07.04.2013 Views

2011 - İletişim Yayınları

2011 - İletişim Yayınları

2011 - İletişim Yayınları

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>2011</strong>


İLETİŞİM<br />

YAYINLARI<br />

KATALOGLARI<br />

edebiyat<br />

klasikleri<br />

<strong>2011</strong>


ORHAN PAMUK EDİTÖRLÜĞÜNDE<br />

ORİJİNAL DİLİNDEN TAM METİN ÇEVİRİLERİYLE<br />

İLETİŞİM KLASİKLERİ<br />

Klasikler, 19. yüzyıldan bu yana, okundukça değer kazanan ve<br />

dünya üzerindeki neredeyse tüm dillere çevrilmiş eserlerdir.<br />

Bu kitapların klasik olmasının nedeni, yıllanmalarına rağmen<br />

eskimemeleri ve daha sonra tekrar okunduklarında da okura<br />

yeni bir edebiyat zevki vermeleridir. Klasikler bir tür olarak<br />

romanı ayakta tutan omurgayı yaratmışlardır.<br />

Dünya edebiyatında böylesi bir öneme sahip olan klasikler,<br />

piyasada kısaltılmış eksik metinler ve hatalı çevirilerle<br />

“ucuza satılıyor”. <strong>İletişim</strong> <strong>Yayınları</strong>, “klasik” yayımlıyor olmanın<br />

sorumluluğuyla, Orhan Pamuk’un editörlüğünde, 2000 yılından<br />

bu yana hepsi orijinal dilinden tam metin olarak çevrilen klasikler<br />

yayımlıyor. Yalnızca “bu okunması gereken önemli bir kitaptır”<br />

demenin dışında, okuyucuya farklı bakış açıları sunacak,<br />

konunun uzmanları tarafından yapılmış çalışmalara da<br />

yer verebilmek için diziyi oluşturan kitaplar okura rehberlik edecek<br />

önsöz ve sonsözlerle zenginleştiriliyor. Dostoyevski ile yayımına<br />

başlanan Dünya Klasikleri dizisi bugün yüz dokuz kitaba ulaştı.<br />

<strong>İletişim</strong> <strong>Yayınları</strong> olarak dünya klasikleri dizisinin dışında<br />

bir de modern klasikler dizisi oluşturmaktaki amacımız,<br />

artık klasikleşmiş olan 20. yüzyıl romancılarını dünya<br />

klasiklerinden ayırırken onları hak ettikleri “klasikler” kavramı<br />

içinde değerlendirebilmekti. <strong>İletişim</strong> <strong>Yayınları</strong>’nın modern<br />

klasikler dizisinde, Saul Bellow, Joseph Conrad, Jorge Luis Borges,<br />

Aleksandr Soljenitsin, Stanislaw Lem, Bertolt Brecht, Vladimir<br />

Nabokov ve Virginia Woolf kitapları bulunmakta ve bu dizi<br />

gün geçtikçe zenginleşmektedir.<br />

Bu katalogda, tanıtıcı bilgilerle beraber dünyaca ünlü edebiyatçı<br />

ve eleştirmenlerin klasiklerle ilgili yorumlarını da bulacaksınız.<br />

<strong>İletişim</strong> <strong>Yayınları</strong>


dünya<br />

klasikleri


FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

cİnler<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Orhan Pamuk’un Önsözüyle, 703 sayfa<br />

“Cinler, insanoğlunun yazabildiği en sarsıcı<br />

yedi-sekiz romandan biri, hiç şüphesiz, gelmiş<br />

geçmiş en büyük siyasal romandır. (...) O<br />

zamana kadar okuduğum hiçbir roman beni<br />

böylesine derinden sarsmamış, hiçbir hikâye<br />

insan ruhu ve şahsiyeti hakkında bana bu kadar<br />

sarsıcı bir bilgi vermemişti.”<br />

Orhan Pamuk<br />

FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

YERALTINDAN NOTLAR<br />

Çeviren: Mehmet Özgül<br />

Orhan Pamuk’un Önsözüyle, 153 sayfa<br />

“Eğer Dostoyevski, tıpkı Shakespeare gibi,<br />

insanoğlunun kendini, hakkındaki görüşünü<br />

değiştirerek zenginleştirecek kadar büyük bir<br />

yazarsa, Yeraltından Notlar’da yeni bir insan<br />

görüşünün ilk belirtilerini okuyor ve bu büyük<br />

keşfin nasıl yapıldığını neredeyse görüyoruz.”<br />

Orhan Pamuk<br />

FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

Beyaz Geceler<br />

Çeviren: Mehmet Özgül<br />

Orhan Pamuk’un Önsözüyle, 96 sayfa<br />

“Beyaz Geceler Dostoyevski’nin en hafif,<br />

en saf, en lirik kitabıdır. Saflık kelimesiyle<br />

karmaşık ve karışık olmayan bir şeyi<br />

kastediyorum. (...) Hikâye saflık ve<br />

yalınlığını, kahramanlarının hep aynı<br />

kumaştan ve renkten yapılmasından alır.”<br />

Orhan Pamuk<br />

FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

ezİLMİŞ VE AŞAĞILANMIŞLAR<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Orhan Pamuk’un Önsözüyle, 368 Sayfa<br />

“Dostoyevski`nin duygusal bir melodram ile<br />

kendi kişisel hikâyesini birleştirdiği ilk büyük<br />

romanı. Ezilmiş ve Aşağılanmışlar`ı diğer<br />

melodramatik-duygusal-tefrika romanlardan<br />

bambaşka bir yere yerleştiren şey, anlatıcı<br />

kahramanı Vanya`nın Dostoyevski`nin<br />

kendisine çok benzeyen bir romancı olmasıdır.”<br />

Orhan Pamuk


FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

İNSANCIKLAR<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Orhan Pamuk’un Önsözüyle, 157 Sayfa<br />

“İki gündür kendimi bu kitaptan<br />

uzaklaştıramıyorum. Yeni bir yazar, yeni bir<br />

yeteneğin kalemi bu; onu tanımıyorum, kimdir,<br />

neye benzer bilmiyorum ama bu roman Rusya`<br />

da hayatın sınırlarını öyle kahramanlara<br />

veriyor ki bize, bundan önce hiçbir yazar bu<br />

kadarını düşlerinde bile göremezdi.”<br />

Belinski<br />

FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

KARAMAZOV KARDEŞLER<br />

Çeviren: Ergin Altay,<br />

Sigmund Freud’un “Dostoyevski ve<br />

Baba Katilliği” Üzerine Yazısıyla, 795 sayfa<br />

“Geçen binyılın kitabı Karamazov<br />

Kardeşler’dir. Bu dünyada yaşamın, öteki<br />

insanlarla birlikte olmanın ve öteki bir dünyayı<br />

düşlemenin bütün sorunlarını, neredeyse<br />

ansiklopedik bir boyuta varan bir genişlik ve<br />

yürekten gelen böylesine sarsıcı bir yoğunlukla<br />

dramlaştırabilen bir başka kitap bilmiyorum.”<br />

Orhan Pamuk<br />

FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

KUMARBAZ<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Henri Troyat’nın Kumarbaz’ın Yazılışı<br />

Üzerine Notu ve Gündüz Vassaf’ın<br />

Dostoyevski’nin Kumar Psikolojisini<br />

İnceleyen Sonsözüyle, 197 sayfa<br />

Kumarbaz, Dostoyevski’nin kendi kumar<br />

tutkusu ile tutkulu bir aşkı dramlaştırarak<br />

bir hamlede yazdığı en güzel romanlarından<br />

biridir. Romanı yirmi beş günde yazıp<br />

tamamlayan Dostoyevski, edebiyat<br />

tarihinin en önemli metinlerinden birine<br />

imza atmıştır.<br />

FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

SUÇ VE CEZA<br />

Çeviren: Ergin Altay,<br />

Murat Belge’nin Suç ve Ceza’yı Türkiye<br />

Aydınları ve Roman Kahramanlarıyla<br />

Karşılaştıran Önsözüyle, 644 Sayfa<br />

“1915’te Cenevre’de Suç ve Ceza’yı okudum.<br />

Kahramanları bir katil ve bir orospu olan bu<br />

roman bana çevremizdeki savaştan da yıkıcı<br />

ve etkileyici geldi... Dostoyevski’yi okumak<br />

bilmediğimiz büyük bir şehrin içine ya da bir<br />

savaşın gölgesine girmek gibidir.”<br />

J. L. Borges


FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

BUDALA<br />

Çeviren: Mazlum Beyhan<br />

Liza Knapp’ın Budala’nın Yazılışı Üzerine<br />

Önsözüyle, 711 sayfa<br />

“İnsanlık komedyasının olağanüstü<br />

zenginliğine rağmen, Dostoyevski’nin<br />

kişileri hep aynı düzeyde, alçakgönüllülük<br />

ve gurur düzeyinde toplanır ve sıralanırlar...<br />

Dostoyevski’nin kadın kahramanları,<br />

erkeklerden de fazla kararlıdırlar gururlu<br />

olmaya, onları gurur harekete geçirir hep.”<br />

André Gide<br />

FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

DELİKANLI<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Réne Girard’ın Sonsözüyle, 597 sayfa<br />

