13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminist Ütopyalar ve Politika<br />

olmasına rağmen, bu <strong>kitap</strong>ta kadınların durumu açısından çok<br />

önemli tespitler olduğunu düşünüyorum.<br />

Feminist ütopyalar daha çok 1970’ler ve 80’lerde önemli ve<br />

etkileyici örneklerini veriyorlar ama aslında 1830’lardan itibaren<br />

kadınlar ütopyalarını yazmaya başlıyorlar ya da yazdıkları zaman<br />

içinde daha görünür bir hale geliyorlar. Ütopya ve karşı-ütopya<br />

tarzında feminist ütopyalar var. Mesela 1836’da Three Hundred Years<br />

Hence 13 yazılıyor. 1870’te Work 14 , yine aynı tarihte Man’s Right<br />

or How Would You Like It? 15 gibi eserler var ve bunlar bildiğim kadarıyla<br />

Türkçeye çevrilmedi. Bunların hepsi feminist olmayabilir<br />

ama çoğu da feminist nitelikler barındıran <strong>kitap</strong>lar. Bazılarında<br />

amazon figürü kullanılıyor.<br />

Yine bildiğimiz bir yazar, Charlotte Perkins Gilman’ın üç<br />

tane ütopyası var o dönemde. Bugün aslında onu çok fazla tanımıyoruz,<br />

sadece Herland (Kadınlar Ülkesi) 16 ile ve Sarı Duvar Kağıdı<br />

17 ile tanıyoruz. Ama aslında o dönemde, 1900’lerin başında<br />

çok önemli, tanınan, fikirlerine teorisyen ve konuşmacı olarak değer<br />

verilen bir kadın. Üç tane ütopyası var. Moving the Mountain<br />

(1911) 18 , Herland (1915) ve With Her in Our Land (1916). 19 Herland’i<br />

ayrıca tartışırız, herkes anne orada, kadınlar birden bire kendiliğinden<br />

üremeye başlamışlar, hayat da çok güzel. Yani cinsellik<br />

olmayınca mı çatışma olmuyor, hayat kolaylaşıyor diye düşünüyor<br />

insan. (Gülüyor) Tabii biz anneliği biraz bugünden okuyoruz.<br />

Ben ilk okuduğum zaman herkesin anne olmasından bir hayli<br />

rahatsız olmuştum. Ama daha sonra düşündükçe Herland’i daha<br />

farklı okumaya başladım. Gilman sosyalist bir kadın ve kapitalizmin<br />

“Bütün hayatın, üretimin kaynağı rekabettir,” fikrine karşılık<br />

“Peki, bir annenin çocuğu için yaptığı şeyler rekabet duygusuyla<br />

mı yapılır?” gibi bir önerme sunuyor. Sınıfsız bir toplum var, o<br />

böyle bir kadınlar ülkesi tahayyül ediyor. O dönemde yazılanları,<br />

hayata geçirilmesinden ziyade, bir düşünce pratiği olarak kafa açmak<br />

için yazılan ütopyalar gibi görüyorum. Yazılanların olabileceğinden<br />

değil ama “Böyle bir şeyin nasıl olacağını düşünelim,”<br />

türünde bir kaygı olduğunu düşünüyorum.<br />

13 Griffith, Mary, (2011), Three Hundred Years Hence, Kindle Edition<br />

14 May Alcott, Louisa, (1994), A Story of Experience, Penguin Classics, London<br />

15 Cridge, A. Denton, (2008), Man’s Rights; or, How Would You Like It?, Dodo Press<br />

16 Gilman, C.Perkins, (2007), Kadınlar Ülkesi, (çev. Seher Özbay), Otonom Yayıncılık,<br />

İstanbul<br />

17 Gilman, C.Perkins, (<strong>2012</strong>), Sarı Duvar Kağıdı, (çev. Aksu Bora), Otonom Yayıncılık,<br />

İstanbul<br />

