13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminist Ütopyalar ve Politika<br />

farklı olduğu için bu farklılıklarımı gör ve bunları tanı,” diyen bir<br />

taleptir. Ama bu da benzer bir şekilde içerilmeyle ilgili bir problem<br />

olarak karşımıza çıkıyor. Bir yandan kapatan bir tarafı da var<br />

tabii, “Eşit olmak istiyorum,” diyorsun, neyle eşit olmak istiyorsun?<br />

Bunlar bildiğimiz, çok eski tartışmalar ama ben bunların<br />

bittiğini düşünmüyorum. Hep diyoruz “Erkeklerle eşit olmak ama<br />

erkekler gibi olmamak,” fakat bunu derken tam olarak neyi kast<br />

ediyoruz? Ya da farklılığının tanınması hangi farklılığının tanınması<br />

demek? Hangileri politik farklılıklardır? Ben buradaki ortaklıkları<br />

görmek isterim ama bunlardaki ortaklığın bir içerilme<br />

talebi olduğunu ve dolayısıyla haklar söylemi içinde ifade edilebilir<br />

talepler olduğunu görüyorum. Öyle olduğu zaman da dışarıyla<br />

içerisi arasındaki farkın ve dışsallığın unutulması, her şeyin burada,<br />

şimdi, kendi aramızda halledilebilir olarak tanımlanmasının<br />

çok ciddi bir handikabı var. Bu da siyasetin bir kaynak dağıtımı,<br />

hak dağıtımı, düzenleme işine dönüşmesi anlamına geliyor. Politika<br />

dediğimiz şey, “Nasıl daha iyi yaşayacağız? Kimleri nasıl içeriye<br />

alabileceğiz?” sorularına cevap vermeli.<br />

“Hangi isim beni temsil eder?”<br />

Ben şimdi belediyelerin yerel stratejik planlarıyla ilgileniyorum.<br />

Kadınların belediye hizmetlerinden nasıl faydalanacaklarıyla<br />

uğraşıyorlar. Bunu küçümsemek için söylemiyorum ama problematik<br />

bir şey çünkü kadınların gündelik hayat döngüleri erkeklerinkinden<br />

farklı. Toplantıyı hangi saate koyacaksın, film göstereceksen<br />

hangi salonu kullanacaksın gibi kadınların katılımını<br />

öngören sorular kadınların da buraya kabul edilmesini, burada<br />

temsil edilmesini nasıl sağlayabiliriz sorusuyla ilgili bir şey. Bence<br />

buradaki esas problem toplumsal olanla, politik olanın bir ve<br />

aynı şey olduğunu bize ima etmesidir. Toplumsal gerçekliğin içinde<br />

kadınlar, erkekler, zenginler, yoksullar, yabancılar, yerliler gibi<br />

toplumsal gerçekliklerin politikada temsil edilmek koşuluyla politikleştirilmeleri<br />

söz konusudur. Toplumsal olanla politik olanın<br />

üst üste çakışması gibi bir meseleyle karşı karşıyayız. Platon’un<br />

baştan kızdığı şeydi bu aslında: “Tanrılardan şüpheye düştünüz<br />

ve bozulma oldu,” dediği şey bu.<br />

İçeriye girmeye çalışırken ya da çağırılırken, davet edilirken<br />

belli bir isimle davet ediliyorsun ve bu önemli. Bizi ne olarak çağırıyorlar?<br />