Delikanlı yalnızlıktan ve dış dünyadan<br />

kopmaktan özel bir ruh haline ulaşan genç<br />

ve tipik bir Dostoyevski kahramanının<br />

hikâyesidir... Bu romanı ilginç yapan<br />

şey, tıpkı kahramanı gibi yazarının da<br />

bu sayfalarda büyük amaçlarla kendi<br />

akıl karışıklığı arasında bölünmüş<br />

gözükmesidir.<br />

FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

YAZ İZLENİMLERİ ÜZERİNE KIŞ NOTLARI<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Saul Bellow’un Önsözü ve<br />

Edward Hallett Carr’ın Notuyla, 126 Sayfa<br />

“Dostoyevski’nin ilk Avrupa yolculuğunun<br />

hikâyesi olan bu kitap, büyük yazarın<br />

romanlarının da vazgeçilmez konusu olan,<br />

Batı’yla aşk ve nefret ilişkisini bütün çıplaklığı<br />

ve saflığıyla ortaya koyuyor.”<br />

Orhan Pamuk<br />

FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

ÖLÜ BİR EVDEN HATIRALAR<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Ronald Hingley’in Önsözüyle, 376 sayfa<br />

“Modern edebiyatta bundan daha iyi bir kitaba<br />

rastlamadım; bu söylediğime Puşkin de dahildir.<br />

Dostoyevski’ye ona bayıldığımı söyleyin.”<br />

Lev Tolstoy, A.N. Strakov’a yazdığı<br />

bir mektuptan, 26 Eylül 1880


FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

NETOÇKA NEZVANOVA<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Konstantin Mochulsky’nin Sonsözüyle<br />

217 Sayfa<br />

“Netoçka Nezvanova’nın psikolojik<br />

derinliğinde Dostoyevski’nin olgunluk dönemi<br />

romanlarının tadını alırız.”<br />

Ernest J. Simmons<br />

FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

ÖTEKİ<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Joseph Frank’in Sonsözüyle, 226 sayfa<br />

“İleride Öteki’den benim başyapıtım olarak söz<br />

edecekler.”<br />

Dostoyevski, Kardeşi Michael’e yazdığı bir<br />

mektuptan, 16 Kasım 1845<br />

“Öteki, Dostoyevski’nin yazdığı en güzel<br />

şeydir.”<br />

Vladimir Nabokov<br />

FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

STEPANÇİKOVO KÖYÜ VE SAKİNLERİ<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Joseph Frank’in Sonsözüyle, 276 Sayfa<br />

Gogol’e bir selam niteliği taşıyan ve<br />

1859’da yayımlanan Stepançikovo Köyü<br />

ve Sakinleri’nde, Sergey isimli genç bir<br />

üniversite öğrencisi, dayısının evinde<br />

hâkimiyeti eline almış bir şarlatanın, Foma<br />

Fomiç’in komik ve akıl almaz hikâyesini<br />

anlatır bize.<br />

FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

ÖYKÜLER<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Joseph Frank’in Önsözüyle, 424 sayfa<br />

Dostoyevski’nin Öyküler’i, yazarın<br />

büyük romanlarının dayandığı derin ve<br />

karmaşık âlemin yapı taşları gibidir. Hepsi<br />

birer başyapıt olabilecek olgunluktaki<br />

bu öykülerde büyük yazarın elini attığı<br />

her konuyu tuhaf ve esrarlı bir hikâyeye<br />

dönüştürdüğünü hayretle görüyoruz.


FYODOR DOSTOYEVSKİ<br />

PUŞKİN KONUŞMASI<br />

Çeviren: Tektaş Ağaoğlu<br />

Konstantin Mochulsky’nin Önsözüyle<br />

92 Sayfa<br />

Rus edebiyatında “büyük bir olay” ve bir<br />

dönüm noktası olarak değerlendirilen<br />

bu konuşmada Dostoyevski, tüm hayatı<br />

boyunca karşılaştığı, kendisine yöneltilen<br />

suçlama ve eleştirilere meydan okur;<br />

Batıcılarla Slavcıları, halkla aydınları,<br />

Rusya’yla Avrupa’yı uzlaştırmaya çalışır.<br />

Lev Tolstoy<br />

ANNA KARENİNA<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Vladimir Nabokov’un Sonsözüyle, 836 sayfa<br />

“Tolstoy’un her şeyi gören, herkesin<br />

hakkını veren, hiçbir ışığı, hareketi, ruhsal<br />

dalgalanmayı, şüpheyi, gölgeyi kaçırmayan,<br />

inanılmayacak kadar dikkatli, açık, kesin ve<br />

zekice bakışı, bu romanın sayfalarını çevirdikçe<br />

okura, ‘evet, hayat böyle bir şey!’ dedirtir.”<br />

Orhan Pamuk<br />

Lev Tolstoy<br />

SAVAŞ VE BARIŞ - I<br />

Çeviren: Leyla Soykut<br />

Henri Troyat’nın Önsözüyle, 720 sayfa<br />

“Her akşam kalkıp Savaş ve Barış’ı okuyorum.<br />

İnsan öyle bir merak ve öyle saf bir heyecanla<br />

okuyor ki, sanki daha önce hiçbir şey<br />

okumamışız gibi geliyor. Harikulâde güzel.”<br />

Anton Çehov<br />

“İşte bütün romancıların en büyüğü -Savaş ve<br />

Barış yazarı için başka ne diyebiliriz ki...”<br />

Virginia Woolf<br />

Lev Tolstoy<br />

SAVAŞ VE BARIŞ - II<br />

Çeviren: Leyla Soykut<br />

Isaiah Berlin’in Sonsözüyle, 768 sayfa<br />

“Bütün 19. yüzyıl romanları içerisinde<br />

Tolstoy’un Napolyon’un Rusya’yı işgalini<br />

anlatan panoraması, hacmi, insan anlayışı,<br />

kahramanlarının soluğu ve tarih üzerine<br />

düşüncelerinin akışı bakımından en büyüğüdür.<br />

Resmin büyüklüğüne rağmen bireysel fırça<br />

darbeleri de her zaman kesin, doğru ve vecizdir.”<br />

John Updike


Lev Tolstoy<br />

DİRİLİŞ<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

John Bayley’in Sonsözüyle, 483 Sayfa<br />

“Diriliş’i bir seferde okudum. Çarpıcı bir<br />

eser... En ilginç kahramanlar, prensler,<br />

generaller, ihtiyar hanımefendiler, köylüler ve<br />

mahkûmlar... Ne usta bir kalemi var Tolstoy’un.<br />

Romanının ise sanki sonu yok.”<br />

Anton Çehov, Menşikov’a mektup, 1900<br />

Lev Tolstoy<br />

İVAN İLYİÇ’İN ÖLÜMÜ<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Nadine Gordimer’ın Önsözü ve<br />

Edward Wasiolek’in Sonsözüyle, 112 sayfa<br />

Tolstoy’un, iyi bir hayat yaşadığını<br />

zanneden bir adamın, ölümün yaklaştığını<br />

anladıkça yavaş yavaş aslında yaşamamış<br />

olduğunu fark edişini büyük bir saflık ve<br />

şaşırtıcı bir samimiyetle anlattığı kısa ama<br />

büyük romanı.<br />

Lev Tolstoy<br />

HACI MURAT<br />

Çeviren: Leyla Soykut<br />

Colm Toibin’in Önsözü ve<br />

Henri Troyat’nın Notuyla, 216 sayfa<br />

Orduya yazıldıktan sonra savaş için<br />

Kafkasya’ya gönderilen Tolstoy burada<br />

yaşananları yıllar sonra kaleme aldı.<br />

Tolstoy’un ölümünden bir sene sonra<br />

basılan bu son romanı, hem savaş ve<br />

siyasetin doğası hem de iki farklı kültür<br />

ve dünya arasına sıkışıp kalmak hakkında<br />

bize derin bir bilgi veriyor.<br />

Lev Tolstoy<br />

KROYÇER SONAT<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Doris Lessing’in Önsözüyle, 174 sayfa<br />

Kadınlarla erkekleri bağlayan duygusal ve<br />

cinsel bağın Tanrı’dan ne kadar uzak ve<br />

acı verici olduğunu bütün öfkesi ve açık<br />

sözlülüğüyle bu kitapta dile getirir Tolstoy<br />

ve bir adamın, kıskançlık duygusuyla nasıl<br />

karısını öldürecek hale geldiğini anlatırken<br />

hem insan doğası hem de Hıristiyanlığın<br />

özü hakkında konuşur.


