07.04.2013 Views

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

F. M. Dostoyevski - Karamazov Kardesler.pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

durdurmaya vakit bulamadı. Mitya ise onun çığlığını işitince tiril tiril titredi. Sonra birden fırladı o da kendini kaybetmiş<br />

gibi bağırarak ona doğru atıldı. Ama bir araya gelmelerine imkân vermediler. Öyleyken gene de birbirlerini<br />

görmüşlerdi. Mitya'yı sıkıca ellerinden yakalamışlardı, çırpınıp duruyor, atılıyordu. Onu tutmak için üç dört kişinin yardımı<br />

gerekti. Gruşenka'yı da yakalamışlardı ve Mitya onu sürükleyerek götürürlerken genç kadının bağıra bağıra,<br />

kollarını ona doğru uzattığını görüyordu. Bu olay sona erdikten sonra, Mitya gene eski yerinde, masanın başında,<br />

sorgu yargıcının karşısında kendini toparlamıştı. Onlara doğru dönerek:<br />

— Ondan ne istiyorsunuz? Neden ona işkence ediyorsunuz? Onun suçu yok! diye bağırıyordu.<br />

Savcı ile sorgu yargıcı onu sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Böylece on dakika-kadar bir süre geçmişti. Sonunda odaya<br />

aceleyle oradan biraz önce ayrılmış olan Mihayıl Makaroviç girdi ve heyecan dolu yüksek bir sesle savcıya:<br />

— Kadını uzaklaştırdık, şimdi aşağıda ama bu zavallı a-dama bir tek söz söylemek istiyorum baylar. Đzin verir misiniz?<br />

Sizin yanınızda söyliyeceğim baylar, sizin yanınızda!<br />

Sorgu yargıcı:<br />

— Buyurun buyurun Mihayıl Makaroviç, diye karşılık verdi. Bu durumda hiç bir itirazımız yoktur.<br />

Mihayıl Makaroviç, Mitya'ya doğru dönerek:<br />

— Dimitriy Fiyodoroviç, beni dinle evlâdım, diye söze baş-<br />

ladı ve yüzünde sıcak bir baba sevgisi, karşısındaki zavallı insanın nerdeyse derdini paylaşıyormuş gibi bir anlam belirdi.<br />

Senin Agrafena Aleksandrovna'yı kendi elimle aşağı götürdüm ve hancının kızma teslim ettim. Şimdi yanında o ih-yar<br />

Maksimov var, ondan hiç ayrılmıyor, onu sakinleştirdim, işittin mi? Yalvardım yakardım sakinleştirdim. Senin kendini<br />

savunmak ihtiyacında olduğunu, bu bakımdan sana engel olmamasını, içinde üzüntü uyandırmaması gerektiğini<br />

söyledim, yoksa şaşırabileceğini ve yanlış söyleyerek kendini kötü duruma sokabileceğini belirttim, anladın mı? Yani<br />

kısaca her şeyi anlattım, o da anladı. O kadın akıllı ve iyi yüreklidir evlâdım. Senin için yalvarırken benim gibi bir ihtiyarın<br />

ellerini öpmeye kalkıştı. Buraya da beni kendisi gönderdi. Onun için üzülmemeni söylememi istedi". Evet, şimdi de benim<br />

gidip senin sakinleştiğini ve onun için üzülmediğini ona söylemem gerekiyor. Onun için sen de sakinleş. Bunun böyle<br />

olması gerektiğini anla. Ben ona karşı suçluyum, o tam bir Hıristiyan yüreği taşıyor. Evet baylar o, iyi yürekli ve hiç bir<br />

şeyde suçu olmayan varlıktır. Şimdi söyle Dimitriy Fiyodoroviç, ona gidip sakin duracağını söyleyebilir miyim?<br />

Đyi yürekli Mihayıl Makaroviç gereksiz olan bir çok şeyler söylemişti. Ama Gruşenka'nın acısı, bir insan olarak onun ta<br />

yüreğine işlemişti. Hatta gözlerinde yaşlar vardı. Mitya ayağa fırlayarak ona doğru atıldı.<br />

— Özür dilerim baylar! Đzin verin, ne olur izin verin! diye bağırdı. Siz melek, melek ruhlu bir adamsınız Mihayıl<br />

