13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Antimilitarizm ve Feminizm<br />

Asker sivil karşıtlığından neoliberal devlet eleştirisine…<br />

Militarizmi asker ve ordu odaklı düşünmenin başka bir sonucu da,<br />

bunun militarizmin farklı veçhelerini görmemizi engellemesidir.<br />

Örneğin, içinde yaşadığımız neoliberal güvenlik devletini düşünecek<br />

olursak militarizm sadece ordu ve asker tarafından yeniden<br />

üretilmiyor ya da bu tehdidi sadece orduda bulmuyoruz. Hatta<br />

günümüzde ordunun bu tehdidi kullanma potansiyeli azalırmış<br />

gibi görünürken başka militarist güçlerin bu tehdidi içerdiğini<br />

daha fazla görüyoruz ki artık biz ordulaşan bir polisten bahsediyoruz.<br />

1 Mayıs’a günler varken polis bariyerleri Taksim’in çevresini<br />

sarmış durumda. Bu ise organize bir şiddet tehdidinin polis<br />

tarafından sürekli gözünüze sokulması anlamına geliyor. Ama bu<br />

tip tartışmalarda polis gibi kolluk kuvvetlerinin militarist tehditlerini<br />

çoğu zaman görmezden geliyoruzdur çünkü derdimiz daha<br />

çok orduyla.<br />

Ordu merkezli bu yaklaşım benzer şekilde özel güvenlik görevlileri<br />

gibi sermayenin özel militarist güçlerini görmemizi de<br />

engelliyor. Belki bunların üzerine daha çok düşünmemiz lazım.<br />

Özellikle dediğim gibi her türlü toplumsal/kültürel sorunu bir<br />

güvenlik sorunu haline getiren neoliberal güvenlik söylemine<br />

daha çok odaklanmalıyız. Örneğin ben göç alanında da çalışıyorum.<br />

Göç iktisadi, idari, toplumsal, kültürel bir sorun olarak değil<br />

bir güvenlik sorunu olarak tartışılıyor ve bu aslında bütün gündelik<br />

hayatımıza sirayet eden bir sorun. Mobese kameralarıyla o güvenlik<br />

ihtiyacının doğurulması aslında kendi içerisinde militarist<br />

bir tehdidi barındırıyor.<br />

Militarizm süreçlerinde ordunun merkezi olarak kabul<br />

edilmesi aslında kendi içinde bir çelişkiyi de barındırıyor. Bir<br />

taraftan militarizmin merkezini ordu kabul ederken diğer taraftan<br />

militarizm ordu merkezinden hayatın her alanına yayılan<br />

bir kültür olarak tarif ediliyor. Bunun sonucunda ise aslında neyin<br />

gerçekten militarist olduğunu görmemiz mümkün olmuyor.<br />

Okuma önerisi olarak gönderilen Gülnur Savran’ın “Cinsiyetçilik<br />

Her Zaman Militarist mi?” 9 yazısında söylediği gibi, nerede şiddet<br />

görsek onun militarist ve cinsiyetçi olduğunu söylemeye başlıyoruz.<br />

Ucube tartışmalarında beni o zamanlar çok heyecanlandıran,<br />

şu anda ise benim için çok sorunlu olan Yıldırım Türker’in “içten<br />

9 Savran, Gülnur, (2006), “Cinsiyetçilik Her Zaman Militarist mi?”, Amargi Dergi,<br />

sayı 3, s:34-36<br />

teyelli rütbeler” 10 kavramsallaştırmasında olduğu gibi “Hepimiz<br />

siviliz ama hepimiz militarizmi içimizde taşıyoruz ve her gittiğimiz<br />

yere onu taşıyoruz,” demenin bizi analitik ve politik olarak<br />

zor bir yere soktuğunu düşünüyorum. Çünkü böyle bakınca artık<br />

militarizmin ne olduğunu anlayamıyoruz. Bence daha da önemli<br />

olan bir diğer nokta ise –İsmet Akça bunu bir söyleşisinde 11 söylüyor-<br />

iktidarın fantezisiyle düşünmeye başlıyoruz. Sürekli “Her<br />

Türk asker doğar,” diyen iktidarın sözüne karşılık “Hepimiz içten<br />

teyelli rütbeler taşıyoruz,” demek aslında iktidarın gözünden her<br />

yerde milliyetçi ve militarist söylemi görmeye başladığımız anlamına<br />

geliyor. Bu da sorunlu çünkü bu, iktidarın gözünden düşünüyor<br />

ve kendimizi de bu gözle görüyoruz anlamına gelmektetir.<br />

“Her Türk asker doğar,” söylemini reddetmiyorum, çok güçlü ve<br />

kurucu bir söylemdir ama her yerde militarizmi görüyor olmak<br />

paranoyak bir fantezi de oluşturabiliyor ve bu fantezi üzerinden<br />

de politika üretmemiz imkansız hale geliyor.<br />

İsmet Akça’nın Express’teki söyleşisinde bahsettiği gibi her<br />

yerde militarizmi görmektense “Her Türk asker doğmaz!” diyen ya<br />

da askerlikten kaçan pek çok insanın olduğunu görmemiz gerekli.<br />

Yani militarizm ve milliyetçilik kadir-i mutlak değil, bunun<br />

bir sürü çatlağı var ve bizim o çatlakları bulmamız lazım. Bunları<br />

nasıl bulabiliriz bilmiyorum ama bunu her zaman tartışmamız<br />

lazım. Biz Ucube olarak pek fazla çatlak bulamadık. Aslında<br />

bulduk da bunlarla ne yapacağımızı bilemedik. Ucube’nin benim<br />

gözümdeki sorunlarından bir tanesi buydu. Her yerde militarizm<br />

görüyoruz, o zaman nasıl eyleyeceğiz? O zaman kendi sözümüzü<br />

nasıl oluşturacağız? Slogan nasıl oluşturacağız? “Militarizm her<br />

yerde!” mi diyeceğiz? Teoride çok iyi konuşabiliyoruz ama pratiğe<br />

gelince bu işi nasıl yapacağımızı bilemiyoruz.<br />

Antimilitarizm = Şiddet karşıtlığı (mı?)<br />

Bir diğer önemli mesele antimilitarizmin şiddet karşıtlığıyla eşitlenmesi…<br />

Foti Benlisoy ve Selin Pelek’in “Kürt Muhalefetini Ehlileştirme<br />

Aracı Olarak Şiddet Karşıtlığı” 12 metnini de bu tartışma<br />

için önerdim çünkü şunu düşünmemiz lazım: antimilitarizm ne<br />

10 Türker, Yıldırım, (26.06.<strong>2012</strong>), “Meczuplardan Bir Savcı”, Radikal Gazetesi<br />

(http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=7842<br />

92&Yazar=YILDIRIM%20T%DCRKER&Date=17.06.2010&CategoryID=97)<br />

11 Akça, İsmet, (2011), “Neoliberal Otoriter Populizm”, Express Dergisi, (söyleşiyi<br />

yapan: Begüm Özden Fırat ve Kürşad Kızıltuğ), sayı 118,<br />

12 Benlisoy, Foti ve Pelek, Selin, (03.11.2011), “Kürt Muhalefetini Ehlileştirme Aracı<br />

Olarak Şiddet Karşıtlığı”, Bianet ( http://bianet.org/bianet/bianet/133118-kurtmuhalefetini-ehlilestirme-araci-olarak-siddet-karsitligi<br />

)<br />

164 165

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!