Lev Tolstoy<br />

AİLE MUTLULUĞU<br />

Çeviren: Mehmet Özgül<br />

Renato Poggioli’nin Yazısıyla, 150 sayfa<br />

Tolstoy’un yazıp bitirdikten sonra hikâyeyi<br />

zayıf, değersiz ve anlamsız bularak<br />

yayımlamaktan vazgeçtiği; yayıncısınınsa<br />

hayranlık uyandırıcı ve yetenekle dolu<br />

bulduğu Aile Mutluluğu, yazarın Savaş<br />

ve Barış, Anna Karenina gibi büyük<br />

romanlarının da habercisidir.<br />

Lev Tolstoy<br />

EFENDİ İLE UŞAĞI<br />

Çeviren: Mehmet Özgül<br />

Richard Gustafson’un Sonsözüyle, 195 sayfa<br />

“Tolstoy konusunda da senden tamamen farklı<br />

düşünüyorum. Tolstoy muhteşem bir yazar.<br />

Hiçbir zaman anlayışsız değil, aptal değil,<br />

yorulmak nedir bilmiyor, bilgiçlik taslamıyor,<br />

teatralliğe düşmüyor. Diğerlerinden çok daha<br />

üstün.”<br />

James Joyce’un, kardeşi Stanislaus’a yazdığı<br />

bir mektuptan, 18 Eylül 1905<br />

Lev Tolstoy<br />

ÜÇ ÖLÜM<br />

Çeviren: Mehmet Özgül<br />

Mihail Bakhtin’in Sonsözüyle, 191 sayfa<br />

“Tolstoy’un hikâyeleri bir paradoks üzerine<br />

kuruludurlar aslında: Bu dikkat ve zarafetle<br />

kurulmuş hikâyeler, aynı zamanda düzyazı<br />

kompozisyon yöntemlerine pek de bağlı<br />

kalmayan bir dâhi tarafından kaleme<br />

alınmışlardı.”<br />

John Bayley<br />

Lev Tolstoy<br />

ÇOCUKLUK, İLKGENÇLİK, GENÇLİK<br />

Çeviren: Mazlum Beyhan<br />

Kate Hamburger’in Sonsözüyle, 400 sayfa<br />

“‘Çocukluk’u yazdığım sıralarda, hayatın<br />

bu evresinin muhteşem şiirini benden<br />

önce hiç kimsenin hissetmediğini ve<br />

dile getirmediğini düşünürdüm,” diyen<br />

Tolstoy’un bu ilk eserinde, hem yarıotobiyografik<br />

kahramanı İrtenyev’in<br />

hem de bir yazar olarak kendisinin nasıl<br />

büyüdüğünü görüyoruz.


Lev Tolstoy<br />

KAZAKLAR<br />

Çeviren: Leyla Soykut<br />

Cynthia Ozick’in Önsözüyle, 264 sayfa<br />

“Dilimizde yazılmış en güzel hikâye.”<br />

İvan Turgenyev<br />

“Kazaklar’ı okurken, her satırda, her kelimede<br />

yepyeni, hakiki bir sanat buldum.”<br />

William Dean Howells<br />

SAMUEL TAYLOR COLERIDGE<br />

YAŞLI GEMİCİ<br />

Çeviren: Şavkar Altınel<br />

Orhan Pamuk’un Önsözü, Şavkar Altınel’in<br />

Sonsözü ve Gustave Doré’nin Resimleriyle,<br />

183 sayfa<br />

İngiliz edebiyatının en büyük şiirlerinden,<br />

efsanevi ve esrarengiz kitap The Rime of<br />

the Ancient Mariner, dünya edebiyatının<br />

ölümsüz eserlerinden biridir.<br />

“Bu şiir, saf hayal gücünün en mükemmel<br />

örneğidir.”<br />

Robert Penn Warren<br />

GUSTAVE FLAUBERT<br />

MADAME BOVARY<br />

Çeviren: Sâmih Tiryakioğlu<br />

Geoffrey Wall’un Önsözü ve<br />

Julian Barnes’ın Sonsözüyle, 426 sayfa<br />

Gustave Flaubert’in beş yılda, iğneyle kuyu<br />

kazar gibi yazdığı Madame Bovary, sadece<br />

edebi değil, aynı zamanda kültürel bir<br />

dönüm noktasıdır. İnsan, hayat ve gerçeklik<br />

hakkında yazılmış en önemli eserlerden<br />

biridir.<br />

“Proust olmadan Joyce, Flaubert olmadan da<br />

Proust olamazdı.”<br />

Theodor W. Adorno<br />

GUSTAVE FLAUBERT<br />

DUYGUSAL EĞİTİM<br />

Çeviren: Cemal Süreya<br />

Philippe Desan’ın Sonsözüyle, 491 sayfa<br />

“Duygusal Eğitim, benim için hayatımda<br />

ancak iki-üç dostumun yakınlığıyla<br />

karşılaştırabileceğim derecede değerli bir<br />

kitap olmuştur; nerede, ne zaman sayfalarını<br />

çevirecek olsam, hep şaşkınlığa kapılır, teslim<br />

oluverir, hikâyeye kapılır giderim...”<br />

Franz Kafka’nın Felice’ye yazdığı<br />

bir mektuptan, 15 Kasım 1915, gece yarısı


GUSTAVE FLAUBERT<br />

ÜÇ HİKÂYE<br />

Çeviren: Berna Akkıyal-Can Belge<br />

Michel Tournier’nin Önsözüyle, 114 sayfa<br />

“Flaubert, edebiyat tarihinde, en çok hayranlık<br />

duyulan yazarların başında gelir. (…) kalabalık<br />

bir yazarlar ordusu Flaubert’le fazlasıyla<br />

ilgilenmiş, onun hakkında yazmış, ona gizliaçık<br />

derin bir sevgi duymuş ve gizli-açık onunla<br />

kendini özdeşleştirmiştir.”<br />

Orhan Pamuk<br />

İVAN TURGENYEV<br />

BABALAR VE OĞULLAR<br />

Çeviren: Leyla Soykut<br />

Turgenyev’in Kitabı Nasıl yazdığını<br />

Anlattığı Notu ve<br />

Vladimir Nabokov’un Sonsözüyle, 335 sayfa<br />

Turgenyev’in en büyük romanı olan Babalar<br />

ve Oğullar siyasi bir tartışmayı ya da<br />

felsefi bir sorunu insanileştirmenin, derin<br />

bir anlayış ve incelikli bir zanaatkârlıkla<br />

mümkün olduğunu bize bir kere daha gösterir.<br />

NİKOLAY GOGOL<br />

ÖLÜ CANLAR<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Yazarın Önsözü ve<br />

Vladimir Nabokov’un Sonsözüyle, 446 sayfa<br />

Ölü Canlar, 19. yüzyıla damgasını vuran<br />

büyük Rus romanının miladı olarak kabul<br />

edilir. Gogol’ün kendi eserini anlatmak için<br />

kullanmayı sevdiği ifadeyle roman, epik<br />

bir şiirdir.<br />

“Gogol tuhaf bir yaratıktı, ama zaten deha<br />

denen şey hep tuhaftır.”<br />

Vladimir Nabokov<br />

NİKOLAY GOGOL<br />

PETERSBURG ÖYKÜLERİ<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Richard F. Gustafson’un Sonsözüyle,<br />

252 sayfa<br />

19. yüzyıl Rusyası’nı anlatan bu öykülerde<br />

Petersburg’un ünlü sokaklarını arşınlarken<br />

sıradan Rus memurların evlerine,<br />

soyluların akşam davetlerine konuk<br />

oluyor; bir ressamın ve bir delinin zihninin<br />

sınırlarına çarpıyor; kopmuş bir burnun<br />

peşinde gerçeküstücülüğün izinde bir<br />

yolculuğa çıkıyoruz.


