Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Kürt Kadın Hareketi ve Feminizm<br />
ziki hem duygusal şiddet görüyorlar fakat bütün bunlara rağmen<br />
artık isteseler de Suriye’ye dönemiyorlar. İlk eş de memnun değil,<br />
ikinci eş de, burada tek memnun olan erkek ve devlettir.<br />
Peki, Kürt Kadın Hareketi bu noktada ne yapıyor? Hemen<br />
bir araştırma başlattık. Ağırlıklı olarak Şırnak’taki kurumlarımızla<br />
görüştük, bakın çok ciddi bir problem var dedik ve hemen bir<br />
çalışma yaptık. Şırnak’ta çalışma kapsamında yüz kırk beş aile<br />
ile görüşüldü. Tespit edilen rakam bu, toplamı daha da fazla…<br />
Nedenleri nasılları üzerine konuşuldu. “Sakın izin vermeyin” diyoruz.<br />
Zaten annenin biri “Silahımda iki mermi var, birini önce<br />
sana atarım,” demiş, tabii erkek merak etmiş öbürünü kime atar<br />
diye, “Öbürünü de o kadına değil, kendime atarım,” demiş. Erkek<br />
yavaş yavaş nabız yokluyor. Bilinçlendirme, örgütleme ve deşif-re<br />
etmek için çalışmalar yapıyoruz. Suriye’ye de gidip, gelenler oluyor,<br />
konferanslarımız oluyor. İşte bu bir mekanizmadır, bir sistemdir.<br />
Görüşebiliyoruz, ortak kararlar alıp, ortak mücadele edebiliyoruz.<br />
Feminizm yerine jineoloji<br />
Feminizmin de örgütlenme, mücadele ve eylem bakımından topluma<br />
yayılan, mahallelere inen ve daha fazla kadınla buluşan bir<br />
düzleme gelmesi yönünde beklentilerimiz var. Bu beklentiler<br />
gerçekleşmediği sürece de teoride ne kadar anlaşırsak anlaşalım,<br />
mahalleye gitmediğimizde, kapıları çalmadığımızda, kadınlarla<br />
buluşamadığımızda o bilgiler, o inanç, o heyecan sadece bizde kalıyor<br />
diye düşünüyorum. Onlarla paylaşmak zorundayız. İnanın<br />
çok heyecanlanıyorlar. Zor bir iş ilk üç eve gidiyorsunuz bir sonuç<br />
çıkmıyor, beş eve gidiyorsunuz bir sonuç çıkmıyor ama inanın<br />
hedef koyduğumuzda oluyor, Kürt Kadın Hareketi de böyle<br />
örgütlendi. Gece gündüz çalıştık, gece gündüz evlere gittik, toplantılar<br />
yaptık, eylemler yaptık. Geldiğimiz noktada da o kadınlar<br />
artık bir kadın örgütü olduğunu gördüler. Kadın eylemliliği var ve<br />
kendilerine sahip çıkacak bir kadın yapılanmaları var. Feminizme<br />
eleştirel bakışımızın bir boyutu da bu… Ama jineoloji hepsini<br />
kapsayan varoluş sorununu ele almakla birlikte özgürleşme sorununu<br />
da tartışan bir noktaya gelecektir diye düşünüyoruz.<br />
Hazal: Bildiğiniz gibi geçen haftaki etkinliğimizde Radikal<br />
Feminizm’i tartışmıştık, sunumları Ayşe Düzkan ve Handan Koç<br />
yapmışlardı. Bu etkinliğin ana tartışmalarından biri de şuydu:<br />
Handan ve Ayşe tam da bugün Figen’in getirdiği eleştiriye uygun<br />
olarak, onların anladığı şekliyle Radikal Feminizm’in ve <strong>feminizm</strong>in<br />
hiçbir zaman kitleselleşmeyecek ve kitleselleşmesinin de<br />
beklenmemesi gereken bir hareket olduğunu düşünüyorlardı.<br />
Yanlış hatırlıyorsam geçen hafta olan arkadaşlar da beni düzeltsinler<br />