Makaroviç, onun namına size teşekkür ederim. Sakin olacağım, neşeli duracağım, o sonsuz iyiliğinizden kendisine şunu<br />

bildirmenizi beklerim: Artık neşeliyim, neşelendiğimi, hatta onun yanında sizin gibi koruyucu bir melek bulunduğunu<br />

bildiğim için, şimdi rahatça gülebileceğimi söyleyin ona. Đşimi şimdi bitiririm ve buradan kurtulur kurtulmaz ona<br />

koşacağım! Beni görecektir, söyleyin beklesin!<br />

Birden savcı ile sorgu yargıcına doğru dönerek:<br />

— Baylar, şimdi size yüreğimde ne varsa hepsini açıklayacağım, bütün ruhumu açacağım size! Bu işi hemencecik<br />

bitireceğiz, neşe ile bitireceğiz... Sonunda nasıl olsa hepimiz güleceğiz, güleceğiz değil mi? Yalnız baylar, bu kadın<br />

benim gönlümün sultanıdır! Ah, rica ederim bunu söylememe izin34<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

35<br />

verin, artık bunu size açıklıyayım... Karşımda olan sizlerin dünyanın en soylu insanları olduğunuzu görmüyor muyum? O<br />

benim hayatımın ışığı benim için kutsal bir varlıktır. Bir bilseniz! Çığlıklarını duydunuz ya. «Seninle birlikte ölüm cezasına<br />

çarptırılsam razıyım!» diyordu. Oysa ben ona ne verdim? Ben fıkaranın biriyim, elimde avucumda bir şey yok, böyle bir<br />

sevgiye değer miyim? Biçimsiz, utanç verici ve utanılacak yüzlü bir varlık olan ben, böyle bir aşka lâyık mıyım? Böyle bir<br />

kadının kürek cezasını çekmek için, benimle birlikte gitmesi olacak şey mi? Demin, benim için ayaklarınıza kapandı.<br />

Oysa gururlu bir kadındır ve hiç suçu yoktur. Nasıl olur da ona tapmam, nasıl olur da bağırıp çağırmam ve demin<br />

yaptığım gibi ona koşmam? Ah, özür dilerim baylar, her neyse... simdi teselli buldum!<br />

Sonra iskemlenin üzerine yığıldı ve yüzünü iki eliyle kapayarak hıçkıra hıckıra ağlamaya başladı. Ama artık bunlar<br />

mutluluk gözyaşları idi. Bir an sonra kendine geldi. Sorgu yargıcı, çok memnundu. Hatta galiba öbür hukukçular da öyle.<br />

Hepsi şimdi sorgunun yeni bir safhaya gireceğini hissediyorlardı. Mitya, komiseri uğurladıktan sonra bayağı neşelenmiş<br />

ti.<br />

— Eh şimdi tam anlamıyla emrinizdeyim, baylar. Hem,.. Bütün o ayrıntılara girilmese, hemen anlaşırdık. Gene o<br />

önemsiz şeylerden söz ediyorum... Baylar emrinizdeyim, ama karşılıklı olarak güven duymamız gerekir... Siz bana<br />

inanmalısınız, ben de size... Aksi halde hiç bir zaman bir sonuca varamayız. Bunu asıl sizin için söylüyorum, iş başına<br />

baylar, is başına! Asıl önemlisi de şu: Ruhumu böyle didik didik etmeyiniz, saçmalıklarla yüreğime işkence yapmayınız.<br />

Bana yal nız önemli şeyleri, olayları sorunuz. O zaman ben de sizi hemen tatmin ederim. Allah kahretsin o önemsiz ufak<br />

tefek şeyleri!<br />

Mitya, işte yüksek sesle böyle söyleniyordu. Sorgu yeniden başladı.<br />

IV<br />

ĐKĐNCĐ ÇĐLE<br />

Nikolay Parfenoviç, çok miyop, patlak, acık kül rengi iri gözleri parıl parıl parlayarak belli bir memnunlukla ve heyecanlı<br />

bir tavırla konuşmaya başladı. Bir dakika kadar önce, gözlüğünü de çıkarmıştı:<br />

— Böyle hazır olmakla bize ne kadar cesaret veriyorsunuz bilemezsiniz, dedi. Hem şimdi karşılıklı olarak güven<br />

duymamızdan söz ederek gerçekten önemli bir noktaya dokundunuz. Şüphe altında olan kişi, gerçekten kendini<br />

savunmak istiyorsa, bunu umut ediyorsa ve suçsuz olduğunu ispatlıyabi-lecek durumda ise karşılıklı bir güven<br />

olmadan böyle önemli işlerde sonuç almak imkânsızdır. Biz elimizden gelen her şeyi yapacağız. Zaten siz de şimdi<br />

bu isi nasıl idare ettiğimizi görmüş olmalısınız... Bu sözlerimi doğru buluyorsunuz değil mi Đppolit Kirilioviç?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!