OSCAR WILDE<br />

BAY W.H.’NİN PORTRESİ<br />

Çeviren: Kaya Genç<br />

Neil McKenna’nın Sonsözü ve Oscar<br />

Wilde’ın Mektuplarıyla, 128 sayfa<br />

Shakespeare’in ‘Soneler’ini genç bir erkeğe<br />

duyduğu aşk sonucunda yazdığını iddia<br />

eden bir karakterin kuşaktan kuşağa, gizli<br />

bir inanç gibi yayılan teorisini anlatan<br />

labirent gibi bir hikâye.<br />

“Bay W.H.’nin Portresi, Wilde’ın yazdığı en<br />

mükemmel şeydir.”<br />

Peter Ackroyd<br />

R. L. STEVENSON<br />

DR. JEKYLL VE BAY HYDE<br />

Çeviren: Kaya Genç<br />

Yazarın Kitabın İlhamını Veren<br />

Rüyasını Anlattığı Yazısı ve<br />

Vladimir Nabokov’un Sonsözüyle, 139 sayfa<br />

“Ahlaki sorular hakkında hakiki bir hissiyat,<br />

iyi olmanın zorluğu ve kötü olmanın kabalığı<br />

üzerine yeni bir anlayış var bu kitapta, ama her<br />

şeyden çok, eşsiz bir meraklandırma gücü.”<br />

Henry James<br />

WEEDON / GEORGE GROSSMITH<br />

ÖNEMSİZ BİR ADAMIN GÜNLÜĞÜ<br />

Çeviren: Kaya Genç<br />

Kaya Genç’in Kitap ve Yazıldığı Dönem<br />

Hakkındaki Önsözüyle, 254 sayfa<br />

Grossmith kardeşlerin biraz da ortalığı<br />

kaplayan “ünlülerin hayat hikâyeleri”<br />

modasıyla alay etmek için kaleme aldıkları<br />

ve kitaplaşmadan önce İngiliz Punch<br />

dergisinde tefrika edilen bu “günlük”,<br />

burjuva hayatının saçmalıklarını müthiş<br />

bir mizahla ortaya çıkarıyor.<br />

THOMAS DE QUINCEY<br />

GÜZEL SANATLARIN<br />

BİR DALI OLARAK CİNAYET<br />

Çeviren: İsmet Birkan<br />

Emre Ayvaz ve Kaya Genç’in Önsözüyle,<br />

145 sayfa<br />

19. yüzyıl Batı edebiyatının en büyük ve<br />

en ihmal edilmiş yazarlarından biri olan<br />

Thomas de Quincey’nin bu üç parçalık<br />

uzun denemesi, en dehşet verici insani<br />

eylemlerden birine, ‘cinayete’, her ayrıntısı<br />

düşünülmüş sanatsal bir ürün olarak; hiç<br />

beklenmedik bir gözle bakıyor.


HENRY JAMES<br />

DAISY MILLER<br />

Çeviren: Gülümser Ağırer Çuhadar, 100 sayfa<br />

“Edebiyattaki Amerikan prenseslerinin<br />

ilki, Avrupalı erkeklerin başını döndüren<br />

Amerikalı kadın turist tipinin ilk örneğidir.<br />

Avrupalı erkeklerin anlamadığı şey, Daisy’nin<br />

masumiyetinin doğuştan geldiği, o efsanevi<br />

masumiyetin ve saflığın yaptığı ya da söylediği<br />

hiçbir şeyle bozulmayacağıdır.”<br />

Leslie Fielder<br />

HENRY JAMES<br />

ASPERN’İN MEKTUPLARI<br />

Çeviren: Hasan Fehmi Nemli, 135 sayfa<br />

Henry James, Aspern’in Mektupları adlı<br />

kısa romanını, Lord Byron’ın sevgilisinin<br />

yaşadığı gerçek bir olay üzerine kurar.<br />

“Şiir tarihindeki Shakespeare gibi, Henry<br />

James de roman tarihinde benzeri olmayan bir<br />

yazardır.”<br />

Graham Greene<br />

THOMAS HARDY<br />

ADSIZ SANSIZ BİR JUDE<br />

Çeviren: Taciser Ulaş Belge<br />

D.H. Lawrence’ın Sonsözüyle, 434 sayfa<br />

Hardy’nin olay örgüsü kurmadaki sıradışı<br />

hünerini konuşturduğu, hayranlık verici<br />

bir toplumsal panorama çizdiği bu son<br />

romanı, aynı zamanda klasik gerçekçi Batı<br />

romanının da son büyük örneklerinden<br />

biridir.<br />

HERMAN MELVILLE<br />

KÂTİP BARTLEBY<br />

Çeviren: Münir H. Göle<br />

Jorge Luis Borges’in Önsözüyle, 63 sayfa<br />

“Bartleby’nin verdiği cevaba benzemeyen<br />

cevapta, karanlık, düzen bozucu, komik ve yüce<br />

bir ironi vardır.”<br />

Jacques Derrida<br />

“Melville’in Bartleby’si Kleist, Dostoyevski,<br />

Kafka ve Beckett’in kitaplarıyla beraber itibarlı<br />

bir yeraltı edebiyatı geleneği oluşturur.”<br />

Gilles Deleuze


HONORÉ DE BALZAC<br />

GORIOT BABA<br />

Çeviren: Şerif Hulûsi<br />

Peter Brooks’un Önsözü ve<br />

Marcel Proust’un Sonsözüyle, 320 sayfa<br />

Balzac’ın neredeyse yüze yakın romandan<br />

oluşan “İnsanlık Komedisi” dizisinin<br />

başlangıcı olan Goriot Baba, dönemin<br />

Parisi’ni ve toplumsal yapısını anlatmadaki<br />

başarısıyla, 21. yüzyılda hâlâ geçerliliğini<br />

koruyan tam bir klasik haline gelmiştir.<br />

HENRI BEYLE STENDHAL<br />

KIRMIZI VE SİYAH<br />

Çeviren: Şerif Hulûsi<br />

Michael Wood’un Sonsözüyle, 536 sayfa<br />

Batı edebiyatının en önemli psikolojik<br />

romanlarından bir olan Kırmızı ve Siyah’ta<br />

Stendhal, aynı zamanda dünya edebiyatının<br />

en önemli kahramanlarından biri olan<br />

Julien’i yaratıyor.<br />

“Stendhal, gerçeğe mantık yoluyla ulaşan bir<br />

gözlemci değil, gerçeğe nadiren gözlemle ulaşan<br />

bir mantıkçıdır.”<br />

Emile Zola<br />

JACK LONDON<br />

MARTIN EDEN<br />

Çeviren: Yiğit Yavuz<br />

Andrew Sinclair’in Sonsözüyle, 438 sayfa<br />

Jack London, yarı-otobiyografik olarak<br />

kurguladığı romanda, yazar olabilmek için<br />

hayatını ortaya koyan ve başına gelen tüm<br />

trajedilere rağmen bu yoldan asla dönmeyen<br />

Martin’in şaşırtıcı hikâyesini anlatır.<br />

“Martin, bir maceraperest ve aksiyon adamıydı,<br />

bunu becerebilen pek fazla yazar da yoktur.”<br />

George Orwell<br />

JACK LONDON<br />

BEYAZ DİŞ<br />

Çeviren: Yiğit Yavuz<br />

James Dickey’nin Önsözüyle, 238 sayfa<br />

Jack London, hayatında en değer<br />

verdiği hayvan olan Kurt’u, Beyaz<br />

Diş’in başkahramanı olarak seçmiştir.<br />

İnsanlarla hayvanlar arasındaki<br />

ilişkileri, bir hayvanın gözünden büyük<br />

bir başarıyla anlatan bu eser edebiyat<br />

tarihinin en hayranlık uyandıran hayvan<br />

karakterlerinden birini yaratmıştır.


XAVIER DE MAISTRE<br />

ODAMDA SEYAHAT /<br />

ODAMDA GECE SEFERİ<br />

Çeviren: Ceylan Gürman<br />

Alain De Botton’un Önsözüyle, 133 sayfa<br />

“ (…) Bu parlak dönemin kolayca yıldızı<br />

parlamış yazarlarının arasında Xavier de<br />

Maistre, hâlâ keşfedilmek ya da yeniden<br />

keşfedilmek üzere bekler. Onun büyük eseri<br />

Odamda Seyahat, şimdiye kadar yazılmış en<br />

canlı, en orijinal otobiyografik anlatılardan<br />

birisidir.”<br />

Susan Sontag<br />

aleksandr puşkİn<br />

yüzbaşının kızı<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Irina Reyfman’ın Sonsözüyle, 187 sayfa<br />

Puşkin’in tarihsel roman olarak yazdığı,<br />

aynı zamanda, son düzyazı çalışması olan<br />

Yüzbaşının Kızı, Katerina dönemini ve 18.<br />

Yüzyıl Rusyası’nı büyük bir gerçeklikle<br />

çizer. Puşkin, Yüzbaşının Kızı’yla<br />

kendisinden sonraki Rus ve dünya edebiyatı<br />

üzerinde büyük bir etki yaratmıştır.<br />

CHARLES DICKENS<br />

MARTIN CHUZZLEWIT<br />

Çeviren: Murat Belge<br />

Yazarın Önsözü ve G.K. Chesterton’ın<br />

Sonsözüyle, 866 sayfa<br />

İngiliz edebiyatının Oliver Twist ve<br />

David Copperfield gibi kültleşmiş<br />

kahramanlarının yaratıcısı Charles<br />

Dickens, Martin Chuzzlewit’te büyük bir<br />

aile içinde mirastan pay kapmak uğruna<br />

dönen entrikaları anlatırken gerilimi<br />

tırmandırarak heyecanlı bir roman sunar.<br />

İVAN GONÇAROV<br />

yamaç<br />

Çeviren: Ergin Altay<br />

Ergin Altay’ın Sonsözüyle, 904 sayfa<br />

19. yüzyıl Rus ve dünya edebiyatının en<br />

önemli yazarlarından Gonçarov, ölmeden<br />

önce tamamladığı son kitabı Yamaç’ta,<br />

Oblomov’da olduğu gibi yine kahramanını<br />

öne çıkararak Rus toplumuna dair eleştiri<br />

ve tespitlerini başkarakteri Rayski<br />

üzerinden dile getiriyor.


