... Bunu çok iyi hatırlıyorum. Ben de bahçeden doğru<br />

duvara46<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

47<br />

koştum... îşte o zaman Grigoriy bana yetişti, o sırada artık bahçe duvarına tırmanmıştım...<br />

Tam bu noktada artık gözlerini kaldırıp kendisini dinleyenlere baktı. Kendisine büsbütün kayıtsız bir dikkatle bakıyor<br />

gibiydiler. Mitya'nın tüm varlığı bir öfke dalgası içinde titredi. Birden sözünü keserek:<br />

— Siz benimle şu anda alay ediyorsunuz, baylar! dedi. Nikolay Parfenoviç:<br />

— Bunu nereden çıkarıyorsunuz? diye sordu.<br />

— Çünkü benim hiç bir sözüme inanmıyorsunuz da ondan! Sanki en önemli noktaya geldiğimi bilmiyor muyum?<br />

Đhtiyar orada kafatası yarılmış olarak yatıyor. Oysa ben size dramatik bir hava içinde onu nasıl öldürmek istediğimi ve<br />

artık havanelini cebimden çıkarmış olduğumu bile anlattıktan sonra birden pencerenin önünden koşarak ayrıldığımı<br />

söylüyorum... Baştanbaşa roman! Hem de şiir halinde! Sanki genç bir adamın sözüne inanılırmış gibi! Ha! Ha! Ha!<br />

Siz birer alaycıdan başka bir şey değilsiniz baylar!<br />

Sonra bütün vücudu ile oturduğu iskemleden öyle bir döndü ki, iskemle çatırdadı. Savcı birden sanki Mitya'nın<br />

heyecanını görmemiş gibi:<br />

— Peki farketmediniz mi? diye söze başladı. Pencereden koşarak uzaklaştığınız sırada evin öbür ucunda olan<br />

bahçe kapısının açık olup olmadığını farketmediniz mi?<br />

— Hayır açık değildi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!