13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminist Ütopyalar ve Politika<br />

tür olarak almaya başladığımız noktada aslında o metnin dışı da<br />

bir dış ve benim baştan beri sorum şu: “Bu ütopik metinleri tarihselleştirmemiz<br />

tartışmamıza nasıl bir şey katar?” Yani tarihselleştirilmesi,<br />

mekân ve zaman içinde bağlamsallaşması… Hani<br />

ilk başta Yasemin “Bunlar ‘Batı’ metinleri,” dedi ya, o metinlerin<br />

dışı neresi ve o dış bizim tartıştığımız dışlarla nasıl ilişkili? Biraz<br />

mesleki deformasyonla ben bunu arıyorum. Çünkü o olmadan<br />

bütün bu tartışmalar havada kalıyor gibi geliyor bana. Ursula’nın<br />

dışı neresiydi? Nasıl bir dış düzenlemek için onları yazdı? Onu da<br />

bilirsem sanki oradan yol alabilecekmişim gibi geliyor ama bir taraftan<br />

da çok korkunç bir şey yaptığımın farkındayım çünkü daha<br />

yöntemsel bir şeyden bahsediyorsunuz, onu da anlıyorum ama<br />

maalesef bir tarih…<br />

Aksu: “Aşkınlık meselesini bir kenara koy,” diyorsun.<br />

Melissa: Platon’daki aşkınlıkla modern ütopyalardaki dış birbiriyle<br />

nasıl konuşuyor meselesi biraz karıştı gibi geldi bana. Ben<br />

anlamamış da olabilirim.<br />

Aksu: Politikanın aşkın olanı unutup, tamamen sekülerleşmesinden<br />

bahsettim. Modern politika süreci aşkınlığı unuttu ve toplumsal<br />

üzerinden konuşuyor ve bu dışı yok eden bir şey. Dış bence<br />

de var ama başka türlü kurman gerekir. Aslında bu metinler onun<br />

arayışı olarak da okunabilir. En azından bazıları…<br />

Yasemin: Ama bir yandan Platon’dan itibaren o dönemde yazılan<br />

başka ütopyalarda da var. Platon, Devlet’i kendi yaşadığı zamanın<br />

ve toplumun sorunlarını çözmek için de yazıyor. Hepimizin geleceğe<br />

yönelik hayalleri, tahayyülleri ya da daha iyi bir yaşama dair<br />

düşünceleri vardır ama bunu oturup, sistematik olarak yazmak,<br />

insanlara ulaşmasını istemek tamamen yaşadığın o tarihsel dönüşümlerle<br />

ilgili. Neden 19. yüzyılda bu kadar çok yazılıyor? Birtakım<br />

gelişmeler, sonuçlar, çarpışan fikirler sonucunda insanlar bu<br />

kadar çok yazmışlar.<br />

Selime: Ben de ütopyayı sevmeyenlerdenim, Ursula da dahil olmak<br />

üzere. Bir tür olarak sevmememin yanında sunduğu dünyanın<br />

her ne kadar aksini iddia etmeye çalışsa da çok merkezi ve<br />

dışlayıcı olduğunu düşünüyorum ve aslında geleceğe dair bir şey<br />

olmasına rağmen hiçbir zaman geleceğe dair bir izlek ve hareket<br />

potansiyeli taşımadığını düşünüyorum. Feminist ütopya meselesi<br />

ise bana iyice uzak geliyor çünkü bu iki kelimenin yan yana durmasını<br />

çok sorunlu buluyorum. Aslında Hazal “Bir ütopya tanımı<br />

var ve bunun o tanımını değiştirmek bir feminist iş olabilir,” dedi.<br />

Bunun için ben feminist teorinin zaten bir araç olduğunu düşünüyorum.<br />

O dili, o dünyayı değiştirebildiğin zaman o ütopyanın<br />

anlamını da değiştirebilir ve ütopyayı ancak o zaman kurabilirsin<br />