JAMES JOYCE<br />

DUBLİNLİLER<br />

Çeviren:Murat Belge<br />

Murat Belge’nin Önsözüyle, 232 sayfa<br />

“Bu hikâye kitabının, başka birçok hikâye<br />

kitabından farkı, değişik esinlemelerle<br />

yazılmış hikâyelerin bir araya getirilmesinden<br />

oluşmasıdır. Bütün hikâyeler arasında tematik<br />

bir ortaklık ve gelişme vardır (...) ‘Dublinli olma’<br />

hali gibi bir tema çerçevesinde bakıldığında bu<br />

özellik çarpıcıdır.”<br />

Murat Belge<br />

JAMES JOYCE<br />

SANATÇININ BİR GENÇ ADAM<br />

OLARAK PORTRESİ<br />

Çeviren: Murat Belge<br />

Murat Belge’nin Sonsözüyle, 295 sayfa<br />

20. yüzyıl edebiyatında bir devrim yaratan<br />

ve edebiyatın yarınına damgasını vuran bu<br />

roman, yetişkinliğe henüz varmamış genç<br />

bir adamın gözüyle dünyayı göstermesi<br />

ve bilinç akışı tekniğinin en yetkin ilk<br />

örneklerinden biri olmasıyla edebiyat<br />

tarihinin en önemli eserleri arasındadır.


modern<br />

klasikler


SAUL BELLOW<br />

GÜNÜ YAŞA<br />

Çevirenler: Özge Baykan, Raees Calafato,<br />

133 sayfa<br />

Saul Bellow 1976’da Nobel Edebiyat<br />

Ödülü’nü kazandığında, ödül komitesinin<br />

özellikle öne çıkarttığı Günü Yaşa, bir<br />

adamın paramparça olmuş, değiştirmek<br />

istediği ve baştan aşağı sorguladığı<br />

hayatının çarpıcı hikâyesidir.<br />

SAUL BELLOW<br />

HERZOG<br />

Çeviren: Özde Duygu Gürkan, 482 sayfa<br />

“Madame Bovary’yi Charles’ın ya da Anna<br />

Karenina’yı Karenin’in bakış açısından<br />

anlatma hevesine kapılan biri, Herzog’da<br />

bunun kusursuz bir şekilde gerçekleştirildiğini<br />

görecektir.”<br />

Philip Roth<br />

SAUL BELLOW<br />

YAĞMUR KRAL<br />

Çeviren: Osman Yener, 344 sayfa<br />

Bu eğlenceli romanda Bellow, hiç gitmediği<br />

Afrika’nın bütün zengin renklerini ve<br />

egzotik geleneklerini uyandırıyor. Yağmur<br />

Kral bir adamı hayata bağlayan güçlere<br />

derin bir bakış.<br />

“Bellow’un eğlence dolu anlatısı ve dilinin<br />

olağandışı yaratıcılığıyla vahşice ve çılgın bir<br />

rüya gerçekleştirilmiş.”<br />

Chicago Tribune<br />

JOSEPH CONRAD<br />

KARANLIĞIN YÜREĞİ<br />

Çeviren: Sinan Fişek<br />

Yazarın Notu ve Kongo Seyahati Sırasında<br />

Tuttuğu Günlüğüyle, 143 sayfa<br />

1902 yılında kitap halinde yayımlanan<br />

Karanlığın Yüreği, Conrad’ın Kongo’da<br />

buharlı gemide kaptanlık yaptığı sırada<br />

yaşadıklarından izler taşır.<br />

“Bu kısa kitap modern edebiyatın en büyük<br />

örneklerinden biridir.”<br />

Malcolm Bradbury


JOSEPH CONRAD<br />

NOSTROMO<br />

Çeviren: Mehmet H. Doğan<br />

Yazarın Notuyla, 492 sayfa<br />

Hayali bir Güney Amerika cumhuriyetinde<br />

geçen 1904 tarihli bu romanda Conrad ilk<br />

kez bütün bir toplumu ve geniş bir siyasi<br />

ortamı anlatır. Nostromo, Dostoyevski’nin<br />

kurduğu derin dünyayla Tolstoy’un geniş<br />

dünyasının bir tür karışımıdır.<br />

JOSEPH CONRAD<br />

BATILI GÖZLER ALTINDA<br />

Çevirenler: Ayşe Yunus, Mehmet Bakırcı<br />

Yazarın Notuyla, 335 sayfa<br />

Cinler ve Parma Manastırı’yla beraber<br />

dünya edebiyatının en büyük politik<br />

romanlarından biri sayılan Batılı Gözler<br />

Altında, Dostoyevski’yi hiç sevmeyen<br />

Conrad’ın en Dostoyevskici romanıdır.<br />

Kahramanı Razumov’un tereddüt, öfke<br />

ve çelişkileri, Suç ve Ceza ya da Cinler’den<br />

çıkmış gibi gelir okuyucuya.<br />

JOSEPH CONRAD<br />

NARCISSUS’UN ZENCİSİ<br />

Çeviren: Haluk Şahin<br />

Yazarın Önsözüyle, 189 sayfa<br />

İnsancıllık, bencillik ve bir arada<br />

yaşamanın ahlaki boyutu hakkındaki<br />

Narcissus’un Zencisi, bazı eleştirmenlere<br />

göre Conrad’ın “büyük romanlar” dönemini<br />

başlatan kitaptır.<br />

“Narcissus’un Zencisi, hiç şüphesiz, modern<br />

bir başyapıttır.”<br />

Malcolm Bradbury<br />

JOSEPH CONRAD<br />

LORD JIM<br />

Çeviren: Hasan Fehmi Nemli<br />

Yazarın Notuyla, 384 sayfa<br />

İngilizcede yazılmış en değerli ve derin<br />

psikolojik romanlardan biridir; dilin<br />

olanaklarını zorlamakla kalmaz, ahlakı<br />

kendi döneminin de ötesine taşıyarak<br />

evrensel bir kavram olarak tartışmaya açar.<br />

“Marlow, modern edebiyatın en dikkat çekici ve<br />

büyüleyici karakterlerinden biridir.”<br />

Harold Bloom


JOSEPH CONRAD<br />

GİZLİ AJAN<br />

Çeviren: Hasan Fehmi Nemli<br />

Yazarın Notuyla, 328 sayfa<br />

“Gizli Ajan’ın kaynağı, konusu, gelişme tarzı,<br />

sanatsal amacı kadar, yazarı kalemini eline<br />

almaya sevk eden bütün diğer güdüler, öyle<br />

sanıyorum ki, zihinsel ve duygusal bir bunalım<br />

evresine kadar izlenebilir.”<br />

Joseph Conrad<br />

JOSEPH CONRAD<br />

ZAFER<br />

Çeviren: Armağan İlkin<br />

Yazarın Kitaba Farklı Zamanlarda<br />

Yazdığı İki Önsözle, 380 sayfa<br />

Zafer’in başkarakteri Axel Heyst,<br />

Conrad’ın yarattığı en ünlü kahramanıdır.<br />

Okur, Heyst’in kişiliğinde aşina olduğu o<br />

karmaşık Conrad dünyasını bulacaktır.<br />

“Zafer’i Conrad’ın en iyi romanlarından biri<br />

yapan şey, Heyst karakterinin derinliğidir.”<br />

Jocelyn Baines<br />

JORGE LUIS BORGES<br />

ŞİFRE<br />

Çeviren: Yıldız Ersoy Canpolat, 68 sayfa<br />

“Evren ya da zaman denen açıklanamaz<br />

olaylar dizisinden oluşan” bu kitapta<br />

Borges, düşünsel şiirleriyle bizi bir oyuna<br />

davet ediyor. Şifreler bu oyunun hem<br />

anahtarı hem de kilidi olabilir.<br />

JORGE LUIS BORGES<br />

ÖTEKİ SORUŞTURMALAR<br />

Çevirenler: Peral Bayaz Charum,<br />

Türker Armaner, 221 sayfa<br />

Borges bu kitapta, Coleridge, Cervantes,<br />

Hawthorne, Valéry, Wilde, Shaw ve<br />

Kafka gibi edebi şahsiyetleri inceliyor;<br />

kadim Çin’den modern İngiltere’ye kadar<br />

birbirinden çok farklı konuları, zarif<br />

üslubuyla, kitabın başlığının ima ettiği<br />

anlam çeşitliliğini kapsayan bir bakış<br />

açısıyla yorumluyor.