18 Gilman, C. Perkins, (1911), Moving the Mountain, Charlton Co., New York<br />

19 Gilman, C.Perkins, (1997), With Her in Ourland: Sequel to Herland, Greenwood<br />

Press, London<br />

Tabii 1970’lerden itibaren ise kadınların eşit olma, sadece<br />

mülk edinme çabası değil, başka taleplerinin de gündeme geldiği,<br />

2. Dalga Feminist Hareket’in ortaya çıktığı bir dönemde, özellikle<br />

Amerika’da çok fazla ütopya yazılıyor. Bu ütopyalarda iki özellik<br />

ön plana çıkıyor. Birincisi, kadınla doğa arasında olumlu bir özdeşleşme<br />

kurmak. Erkeğin akılla, bilimle, aşkınlıkla özdeşleştirildiği,<br />

kadınınsa doğayla ve duyguyla özdeşleştirilerek daha düşük<br />

konumda görüldüğü bir anlayıştan ziyade, Eko-<strong>feminizm</strong>’den de<br />

beslenerek, kadın ve doğa arasında olumlu bir ilişki kuruluyor;<br />

erkeği egemen olma, hükmetme, iktidar kurma ile kadını da<br />

daha ziyade uyum ve dengeyle özdeşleştirme çabası var. Dediğim<br />

gibi feminist ütopyalar, sadece kadın/erkek ilişkileri ya da <strong>feminizm</strong>den<br />

değil LGBT, ekolojik hareket ve diğer hareketlerden de<br />

beslenen, doğanın korunmasını, gözetilmesini de içeren, klasik<br />

ütopyaların heteroseksist bakışını da eleştiren yeni bir tarza doğru<br />

gidiyor.<br />

Aslında feminist ütopyalar 1900’lerden itibaren yazılan modern<br />

ütopyaların fikirlerinden yararlanıyorlar, bu fikirleri geliştiriyorlar<br />

ama temel meseleleri kadınların bu toplumda yaşadıkları<br />

sorunlar ve kadın-erkek eşitliği. Bu arada Doris Lessing’in birkaç<br />

tane ütopyası var, Ursula K. Le Guin’in ütopyaları var, Margaret<br />

Atwood’un birkaç ütopyası var. Marge Piercy’nin Zamanın Kıyısındaki<br />

Kadın 20 eseri bence feminist ütopyanın çok iyi bir örneğidir.<br />

Doris Lessing’in benim okumadığım bir kitabı var: The<br />

Marriages Between Zones, Three, Four and Five 21 diye. Burada üç<br />

tane bölgeden bahsediyor: Bölge 4, ataerkil ve militarist bir bölge,<br />

Bölge 3 matriarkal ve eşitlikçi, Bölge 5 ise barbar ve bunlar<br />

arasındaki evliliklerden bir ütopya ve karşı-ütopya kuruyor. Margaret<br />

Atwood’un 1986’da yayımlanan Damızlık Kızın Öyküsü (The<br />

Handmaid’s Tale) 22 de çok önemli bir feminist karşı ütopya örneği.<br />

Feminist ütopyaların cinsiyet, beden ve doğum politikaları<br />

üzerine gerçekten söyleyecek çok fazla şeyi var. O dönemde zaten<br />

bu konular da çok tartışılıyor. Ursula K. Le Guin’in 1970’lerde ve<br />

80’lerde yazdığı, Türkçede olan ütopyalarını söyleyeyim:<br />

20 Piercy, Marge, (<strong>2012</strong>) Zamanın Kıyısındaki Kadın, (çev. Füsun Tülek), Ayrıntı<br />

Yayınları, İstanbul<br />

21 Lessing, Doris, ( 1980),The Marriages Between Zones, Three, Four and Five, Fourth<br />

Estate, London<br />

22 Atwood, Margaret, (1992), Damızlık Kızın Öyküsü, (çev. Sevinç-Özcan Kabakçıoğlu)<br />

Afa Yayınları, İstanbul<br />

508 509

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!