eğer hâlâ ütopya kurmak istiyorsan tabii. Mesela benim ütopyalar<br />

yerine manifestolar daha çok ilgimi çekiyor. Çünkü orada bir talep<br />

görüyorum, geleceğe dair bir istek görüyorum ve ona varmak için<br />

izlenebilecek bir yol görüyorum. Sadece hayal ettiğin değil, hayal<br />

ettiğini gerçekleştirebilmek için sokağa çıkmaya dair bir hareketlenme<br />

var. Ve her ne kadar biyolojik determinist olsa da Valerie<br />

Solanas’ın manifestosu 29 benim için bütün feminist ütopyalardan<br />

daha fazla harekete bir şey katabilme, heyecanlandırabilme ve<br />

dönüştürme potansiyeli taşıyan bir şey.<br />

Katılımcı (b): Bu iç/dış meselesinde dışarıda olan biri bile kendini<br />

içeridekilerin oluşturduğu sözlüğe göre tanımladığı sürece,<br />

ütopyalar içeridekileri ya da kendini içeride olarak tanımlayanlar<br />

tarafından oluşturulduğu için kimseyi mutlu etmeyecektir. Biz<br />

ne kadar oluşturulmuş bütün sözlükleri yırtıp atarsak ve kişileri<br />

kendilerini tanımlamaları için serbest bırakırsak, onların yeni<br />

sözcükler oluşturmalarına izin verebilirsek kurulmuş tüm ütopyaların<br />

ütopyasını kurabiliriz diye düşünüyorum. Çünkü benim<br />

üstümdeki kıyafet bana ait ve ben bunu taşıyorum ama bunu nasıl<br />

tanımlayacağımı bilmiyorum, sözlüklere bakıyorum, insanların<br />

benzerlerini nasıl tanımladıklarına bakıyorum ve buna bağlı olarak<br />

“Evet ben de oyum,” diyebiliyorum.<br />

Katılımcı (c): Ben ütopyanın bir çeşit fantezi olarak tanımlanabileceğini<br />

düşünüyorum. Bu fantezinin içerisinde şöyle bir şey<br />

var: Eğer nahif anlamda ütopyadan bahsediyorsak orada aslında<br />

biz şu an var olduğumuz şekliyle yokuz. Bence biz kendimizi o<br />

ütopyanın içinde göremiyoruz. Bizim burada ortak olarak bulunmamızın<br />

sebebi birtakım ortak şikâyetlerden, olmamasını istediğimiz<br />

şeylerden kaynaklanıyor ama ütopyada kendimize koyacağımız<br />

bir yer görmüyorum. Biz kendimiz arasındaki, kadınlar<br />

arasındaki ilişkiyi nasıl tarifleyeceğiz? O nasıl bir ilişki olacak?<br />

Burada bizi bir arada tutan şeyler orada olmayacak belki. Daha<br />

başka bir arada tutan şeyler olacak. Bu bence bizim çok öngöremediğimiz,<br />

hayal edemediğimiz bir şey ama bunu hayal etmek<br />

çok zor zaten. Distopyanın bu dünyanın daha abartılı, daha şiddet<br />

dolu bir yer olarak tarifi bize şu anki yerimiz hakkında daha net<br />

bilgiler veriyor gibi geliyor bana. O anlamda onu sevmek daha kolay<br />

ama diğerini hayal etmek daha zor.<br />

İç/dış meselesindeyse çok kısa bir şey söylemek istiyorum:<br />

Grup olarak iç ve dış elbette var, ama duygusal olarak da, yani insan<br />

olarak içimiz ve dışımız da var. Yani sizin söylediğiniz anlamın<br />

29 Solanas, Valerie, (2011), Erkekleri Doğrama Cemiyeti Manifestosu, (çev. Ayşe<br />

Düzkan), Sel Yayıncılık, İstanbul<br />

528 529

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!