JORGE LUIS BORGES<br />

YEDİ GECE<br />

Çeviren: Celâl Üster, 127 sayfa<br />

Borges’in bellek kitaplığından gerçek<br />

edebiyat okurlarına eşsiz bir armağan olan<br />

bu eserde yer alan, Buenos Aires’teki Teatro<br />

Coliseo’da yapılmış yedi konuşma, düşlerin,<br />

düşüncelerin, söylencelerin atlasında<br />

bizleri keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.<br />

JORGE LUIS BORGES<br />

ALÇAKLIĞIN EVRENSEL TARİHİ<br />

Çeviren: Celâl Üster, 109 sayfa<br />

Borges’in, 1930’larda, Arjantin’de çok satan<br />

Critica gazetesinin pazar ekine yazdığı<br />

yazıları bir araya getiren ve yazarın ilk kısa<br />

öyküsünün yer aldığı Alçaklığın Evrensel<br />

Tarihi, Latin Amerika edebiyatını derinden<br />

etkilemiş ve yayımlandığı tarih olan 1935<br />

dönüm noktası olarak nitelenmiştir.<br />

JORGE LUIS BORGES<br />

ALEF<br />

Çevirenler: Tomris Uyar, Fatih Özgüven,<br />

Fatma Akerson, Peral Bayaz Charum,<br />

152 sayfa<br />

Borges’in bütün zekâ ürünü hünerlerini<br />

harekete geçirdiği, en geniş ilgi alanlarını<br />

-ölüm, goşolar ve savaşçılar- kapsayan,<br />

büyük yazarın en verimli döneminde<br />

yazdığı Alef’te, her biri yüzlerce sayfa<br />

okumuşuz, evrenler içinde gezmişiz<br />

izlenimi veren on yedi öykü yer alıyor.<br />

JORGE LUIS BORGES<br />

KUM KİTABI<br />

Çeviren: Yıldız Ersoy Canpolat, 109 sayfa<br />

Otobiyografik öğelerin ağır bastığı bu<br />

kitaptaki öyküler, hem alabildiğine<br />

fantastiktir hem de “gelip geçen olaylar<br />

üstüne derin düşünceler” havası taşır. Kum<br />

Kitabı, Borges’in olgunluk çağının en önemli<br />

eserlerinden biridir


JORGE LUIS BORGES<br />

DANTEVARİ DENEMELER /<br />

SHAKESPEARE’İN BELLEĞİ<br />

Çeviren: Peral Bayaz Charum, 111 sayfa<br />

Yazarın yaşamının sonuna doğru<br />

yayımladığı Dantevari Denemeler, Borges’in<br />

“8 İlahi Komedya” üstüne yaptığı bir<br />

‘derin okuma’ olarak tanımlanabilir.<br />

Shakespeare’in Belleği ise, aynı adlı<br />

öyküyle 1983’ten önce değişik kitaplarda<br />

yayımlanmış üç öyküden oluşuyor.<br />

JORGE LUIS BORGES<br />

BRODIE RAPORU<br />

Çeviren: Yıldız Ersoy Canpolat, 93 sayfa<br />

On bir kısa öyküden oluşan kitap,<br />

Arjantin’deki günlük hayatın Borges’in<br />

hayalinde kök salan ve onu büyüleyen<br />

yönlerini sergiliyor. Borges, en yalın<br />

kitaplarından biri olan Brodie Raporu’nda,<br />

Buenos Aires’in “derin geçmişi”nin tarihini<br />

sunuyor.<br />

JORGE LUIS BORGES<br />

FICCIONES<br />

Çevirenler: Fatih Özgüven, Tomris Uyar,<br />

163 sayfa<br />

Borges’in, Sur dergisinde yayımlanan<br />

öykülerinden bazılarını, 1944’te<br />

“Ficciones” başlığı altında topladığı bu<br />

kitap yayımlandıktan yirmi yıl sonra tüm<br />

dünyada Borges’in “büyük eserleri”nden<br />

sayılacaktı.<br />

JORGE LUIS BORGES<br />

SONSUZ GÜL<br />

Çevirenler: Ayşe Nihal Akbulut, Cevat Çapan,<br />

55 sayfa<br />

Borges uzun süre yazmaya ara verdikten<br />

sonra 1974’te kaleme aldığı şiirlerini,<br />

1975’te ilk kez yayımlanan Sonsuz Gül’de<br />

bir araya getirdi. Bu kitaptaki şiirler, pars,<br />

bizon, tılsımlar, kitaplar, aynalar, Nordik<br />

mitler gibi Borges’ten aşina olduğumuz<br />

izlekler yer alıyor.


JORGE LUIS BORGES<br />

EVARISTO CARRIEGO<br />

Çeviren: Peral Bayaz Charum, 144 sayfa<br />

Borges’in ilk düzyazı kitabı olan Evaristo<br />

Carriego’da varoşlardan gelen bir şairin<br />

hayatını ve 20. yüzyıl başlarındaki Buenos<br />

Aires’i anlatan yazılar yer alıyor.<br />

JORGE LUIS BORGES<br />

YARATAN<br />

Çevirenler: Peral Bayaz Charum,<br />

Ayşe Nihal Akbulut, 98 sayfa<br />

Şiirle düzyazının iç içe geçtiği Yaratan’da<br />

Borges, “öteki ben”den besleniyor.<br />

Gerçeküstü bir anlatımla hem felsefi<br />

hem edebi bir metin yaratan Borges, “bir<br />

koleksiyon” olarak nitelendirdiği bu eserini,<br />

kendi külliyatının en kişisel parçası olarak<br />

anıyor.<br />

ALEKSANDR SOLJENİTSİN<br />

İVAN DENİSOVİÇ’İN BİR GÜNÜ<br />

Çeviren: Mehmet Özgül, 157 sayfa<br />

Rusya’nın ücra bir köşesindeki buzlar ve<br />

karlar altındaki soğuk çalışma kampını<br />

ve esirlerin hayatta kalma mücadelesini<br />

anlattığı bu kısa romanda Soljenitsin,<br />

Stalin Rusyası’nda esaret altında yaşayan<br />

milyonlarca Rus’un ortak kaderini hem<br />

paylaşmış hem de dünyaya duyurmuştur.<br />

ALEKSANDR SOLJENİTSİN<br />

KREÇETOVKA İSTASYONU’NDA BİR OLAY /<br />

MATRİYONA’NIN EVİ<br />

Çeviren: Mehmet Özgül, 126 sayfa<br />

Soljenitsin’in bu kitapta bir araya gelen<br />

iki novellası “Kreçetovka İstasyonu’nda<br />

Bir Olay” ve “Matriyona’nın Evi”, 20.<br />

yüzyılın bu büyük yazarının, Rus edebiyatı<br />

geleneğini Dostoyevski ve Tolstoy’dan<br />

sonra devam ettirdiğini göstermektedir.


BERTOLT BRECHT<br />

BEŞ PARALIK ROMAN<br />

Çeviren: Sevgi Soysal<br />

Walter Benjamin’in Sonsözüyle, 359 sayfa<br />

“Brecht hem sömürülenlerle, hem de<br />

sömürenlerle ilgilenir. Değişik tarihsel<br />

dönemleri bir arada incelemesinin ve<br />

gangster tiplerini Dickens zamanının tempo<br />

ve dış görünüşünü yansıtan bir Londra’ya<br />

yerleştirmesinin nedeni budur.”<br />

Walter Benjamin<br />

STANISLAW LEM<br />

SOLARİS<br />

Çeviren: Mehmet Aközer<br />

Carl Tighe’nin Sonsözüyle, 268 sayfa<br />

Freud’dan Jung’a uzanan çerçevedeki birçok<br />

psikanalitik kuramın örtülü tartışmalarını<br />

içeren Solaris, hem Lem’in eserleri hem de<br />

20. yüzyıl bilimkurgu edebiyatı için bir<br />

klasiktir.<br />

“Stanislaw Lem günümüzün en inanılmaz<br />

zekâsına sahip, bilge ve komik yazarıdır.”<br />

Anthony Burgess<br />

VIRGINIA WOOLF<br />

mrs. dalloway<br />

Çeviren: Tomris Uyar, 192 sayfa<br />

Dünya roman geleneğinde öncü bir rol<br />

oynamış Virginia Woolf’un olgunluk<br />

dönemi eserlerinden biri. Woolf 1925’te<br />

yayımlanan bu kitabında “bilinç akışı”<br />

tekniğinin ilk ve en başarılı örneklerinden<br />

birini verir. Mrs.Dalloway, modern romanın<br />

hâlâ aşılmamış bir klasiğidir.<br />

VIRGINIA WOOLF<br />

DENİZ FENERİ<br />

Çeviren: Naciye Akseki Öncül, 248 sayfa<br />

20. yüzyılda roman geleneğini köklü<br />

biçimde değiştiren yazarlar arasında önemli<br />

bir yeri olan Virginia Woolf, Deniz Feneri<br />

adlı romanıyla kendini zamanının öteki<br />

yazarlarından ayıran biçem ve yöntemi<br />

geliştirmiş, kendi roman tekniğine uygun<br />

en iyi yapıtını vermiştir.


