You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Dindar Kadınlar ve Feminizm<br />
vurgulaması çok önemliydi ama bir taraftan da metne Dicle’yle<br />
o zamanki eleştirimiz –ki bu metni hazırlayan arkadaşlar için de<br />
soru işaretiydi- başörtülü ve örtüsüz kadınları, iki grubu bir araya<br />
getirmiş gibi ifadelerin olmasıydı. Bizse, bunun ötesinde bir şey<br />
daha yapmamız gerektiğini düşünüp Feministler Uyumuyor tartışmasını<br />
başlattık. İnançlı, inançsız, örtünmeyen, örtünen vurgularının<br />
olmadığı bir metin hazırladık…<br />
Nil: O dönem AKP “Başörtüsü açılımı” dedi, CHP “Hayır,” dedi,<br />
sonra çarşaf açılımı yaptı biliyorsunuz. BSÇ metni tam o tartışma<br />
zamanı çıkmıştı, biraz da bu yüzden, örtünme/örtünmeme adlandırmalarını<br />
kullanmıştık.<br />
Feyza: Zaten BSÇ metni o dönemki anayasa tartışmalarına tepkiydi,<br />
başörtüsü tartışmasını çıkaran Birbirimize Sahip Çıkıyoruz<br />
değildi, var olan başörtüsü tartışması üzerinden BSÇ’ye evrilen<br />
bir süreç yaşandı. Böyle bir tepki verilmesi gerekiyordu ama bir<br />
adım sonrasında bize bunu ikilikler üzerinden söyleten söylemi<br />
de sorgulamak gerekiyordu. Feministler Uyumuyort metni böyle<br />
bir motivasyondan ortaya çıktı. Oradaki derdimiz, bizim canımızın<br />
sadece bu meselelerden yanmadığının altını çizmekti. Kadın<br />
olarak sokağa çıktığımızda iş hayatında, evde, ailelerimizle yaşadığımız<br />
problemler hepimiz için çok ortak. Bu tip tartışmalarda<br />
ben hep şu örneği veriyorum: Başörtüsü yasağına karşı, emin değilim<br />
ama sanırım Boğaziçi’nde hazırlanan bir metin vardı ve bu<br />
metinde “Başı açık arkadaşlarımız güle oynaya okula girebiliyorken,<br />
biz giremiyoruz” gibi bir ifade vardı. Ama hayır, onlar da güle<br />
oynaya okula giremiyor çünkü kadınların kampüste yaşadıkları<br />
başka zorluklar da var, sadece başörtüsü yasağı yok: Öğrenciler<br />
tutuklanıyor, belli eylemleri yapmak, belli sözleri söylemek hep<br />
imkansız; üniversiteler zaten özgür değil Türkiye’de. Devletin<br />
yaptığı bir sürü korkunç uygulama var ama senin canın buradan<br />
yanıyor. Şimdi belki başörtüsü mağduriyeti bir parça olsun ortadan<br />
kalktığı için ortak sorunlarımız daha açık görülebiliyor.<br />
Kendi derdimizi söylerken, bir başkasının rahat olduğunu<br />
söylememeliyiz. Üniversiteye girememek bir sorunsa, üniversitede<br />
bazı şeyleri söyleyememek de sorun. Yani sen benim başörtüme<br />
sahip çık, ben de senin derdine sahip çıkayım değil bu,<br />
dertlerimizin ortak olduğunu görebilmemiz lazım. Feministler<br />
Uyumuyor tam da böyle bir yerden konuşma çabasıydı ama ne<br />
yazık ki bu çaba sonucunda oluşan grubun birlikteliği çok kısa<br />
sürdü. Geriye dönüp baktığımda Feministler Uyumuyor’u biz<br />
niye kaybettik diye düşündüğüm zaman aslında Feministler<br />
Uyumuyor’u kaybetme korkusuyla kaybettiğimizi görüyorum.<br />
Belki de hiçbir şeye o kadar değer atfetmemek lazım. Sonra bu<br />
grup, Birbirimize Sahip Çıkıyoruz grubuyla birleşti. BSÇ’deki birçok<br />
kadın Feministler Uyumuyor’daki tartışmalardan haberdar<br />
değildi ama birleşince de toplamda yirmi, yirmi beş kişilik bir<br />
grup olduğumuz için birlikte tartışmaya devam ettik.<br />
94 95<br />
***<br />
Feministler Uyumuyor deneyimine şimdi dönüp baktığımda, bazı<br />
konularda başarılı olduğumuzu düşündüm, çünkü o kısa sürede<br />
birçok konuyu tartışabilmişiz. Mesela annelik üzerine, sevgi üzerine<br />
tartışmalar olmuştu ve “Bunları dindar kadınlar şunu söyledi,<br />
feminist kadınlar bunu söyledi,” diye kategorize eden bir şekilde<br />
tartışmadık, hepimizin ortak tartışmalarıydı. Ama Birbirimize<br />
Sahip Çıkıyoruz grubunda maalesef kategoriler dışında tartışmayı<br />
başaramadık. Orada kendinin “ne olduğunu” ortaya koyan ve<br />
karşısındakini de sorgulayan bir dil vardı. “Şunu da kabul ediyor<br />
musun?” diyen bir dil vardı, ben buna “sizli bizli dil” diyorum: “Siz<br />
ne diyorsunuz? Biz ne diyoruz?” Mesela “Dindar kadınlar şunlara<br />
şunlara ne der?” dendiği zaman, dindar bir kadın olarak ben bir<br />
cevap veriyordum ama bu dikkate alınmıyordu. Beklenen başka<br />
bir şeydi kitlesel bir duruş mu bekleniyordu, bilemiyorum.<br />
Nilgün: Ya da iktidarlı kadınlar söylerse kaile alınır.<br />
Nil: Tabii, tabii… İktidarlı kadınlar derken bilinen, sözü olan<br />
“medyatik” kadınlar…<br />
Feyza: Evet. Birbirimize Sahip Çıkıyoruz’da bu yaklaşım hâkimdi<br />
ama başka tartışmalar da oldu. Mesela yoksulluk tartışması olmuştu.<br />
Onu tartıştığımızda bu tür bir ayrım yoktu, aslında çok da<br />
acemice tartıştığımız bir konuydu ve orada başka kırılmalar oldu<br />
ama önemli bir tartışma konusuydu.<br />
Nil: Orada herkes için yoksulluğun farklı algılanabileceği üzerinden<br />
gitmiştik diye hatırlıyorum. “Yoksulluk ne demek, illâ fakirlik<br />
mi demek?” üzerinden düşündürücü bir tartışma olmuştu.<br />
Feyza: Evet, ama en çok da “Beraber iftar yapabilir miyiz? Beraber<br />
iftar yapabilirsek beraber içkili bir yerde toplantı yapabilir miyiz?”<br />
ekseninde tartıştık. Bu tartışmaların gruba hâkim olması BSÇ deneyimini<br />
bitiren şey oldu.<br />
Ayşe: Sanki elimizde bir halat vardı da, iki taraf da sürekli asılıyordu.<br />
Hâlâ üzülürüm…<br />
Feyza: Ben orada çok konuştum ve hep şunu söylemeye çalıştım:<br />
Ben burada Feyza olarak yazıyorum, bir başkası olarak yazmıyorum,<br />
konuşmuyorum. Başka birisi “biz” adına bir şey söylediğinde<br />
de o benim sözüm olmuyor bu yüzden “siz” diye sorular sormayın.<br />
Mesela ben içkili bir yerde arkadaşlarımla otururum, oturuyorum