lütfen. Feminizmin sadece kadın sorunlarını gündemleştiren,<br />
diğer sorunları gündemine almayan bir hareket olması gerektiğini<br />
söylediler, çünkü bu sorunları gündeme getiren başka<br />
yapılar ve başka hareketler zaten mevcut. Dolayısıyla <strong>feminizm</strong>in<br />
sadece kadınları ilgilendiren meseleleri gündemleştiren ve küçük<br />
gruplarla hareket eden, küçük grup olarak da kalan, kitleselleşmek<br />
gibi bir amaç gütmeyen bir hareket olduğunu ve böyle de olması<br />
gerektiğini söylüyorlardı. Sonuç olarak <strong>feminizm</strong>den sürekli<br />
bir kitleselleşme beklentisi hatalıdır demişlerdi. Hatta bununla<br />
ilgili de onlara eleştiriler getirilmişti. Tartışma, biraz da bunun<br />
üzerinden yürümüştü. Bugün Figen’in de <strong>feminizm</strong>e getirdiği<br />
kitleselleşememe eleştirisi ya da Kürt Kadın Hareketi’nin yaptığı<br />
gibi ev ev dolaşarak kadın sorununu çözmeye yönelik bir hareket<br />
olmadığı eleştirisi geçen haftanın Radikal Feminizm tartışması ile<br />
birbirine konuşuyor. Bu eleştiri sanki o tartışmada cevabını buluyor<br />
diye düşünüyorum.<br />
Güneş: Tarif ettiğiniz <strong>feminizm</strong> tanımınızda, genel olarak epistemolojik<br />
yani <strong>feminizm</strong>in teorisine yönelik, bir eleştiride bulundunuz.<br />
Fakat ben sizi dinlerken yönelttiğiniz eleştirinin <strong>feminizm</strong>in<br />
eylemliliğine yani feminist hareketin pratiğine yönelik<br />
bir eleştiri olduğunu düşündüm. Jineoloji ve <strong>feminizm</strong> birbiriyle<br />
çakışsa da sonuçta iki karşıt durum olarak ele aldığınızda aslında<br />
<strong>feminizm</strong>in kendisiyle bir çelişkiye düşmüş oluyorsunuz diye<br />
düşünüyorum. Çünkü <strong>feminizm</strong>e baktığımız zaman, zaten sizin<br />
de bahsettiğiniz toplum projelerini ele alan birçok feminist akım<br />
var. Bu anlamda <strong>feminizm</strong>i sınırlamamak gerekiyor diye düşünüyorum.<br />
Ayrıca bizim derdimiz bir egemenlik mücadelesi ise, egemenlik<br />
mücadelesinin kendisine çok önemli bir toplumsal eleştiri<br />
sunduğunu düşündüğüm için, acaba jineolojiyi <strong>feminizm</strong>i epistemolojik<br />
olarak da aşabilecek bağımsız bir egemenlik mücadelesi<br />
olarak görebilir miyiz? Eğer öyleyse, bu aslında <strong>feminizm</strong>in kendi<br />
egemenlik eleştirisini de kıran, yanlış bir yola kanalize eden bir<br />
alternatif yol sunumu olmaz mı? Açıkçası ben teorik olarak sizin<br />
bu alternatif yol önerinize çok eleştirel yaklaşıyorum. Verdiğiniz<br />
mahalle örnekleri vs. düşündüğümüzde jineoloji ve <strong>feminizm</strong><br />
ilişkisine pratik düzlemde olarak çok farklı düzlemlerde tartışılabilir.<br />
Kaldı ki benim gördüğüm kadarıyla feministler “Böyle bir<br />
toplumsallaşma nasıl olur?”u da tartışıyorlar.<br />
Figen: Sadece şunu belirtmek istiyorum, çünkü yanlış anlaşılma<br />
da olabilir. Jineoloji <strong>feminizm</strong>e karşı değildir. Feminizmin yeter-<br />
60 61