Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Raskolnikov tümden heyecan kesilmişti: "Getir şunu, tanrı aşkına getir! Aman yarabbi!" Bir dakika<br />
geçmeden Nastasya mektup elinde göründü. Tahmin ettiği gibi annesinden. "R" ilinden geliyordu mektup.<br />
Mektubu alırken yüzü kireç gibi olmuştu Raskolnikov'un. Ne zamandır mektup aldığı yoktu: ama su anda<br />
bir başka şey yüreğini sıkıştırıyordu.<br />
"Nastasya, tanrı aşkına çık, çık git, al işte üç köpeğin!" Mektup elinde titriyordu; Nastasya'nın yanında<br />
açmak istemiyordu onu; bu mektupla başbaşa kalmak istiyordu. Nastasya çıkar çıkmaz mektubu hızla<br />
dudaklarına götürdü, öptü. Sonra uzun uzun adresi, bir zamanlar kendisine okuma yazma öğreten<br />
anneciğinin bildik, sevimli, çarpık, incecik yazısını inceledi. Mektubu açmakta acele etmiyordu; bir<br />
şeylerden korkar gibiydi hatta. Sonunda açtı: kalın, ağır bir mektuptu bu, hemen hemen yirmi beş gram<br />
ağırlığında vardı; iki büyük mektup kâğıdı incecik bir yazıyla doldurulmuştu:<br />
"Sevgili Rodya'm, iki ayı aşkın bir süredir seninle mektup söyleşisinde bulunamadım. Bu d urum beni<br />
öylesine üzdü ki, kimi geceler düşünmekten uyuyamadım. Elimde olmayan nedenlerin yarattığı bu<br />
suskunluğumdan dolayı umarım beni suçlamazsın. Seni ne çok sevdiğimi bilirsin; sen bizim biriciğimizsin,<br />
benim <strong>ve</strong> Dunya'nın; bizim bütün umudumuz, bütün gü<strong>ve</strong>ncimiz sensin. Parasızlık nedeniyle birkaç aydır<br />
üni<strong>ve</strong>rsiteyi bıraktığını, <strong>ve</strong>rdiğin derslerin <strong>ve</strong> öteki geçim araçlarının kesildiğini öğrendiğimde ne hale<br />
geldiğimi bilemezsin! Yılda elime geçen yüz yirmi rublelik emekli aylığımla sana nasıl yardım ede bilirim?<br />
Dört ay önce gönderdiğim on beş rubleyi de, senin de bildiğin gibi, buralı tüccarlardan Afanisiy İvanovic<br />
Varruşin'den bu emekli maaşımı karşılık göstererek borç almıştım. Kendisi iyi bir adamdır, zaten babanın<br />
da dostlarındandı. Ama kendi yerime aylığımı almak hakkını ona <strong>ve</strong>rdiğim için borç ödenene kadar<br />
beklemek zorundaydım, bu süre de daha yeni doldu. Böylece bütün bu süre içinde sana hiçbir şey<br />
gönderemedim. Ama artık, tanrıya şükürler olsun, sana biraz bir şeyler gönderebileceğimi umuyorum.<br />
Hem biz artık açılmaya başlayan<br />
50<br />
talihimizle övünebiliriz. Bunu sana hemen bildirmek için sabırsızlanıyorum. İlkin şunu söyliyeyim: Sevgili<br />
Rodya'cığım, kızkardeşinin birbuçuk aydır benimle oturmakta olduğu <strong>ve</strong> bir daha da birbirimizden<br />
ayrılmayacağımız aklına gelir miydi hiç? Tanrıya şükürler olsun, çektiği acılar sona erdi artık. Ama her<br />
şeyin nasıl olup bittiğini <strong>ve</strong> bugüne kadar senden gizlediklerimizi öğrenebilmen için şimdi sana her şeyi<br />
sırasıyla anlatacağım. Iki ay önce bana yazdığın mektupta, Dunya'ya Svidrigaylov beyefendinin evinde<br />
kaba davranıldığını duyduğunu, bu durumun seni çok üzdüğünü yazmış <strong>ve</strong> benden ayrıntılı açıklama<br />