VIRGINIA WOOLF<br />

ORLANDO<br />

Çeviren: Seniha Akar, 244 sayfa<br />

İngiltere tarihinin son dört yüzyıl boyunca<br />

geçirdiği dönüşümleri ve bunların<br />

İngiliz yazınındaki yansımalarını ince<br />

değinmelerle, keskin bir mizahla, çarpıcı<br />

simgelerle aktaran Orlando, yazarın en<br />

tuhaf, en ilginç, mizah dozu en yüksek<br />

kitaplarından biridir.<br />

VIRGINIA WOOLF<br />

JACOB’UN ODASI<br />

Çeviren: Fatih Özgüven, 216 sayfa<br />

Yazarın mimari bir uzam olarak tasarladığı<br />

Jacob’un Odası, Woolf’un gerçek anlamda<br />

ilk deneysel romanıdır.<br />

“Jacob’un Odası… Şahane bir sürpriz...<br />

İmkânsız gerçekleşmiştir. Yeni bir anlatı biçimi<br />

ortaya çıkmıştır!”<br />

E. M. Forster<br />

VIRGINIA WOOLF<br />

FLUSH<br />

Çeviren: Fatih Özgüven, 116 sayfa<br />

“İngiliz edebiyatının en ünlü aşk öyküsüdür<br />

onların aşkı. (...)Elizabeth Barrett Browning’in<br />

çok sevdiği İtalya’ya kaçarken beraberinde<br />

götürdüğü köpeğin yaşamöyküsünü anlatan<br />

Flush’da bu aşk öyküsünü bir de o köpeğin<br />

açısından görürüz.”<br />

Mina Urgan<br />

VIRGINIA WOOLF<br />

DALGALAR<br />

Çeviren: Oya Dalgıç, 264 sayfa<br />

“Virginia Woolf (...) bu romanın o güne değin<br />

yazılan hiçbir başka romana benzemeyeceğini<br />

biliyordu. (...) Çünkü Dalgalar, ‘hem düzyazıyla<br />

kaleme alınacak, hem de şiir olacaktı; hem<br />

roman olacaktı, hem de tiyatro oyunu.’”<br />

Mina Urgan


VIRGINIA WOOLF<br />

KENDİNE AİT BİR ODA<br />

Çeviren: Suğra Öncü, 127 sayfa<br />

Kadın hareketinin elden düşürmediği<br />

Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf’un<br />

belki de en kolay okunan kitabıdır. Kolay<br />

okunur, çünkü konu somuttur: “Kadın ve<br />

edebiyat.”<br />

“Woolf, mantıkla olduğu kadar hayalle,<br />

nükteyle olduğu kadar bilgiyle ve gerçek bir<br />

romancının hayalgücüyle konuşur.”<br />

The New York Times<br />

VIRGINIA WOOLF<br />

PERDE ARASI<br />

Çeviren: Tomris Uyar, 175 sayfa<br />

Perde Arası, kapalı bir çevrede yaşayan<br />

taşralı seyircilerin perde arasındaki acı ve<br />

komik öyküsüdür.<br />

“Virginia Woolf, son romanında bütün<br />

diyarlardaki edebiyatseverlere sesleniyor:<br />

toplumsal yaşamın baskılarıyla bireysel<br />

yaşamın acılarına katlanabilenlere.”<br />

Tomris Uyar<br />

VIRGINIA WOOLF<br />

YILLAR<br />

Çeviren: Oya Dalgıç, 384 sayfa<br />

1937’de yayımlandığında, aylarca çok satan<br />

listelerinde kalan ve yazara hiçbir kitabının<br />

sağlamadığı bir popülerlik kazandıran<br />

roman, tekil varoluşların anlamını<br />

sorguluyor.<br />

“Yaşlılık ve gençliğe, değişim ve kalıcılığa,<br />

gerçek ve yanılsamaya, tüm zamanlara ve<br />

meselelere dair muhteşem bir eser.”<br />

Times<br />

VIRGINIA WOOLF<br />

GECE VE GÜNDÜZ<br />

Çeviren: Oya Dalgıç, 492 sayfa<br />

Woolf, Birinci Dünya Savaşı döneminin<br />

entelijansiyasını, fikir ve ruh dünyasını<br />

mizahi ve sıcak bir dille anlattığı Gece ve<br />

Gündüz’de kadın hakları, sınıfsal farklılık,<br />

aşk, evlilik ve özgürlük gibi meseleleri,<br />

karakterlerinin yaşamları, mücadeleleri,<br />

umutları, acıları ekseninde tartışmıştır.


