07.04.2013 Views

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

O güne dek hiç kimse onu alkışlamamıştı: Adamı bunca yıldır dinlemek istemiyorlardı, ama işte sonunda birden sesini<br />

tüm Rusya'ya duyurmak fırsatını bulmuştu.<br />

— Gerçekten, böyle birden bütün Rusya'mızda kötü bir ün kazanan <strong>Karamazov</strong> ailesi, nedir, kimdir? Belki sözlerim aşırı<br />

derecede abartmalı, ama bana öyle geliyor ki, bu ailenin tablosunda, bizim bugünkü aydın toplumumuzda bulunan bazı<br />

ortak unsurlar belirip kayboluyor. Evet, gerçi tüm unsurlardan söz edilemez. Hem görünenler de sadece mikroskopik bir<br />

görüntü içinde, tıpkı «küçük bir su damlasında güneşin yansı-ması gibi» belirip kayboluyorlar. Ama, gene de bir şey<br />

yansıttır, burada toplumdan yansıyan bir şey vardır.<br />

Hayatını bu kadar üzücü bir şekilde sona erdiren şu za- sapıtmış ve ahlâksız ihtiyara, şu «aile babasına» ba-<br />

Kendisi, soylu bir aileden gelmiştir. Hayatına da onun rmn yanında karnını doyuran fakir bir adam olarak başla-<br />

366<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

367<br />

mıştı. Sonradan bir rastlantı sonucu olarak ve beklenmedik bir şekilde yaptığı evlilikle, eline çehiz olarak oldukça önemli<br />

bir sermaye geçirdi. Başlangıçta adi düzenbazın dalkavuğun biriydi. Zekâ bakımından yetenekleri vardı, hatta bunlar<br />

oldukça önemli yeteneklerdi, ama herşeyden önce bir faizciydi. Görüyoruz ki yıllar geçtikçe, daha doğrusu sermayesi<br />

arttıkça, cesareti de artıyor. Boyun eğikliği, dalkavukluğu yok oluyor. Geride yalnız herşeyi öfkeyle küçümseyen,<br />

hersevle alay eden, zevkine düşkün' biri kalıyor.. Tam anlamıyla ahlâkı bozulmuş bir adam. Oysa olağanüstü bir yasama<br />

hırsı var. Sonunda tüm istekleri bir noktada toplanmıştır. Artık hayatta cinsel zevklerini tatmin edecek şeylerden başka<br />

gözü hiçbir şeyi görmemektedir: Çocuklarını da öyle yetiştirmektedir. Bir baba olarak herhangi bir moral sorumluluğu<br />

yoktur. Bu sorumluluklarla alay etmekte, küçük çocuklarını evinin arka bahçesinde büyütmekte, hatta onları gelip<br />

kendisinden aldıkları vakit, sevinç duymaktadır. Sonra da onları tüm olarak aklından çıkarmaktadır. Đhtiyarın tüm ahlâk<br />

prensipleri bir tek sözde özetlenebilir: Apres moi le delugelC)<br />

«Uygar bir insan anlayışına aykırı olan ne varsa ondadır! Hatta toplumdan tam anlamıyla düşmanca uzaklaşmıştır:<br />

«Varsın bütün dünya ateşler içinde yansın, yeter ki ben iyi olayım!» der. Durumu da iyidir, her bakımdan memnundur.<br />

Daha bu şekilde yirmi otuz yıl yaşamak için büyük bir istek duymaktadır. Kendi öz oğlunu bile dolandırıyor! Annesinden<br />

oğluna kalmış olan ve ona vermek istemediği paralarla, kendi oğlunun elinden metresini alıyor. Hayır, sanığın<br />

savunmasını Petersbureg'dan gelmiş olan üstün yetenekli meslek arkadasıma Vermek istemiyorum. Doğruyu olduğu gibi<br />

söyliyeceğim. Öldürülen adamın oğlunun yüreğinde ne büyük bir nefret uyandırdığını anlıyorum.<br />

Ama bu kadar yeter! O zavallı ihtiyardan artık söz etmeyelim! Çünkü sonunda intikamı alınmıştır. Yalnız sunu<br />

unutmayalım ki, bu baba çağdaş babalardan biriydi. Ha toplumumuzda, onun gibi daha birçok babaların<br />

bulunduğunu söylersem, topluma hakaret etmiş olmam, değil mi? Ne yazık ki. bugünkü babalardan bir çoğu, bu baba<br />

gibi açıkça herseyi hiçe sayan alaycı bir tavırla duygularını açığa vurmaz<br />

(*) Benden sonra tufan.<br />

Çünkü daha iyi terbiye görmüşlerdir, daha iyi yetişmişlerdir, daha kültürlü insanlardır. Ama işin özüne bakılırsa,<br />

felsefeleri tıpkı onun felsefesi gibidir. Belki de karamsarım. Varsın öyle olsun. Artık beni bağışlayacağınız konusunda<br />