istemiştin. Ama o zaman nasıl cevap <strong>ve</strong>rebilirdim sana? Eğer sana bütün gerçeği olduğu gibi yazsaydım,<br />
herhalde her şeyi yüzüstü bırakır <strong>ve</strong> yaya bile olsa hemen yanımıza koşardın; senin yapını, huyunu iyi<br />
bilirim ben, kızkardeşinin aşağılanmasına katlanacak bir insan değilsin sen. Ben de çok üzülüyordum<br />
duruma, ama elimden ne gelebilirdi ki? Aslında ne olup bittiğini o sıralar ben de tam anlamıyla<br />
bilmiyordum. Meğer asıl sorun yaratan şey şuymuş: Dunyacık geçen yıl Svidrigaylovlar'ın yanına çocuk<br />
bakıcısı olarak girerken her ay aylığından kesilmek üzere tam yüz ruble öndelik almış. Bu durumda<br />
borcunu ödemeden onlardan ayrılması olanaksızdı. Bu parayı almasının nedeni daha çok (sana artık her<br />
şeyi açıklayabilirim, benim eşsiz Rodya'm!) o sıralar çok gereksinimin olan altmış rubleyi sana<br />
gönderebilmek içindi. Hani gecen yıl aldığın para... O zaman sana yalan söylemiş, bu paranın<br />
Dunecka'nın eskiden beri biriktirmekte olduğu para olduğunu yazmıştık. Şimdiyse sana gerçeği olduğu<br />
gibi söylüyorum. Çünkü artık Tanrının yardımıyla her şey birdenbire düzeldi. Dunya'nın seni ne çok<br />
sevdiğini <strong>ve</strong> onun ne güzel bir insan olduğunu da bilesin istiyorum. Gerçekten de bay Svidrigaylov<br />
başlangıçta Dunya'ya karsı kaba davranıyor, yemekte onunla alay ediyor, saygısızlık yapıyordu... Ama<br />
artık gerilerde kalmış bu tatsız olayların ayrıntılarını anlatarak senin canını sıkmak istemiyorum. Kısacası,<br />
bay Svidrigaylov'un sayın eşi Marfa Petrovna'nın <strong>ve</strong> öteki ev halkının sevgi dolu, soylu davranışlarına<br />
rağmen, Dunecka, özellikle de bay Svidrigaylov'un, eski asker alışkanlıklarıyla şarap tanrısı Baküs'ün<br />
51<br />
etkisi altında kaldığı sıralar pek güç durumlara düşüyordu. Ama sonunda ne oldu biliyor musun? Meğer bu<br />
kaçık adam Dunya'ya karsı ne zamandan beri bazı duygular besliyor <strong>ve</strong> bunları kabalık, aşağılama<br />
perdesi altında gizliyormuş! Belki de yaşını basını almış, çoluk çocuk sahibi bir adam olduğu aklına<br />
geldikçe, böylesine uçarı <strong>ve</strong> hafif davranışları kendisine yakıştıramıyor, kendinden utanıyor <strong>ve</strong> bu nedenle<br />
de Dunya'ya elinde olmayarak kaba davranıyordu. Ya da kaba davranışları <strong>ve</strong> alaylarıyla gerçeği<br />
başkalarından gizlemeye çalışıyordu. Ama işte dayanamamış <strong>ve</strong> so nunda Dunya'ya binbir şey vadederek<br />
her şeyi yüzüstü bırakıp birlikte bir başka köye ya da galiba bir yabancı ülkeye gitmelerini önererek iğrenç<br />
düşüncesini açıkça söylemek cesaretini göstermiş. Dünya'nın çektiği acıları gözünün önüne getir artık!<br />
Evden ayrılması, yalnızca borç aldığı para nedeniyle değil, Marfa Petrovna'ya acıması yüzünden de<br />
olanaksızdı; çünkü kadın kuşkulanabilir <strong>ve</strong> evde kocasıyla aralarında bir tatsızlık çıkabilirdi. Öte yandan