VIRGINIA WOOLF<br />

DIŞA YOLCULUK<br />

Çeviren: Zeynep Mercan, 416 sayfa<br />

Yazarın diğer yapıtlarından farklı olarak<br />

geleneksel anlatıya yakın bir üslupla<br />

yazılan bu kitap, roman sanatının yapısını<br />

değiştiren dahi bir yazarı müjdeler.<br />

“Dışa Yolculuk, farklı bir yoldan da olsa,<br />

tıpkı Uğultulu Tepeler gibi, iç bütünlüğünü<br />

koruyarak okuru yüksek duygulara taşıyan<br />

bir eser.”<br />

E.M. Forster<br />

VIRGINIA WOOLF<br />

BİR YAZARIN GÜNCESİ<br />

Çeviren: Fatih Özgüven, 424 sayfa<br />

“Virginia Woolf’u yakından tanımamız için Bir<br />

Yazarın Güncesi yeter de artar bizlere.”<br />

Mina Urgan<br />

“Virginia Woolf’un Bir Yazarın Güncesi’ni<br />

okuyarak cesaretimi topladım… bu günlüğü<br />

okuyun.”<br />

Sylvia Plath<br />

VIRGINIA WOOLF<br />

ÜÇ GİNE<br />

Çeviren: İlknur Güzel, 203 sayfa<br />

Üç Gine’de bir araya gelen makalelerde<br />

Woolf, kadınların tarihsel dışlanışının,<br />

onlara faşizme ve savaş çığırtkanlığına<br />

karşı çıkacak politik ve kültürel bir kimlik<br />

inşa etme şansı verdiğini söyler.<br />

VIRGINIA WOOLF<br />

GRANİT VE GÖKKUŞAĞI<br />

Çeviren: İlknur Güzel, 292 sayfa<br />

“Virginia Woolf, seçkin bir romancı ve aynı<br />

zamanda aşılması zor bir eleştirmen. Bu yeni<br />

eleştiri yazılarıyla Virginia Woolf’un; George<br />

Eliot’tan bu yana, kadınlığı olmazsa olmaz<br />

yaparak kalemi eline alan ve yazmaya başlayan<br />

en harikulade zekâ olup olmadığı sorusu<br />

aklımızı kurcalıyor…”<br />

San Fransisco Chronicle


VLADIMIR NABOKOV<br />

ADA YA DA ARZU<br />

Çeviren: Fatih Özgüven<br />

Orhan Pamuk’un Önsözüyle, 576 sayfa<br />

“Ada ya da Arzu’da Nabokov okura,<br />

hafızamız sayesinde çocukluğumuzu ya da<br />

arkada bıraktığımız `altın çağı` yanımızda<br />

taşıyabileceğimizi hatırlatır. Bu bilinen, basit<br />

düşünceyi Nabokov olağanüstü bir şiirsellik<br />

ve şimdi ile geçmişi aynı anda, aynı cümlede<br />

yaşatabilme gayretiyle ayakta tutar.”<br />

Orhan Pamuk<br />

VLADIMIR NABOKOV<br />

GÖZ<br />

Çeviren: Ece Şetvan, 77 sayfa<br />

“Nabokov’un Göz’de yaptığı büyük teknik<br />

yenilik, görüş açısını cüretkârca kullanışı,<br />

daha sonraki sanatının habercisidir; (...)<br />

roman birinci ve üçüncü tekil şahıslar arasında<br />

kayarcasına yol alır.”<br />

Brian Boyd (Nabakov: The Russian Years)<br />

VLADIMIR NABOKOV<br />

SEBASTIAN KNIGHT’IN GERÇEK YAŞAMI<br />

Çeviren: Fatih Özgüven, 216 sayfa<br />

“Nabokov ‘dayanılmazın ağırlığını’<br />

bölüştürüyor; anlatıcı, anlatılan kişi ve<br />

metnin arasında oluşan üçgen (...) yüzlere<br />

yapışan maskelerin, kim tarafından ve nasıl<br />

yapıştığının, yapıştırıldığının, yalnızca<br />

sözcükleri ve bu yolla oyunları kurmakla<br />

kanıksanabilir olduğunu örüyor.”<br />

Nilgün Marmara (Kırmızı Mavi Defter)<br />

VLADIMIR NABOKOV<br />

rua, dam, vale<br />

Çeviren: Sinan Fişek, 263 sayfa<br />

“Bütün romanlarımın en şenliklisi, şu<br />

hergelenin cingözüdür. Karmaşık ve esritici<br />

oluşunu ne sürgün, ne yokluk, ne özlem etkiledi.<br />

(...) Romanın adı sorununa gelince. Hepsi kör<br />

olan o üç saraydan çıkma kâğıdı tuttum, küçük<br />

bir per attım.”<br />

Vladimir Nabokov


VLADIMIR NABOKOV<br />

PNİN<br />

Çeviren: Tomris Uyar, 172 sayfa<br />

Pnin’in baş kişisi Profesör Pnin, Lolita’nın<br />

Humbert Humbert’i gibi, Solgun Ateş’in<br />

Kinbote’u gibi, Nabokov’un yerinden<br />

yurdundan kopmuş kahramanlarından<br />

biridir. Yazar bütün benzer karakterleri<br />

gibi, bu şaşkın roman kişisi aracılığıyla<br />

okuru kendi şaşalamaları, çıkmazları<br />

hakkında düşündürmek ister.<br />

VLADIMIR NABOKOV<br />

LUJİN SAVUNMASI<br />

Çeviren: Rana Tekcan, 228 sayfa<br />

“… Nabokov’un benzersiz evrenine henüz<br />

dalmamış olanlar için, Lujin Savunması<br />

mükemmel bir giriştir.”<br />

John Updike<br />

“...söylemeden edemeyeceğim; bütün Rusça<br />

kitaplarım arasında en fazla ‘sıcaklığa’<br />

sahip olan ve bu sıcaklığı yayan Lujin<br />

Savunması’dır.”<br />

Vladimir Nabokov<br />

VLADIMIR NABOKOV<br />

BİR GÜNBATIMININ AYRINTILARI<br />

Çevirenler: Dürrin Tınç, Fatih Özgüven,<br />

Pınar Kür, Seniha Akar, 351 sayfa<br />

Nabokov’un toplu hikâyeleri: Orman<br />

Cini, Burada Rusça Konuşulur, Sesler,<br />

Kanat Çarpması, Tanrılar, Talihin İşi,<br />

Liman, İntikam, Lütuf, Bir Günbatımının<br />

Ayrıntıları, Fırtına, La Veneziana,<br />

Bachmann, Ejderha, Noel, Rusya’ya Hiç<br />

Gitmeyen Mektup, Kavga ve diğerleri...<br />

VLADIMIR NABOKOV<br />

KARANLIKTA KAHKAHA<br />

Çeviren: Pınar Kür, 223 sayfa<br />

Nabokov’un Berlin dönemi romanlarından<br />

biri olan bu kitap, bir eleştirmenin<br />

deyişiyle, “zalimane bir başeser”dir;<br />

okuru, “fotoroman” bir durumdan,<br />

“insanlık komedyası” denen şeyin karanlık<br />

uçurumlarına yuvarlayıverir. Nabokov<br />

neyi anlatacağını baştan söyler ve nasıl<br />

anlattığına bakmamızı ister.


VLADIMIR NABOKOV<br />

LOLİTA<br />

Çeviren: Fatih Özgüven, 364 sayfa<br />

Soylu bir Rus ailesinin oğlu olan<br />

Nabokov’un Lolita’sı için özetle cinsel<br />

tutkunun dünya çapında en önemli<br />

klasiklerinden biri denebilir. Okurların<br />

yabancısı olmadığı Nabokov yine dili<br />

ustalıkla kullandığı romanında, “beyaz<br />

ırktan dul bir erkeğin” küçük “su<br />

pericikleri”ne tutkusunu anlatıyor.<br />

VLADIMIR NABOKOV<br />

SAYDAM ŞEYLER<br />

Çeviren: Şükrü Alpagut, 120 sayfa<br />

Saydam Şeyler, asık suratlı, sakar bir<br />

kişi olan kahramanımız Hugh Person’ın<br />

İsviçre’ye yaptığı dört ziyaret çevresinde<br />

gelişiyor.<br />

“Sonuçta, hem ürpertici hem de güldürücü<br />

bir etki bırakıyor, hem güzel hem de dehşete<br />

düşürücü saydamlıklar.”<br />

The Times<br />

VLADIMIR NABOKOV<br />

İNFAZA ÇAĞRI<br />

Çeviren: Seniha Akar, 205 sayfa<br />

“İnfaza Çağrı bir anlamda Gogol’un da<br />

çözemediği meselenin cevabıyla ilgilidir:<br />

Gölgeleri nasıl ete kemiğe büründürebilirsin?<br />

Ama Nabokov gerçek birinin gölgeler arasında<br />

da var olabileceğini kanıtlar.”<br />

Andrew Field<br />

VLADIMIR NABOKOV<br />

CİNNET<br />

Çeviren: Nazım Dikbaş, 215 sayfa<br />

“Yazma gücümden ve fikirleri en yüksek<br />

zerafet ve canlılıkla ifade etmekteki harikulade<br />

yeteneğimden kesinkes emin olmasam —<br />

hikâyeme, aşağı yukarı, böyle başlamayı<br />

kararlaştırmıştım.”<br />

Vladimir Nabokov, (Cinnet, s. 7)


VLADIMIR NABOKOV<br />

KONUŞ, HAFIZA<br />

Çeviren: Yiğit Yavuz, 310 sayfa<br />

“Nabokov, tarihî olayların detaylarına girerek,<br />

onları neşeli anekdotlarla ve etkileyici bir<br />

anlatımla birleştirerek, Konuş, Hafıza’yı<br />

bitmeyen bir okuma zevkine dönüştürüyor.<br />

Yazarın bilindik üslubu, diğer Nabokov<br />

romanlarına dair verdiği ipuçlarına ve imalara<br />

lezzet katıyor”<br />

Harper’s


YAKINDA...<br />

WILLIAM BECKFORD<br />

VATHEK<br />

Çev. Seçil Kıvrak<br />

D. H. LAWRANCE<br />

KAYIP KIZ<br />

Çev. Murat Belge<br />

VICTOR HUGO<br />

SEFİLLER<br />

Çev. Cenap Karakaya<br />

E. M. FORSTER<br />

HOWARDS END<br />

Çev. Hasan Fehmi Nemli<br />

VLADIMIR NABOKOV<br />

LAURA<br />

Çev. Fatih Özgüven<br />

SAUL BELLOW<br />

HUMBOLDT’UN YETENEĞİ<br />

Çev. Osman Yener<br />

JORGE LUIS BORGES<br />

SONSUZLUĞUN TARİHİ<br />

Çev. Peral Bayaz<br />

GUSTAVE FLAUBERT<br />

DOĞU SEYAHATİ<br />

Çev. Canan Özatalay<br />

KAREN BLIXEN<br />

YEDİ HARİKA HİKÂYE<br />

Çev. Nur Beier<br />

LERMANTOV<br />

ZAMANIMIZIN BİR KAHRAMANI<br />

Çev. Ergin Altay<br />

İVAN GONÇAROV<br />

OBLOMOV<br />

Çev. Ergin Altay<br />

GRAHAM GREENE<br />

MESELENİN KALBİ<br />

Çev. Mina Urgan<br />

STENDHAL<br />

PARMA MANASTIRI<br />

Çev. Ceylan Gürman<br />

F. SCOTT FITZGERALD<br />

MUHTEŞEM GATSBY<br />

Çev. Hasan Fehmi Nemli


not


İLETİŞİM YAYINLARI<br />

WEB<br />

www.iletisim.com.tr<br />

iletisim@iletisim.com.tr<br />

http://twitter.com/iletisimyayin<br />

www.facebook.com/iletisimbirikim<br />

İSTANBUL<br />

Binbirdirek Meydanı Sokak,<br />

<strong>İletişim</strong> Han, 7/3,<br />

Cağaloğlu 34122<br />

Tel (0212) 516 22 60 / 516 22 64<br />

Faks (0212) 516 12 58<br />

İSTANBUL/KİTABEVİ<br />

Binbirdirek Meydanı Sokak,<br />

<strong>İletişim</strong> Han, 7/1,<br />

Cağaloğlu 34122<br />

Tel (0212) 516 22 60 / 516 22 64<br />

Faks (0212) 516 12 58<br />

ANKARA<br />

Selanik Caddesi, Tankut İş Merkezi,<br />

82/17, Yenişehir 06640<br />

Tel (0312) 425 36 00 / 425 20 71<br />

Faks (0312) 425 14 18<br />

GENEL DAĞITIM<br />

PUNTO KİTAP<br />

Tel (0212) 496 10 50<br />

Faks (0212) 551 30 13<br />

e-mail punto@puntokitap.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!