önceden anlaşmıştık ya! Şimdi gene önceden anlaşalım: Bana inanmayın! Evet inanmayın! Ben söyliyeceğim, ama siz<br />

inanmıyacak-sıniz. Öyle de olsa izin verin, söyliyeceklerimi söyliyeyim, böylece hiç değilse sözlerimden bazılarını<br />

unutmazsınız.<br />

Gelelim bu ihtiyarın, bu aile babasının çocuklarına: Biri sanık mevkiindedir. Bundan sonraki sözlerim hep onunla ilgili<br />

olacaktır. Öbürlerinden ise yalnız kısaca söz edeceğim. Bunlardan biri, ortancası parlak bir tahsil görmüş, oldukça parlak<br />

bir zekâya sahip, bununla birlikte artık hiç bir şeye inanmayan, artık pek çok şeyi tıpkı babası gibi red ve inkâr etmiş,<br />

çağdaş gençlerden biridir. Hepimiz sözlerini dinlemişizdir. Sosyetemizde dostça kabul edilmiştir. Zaten düşüncelerini<br />

saklamıyordu. Hatta tersine, onları açıklıyordu. Bu da bize, şimdi onun hakkında herhangi bir kişi olarak değil de, sadece<br />

<strong>Karamazov</strong> ailesinin bir ferdi olarak oldukça açık bir şekilde konuşmak cesaretini vermektedir. Dün burada kentin öbür<br />

ucunda, görülen dava ile büyük bir ilgisi olan ve Fiyodor Pavloviç'in uşağı, hatta belki de meşru olmayan oğlu,<br />

Smerdyakov adında hasta, geri zekâlı bir adam intihar etmiştir. Bu adam, daha önceki soruşturmada, sinir krizleri içinde,<br />

gözyaşı dökerek bana tvan Fiyodoroviç'in ahlâk konusunda hiç bir sınır tanı-mamasıyla kendisini dehşet içinde bırakmış<br />

olduğunu anlat-k «Kendilerine bakılırsa, dünyada her şey hoş görülmeli ve bundan böyle hiç bir şey yasak<br />

edilmemeliymiş. Đşte bana tap böyle şeyler öğretiyorlardı!» dedi.<br />

Bana öyle geliyor ki, o geri zekâlı adam, kendisine öğretilen bu prensibe aklını takmış, sonunda iyice kaçırmıştır.<br />

Bununla birlikte, tabiî zihninin bozulmasında sara hastalığımın ve evlerinde meydana gelen tüm o korkunç felâketin de<br />

etkisi vardır. Yalnız o geri zekâlı adamın sözleri arasında, kendisinden çok, ama çok daha zeki bir adama yakışır,<br />

ilgi çekici bir söz vardı. Bu sözü onun için belirtiyorum. Bana: Fiyodor Pavloviç'in oğullan arasında karakter<br />

bakımından kendisine benziyen biri varsa, o da Đvan Fiyodoroviç'tir!» demişti. Başlamış olduğum karakter<br />

tahliline devam etmeyine nezaketsizce bir davranış saydığım için burada kesiyorum. Evet,368<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

bir baykuş gibi genç bir varlığa yalnız felâketini bildirmek ya da ilerisi ile ilgili başka sonuçlar çıkarmak istemiyorum.<br />

Bugün, bu salonda gördük ki, daha genç olan o yürekte, hâlâ güçlü bir «gerçeğe bağlılık» vardır ve aile bağları, henüz<br />

gerçekten bozulmuş olan düşüncelerinden çok soydan gelen ahlâk değerlerini küçümseme alışkanlığının ve<br />

inançsızlığın yükü altında tam olarak ezilmiş değildir. Gelelim öbür oğluna: Bu oğlu, ağabeyinin herşeye karanlık bir<br />

açıdan bakan bozulmuş dünya görüşünün tam tersine, bir şeylere dört elle sarılmağa, başka deyişle bizim düşünürleri<br />

bol aydın çevrelerimizin teoriye meraklı topluluklarında moda olan gösterişli bir sözle, «halkın özüne» dört elle sarılmağa<br />

çalışan, dinine bağlı, uysal ve henüz delikanlı denecek yaşta bir gençtir. Örneğin, bakın: manastıra da tüm varlığı ile<br />

bağlanmıştır. O kadar ki, neredeyse rahip olmak üzere saçlarını kestire-cekti. Bana öyle geliyor ki, bu delikanlıda bizim<br />

zavallı toplumumuzda birçok insanların duyduğu o ürkek ümitsizlik, daha bu yaşta uyanmıştır; bu tip insanlar, toplumun<br />

değerlerini alaya alma eğiliminden ve ahlâksızlığından korkup, yanlışlıkla tüm kötülüklerin Avrupa'dan gelen kültürden

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!