Kadınlar, Siyah kadınlar, lezbiyen kadınlar vs. olarak...<br />

LGBT kısaltması üzerine Türkiye’de ve dünyada süren tartışmaları<br />

buna çok iyi bir örnek olarak görüyorum. Başa hangisi gelecek?<br />

Çok uzun zaman bu eşcinsel hareket olarak adlandırıldı. Anka-<br />

ra’daki deneyimini daha iyi biliyorum, Pembe Hayat kurulmadan<br />

önce sadece Kaos-GL vardı ve eşcinsellerle translar arasında çok<br />

büyük bir gerilim vardı. Translar “Eşcinsel beni temsil etmiyor,”<br />

diyorlardı. Bir isim lazım, hangi isimle oraya davet edileceksin?<br />

İsimler üzerine verdiğimiz mücadele hafife alınamaz ama içinde<br />

şöyle bir şeyi de barındırıyor: Bir temsil problemi olarak biz içerilmeyi<br />

ve katılmayı düşünmeye başlıyoruz. “Hangi isim beni temsil<br />

eder?” üzerinden kendimizi kurmaya başlıyoruz. “Trans” seni<br />

temsil ediyor olabilir ama yoksul bir transla, zengin bir trans aynı<br />

olmayabilir. Bu tartışma aynı zamanda, bunun gibi kimlik politikasıyla<br />

ilgili bir sürü problemi de içinde barındırıyor.<br />

Benim ütopyalarda sevmediğim şey tam da böyle bir şey.<br />

Beni temsil eden ismin ne olduğu konusunda pek bir fikrim yok.<br />

Bir kadın olduğumdan eminim ama her zaman da değil. Çünkü<br />

“Kadın ol da bilmem ne yap,” ya da “Cumhuriyet kadını şöyledir,”<br />

diyen lafları düşündüğümde kadınlıkla temsil edilebileceğimi düşünmüyorum.<br />

Temsil problemi çok önemli olmakla birlikte tamamen<br />

kapsayıcı ve çözücü bir şey değil. Herkes temsil edilemez.<br />

Benim iradem temsil edilemez. Temsil edilmek iktidarla ilişkili<br />

bir şeydir. İktidarın neresinde duracaksın, oradan ne kadar pay<br />

alacaksın, onunla nasıl savaşacaksın vs. ile ilişkili. Dolayısıyla da<br />

bana hangi ismin verildiği, iktidarla bağlantılı. O yüzden mesela<br />

Ursula K. Le Guin’in yazdığı bazı şeyleri hep çok sevdim çünkü<br />

cinsiyet gibi bu isimlerin de ne kadar değiştirilebilir olabileceğine<br />

dair bazı ipuçları veriyor, düşünce egzersizi sunuyor.<br />

Toplumsal olanla politik olanın üst üste çakışması meselesine<br />

tersinden bakacak olursak bütün bu anlatının içinde toplumsal<br />

olan bir gerçeklik var ve bunu siyasete yansıtmamız lazım, içerilme<br />

dediğimiz şey bu. Öbür taraftan düşünecek olursak toplumsal<br />

olanın ne olduğu, isimlerimizin ne olduğu politik bir mesele.<br />

Toplumsalı tarif eden şey aslında politika… Siz derseniz ki “Bu<br />

toplumdaki herkesi içereceğiz, kaynakları en güzel şekilde dağıtacağız,<br />

eşitlik sağlayacağız,” aslında herkesi içerirken politikayı<br />

dışarı atıyorsunuz ve bu çok riskli bir şey. Bana ütopyalarla ilgili<br />

temel problem her zaman buymuş gibi gelir.<br />

Platon, “Kadınların ruhu var mı?” diye soran biri olabilir ama<br />

dönüp, yeniden okumamız gerekiyor bence. Özellikle devlet çok<br />

kuvvetli bir eser. “Devleti kim yönetecek,” sorusuna “Hamurunda<br />

altın olanlar yönetecek” cevabını veriyor. “Bu sistem nasıl yürüyecek?”<br />

sorusuna ise “Kura” diye cevap veriyor. Kamusal görevler<br />

kurayla belirlenecek. Kamusal görevin hiçbir maddi getirisi olmadığı<br />

gibi tam tersine kaybı vardır çünkü görev süresince bir şey<br />

üretemeyecek, para kazanamayacaksındır. Kurayla belirlenmenin<br />

514 515

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!