13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminist Ütopyalar ve Politika<br />

ward Bellamy’den söz ettik, Bellamy’nin ütopyasına karşı yazılan<br />

ütopyalar içinde en ünlüsü William Morris’in News from Nowhere<br />

(Gelecekten Anılar) 6 adlı ütpyasıdır. H.G. Wells bir bilimkurgu<br />

yazarı ama aynı zamanda A Modern Utopia 7 diye bir kitabıyla bu<br />

klasik ütopyalardaki durağanlığı eleştirenler arasında yer alıyor.<br />

Böylece klasik ütopyalardaki baskıcılığı, değişime kapalılığı eleştiren<br />

yeni bir tür ortaya çıkmaya başlıyor ve bu “eleştirel ütopya”<br />

diye adlandırılıyor. Eleştirel ütopya, ütopyanın yeni fikirlere açık<br />

olması gerektiğini söylüyor ama karşı-ütopya değil, yani yine<br />

ütopya türü içinde kalıyor. En kaba haliyle karşı-ütopya olumsuz<br />

bir gelecek tasarımıdır. Eleştirel ütopya ise ütopyacı, ütopyanın<br />

içindeki umudu barındıran ama klasik ütopya kadar statik ve<br />

baskıcı olmayan yeni bir tür olarak ortaya çıkıyor. Bunlar da daha<br />

sonra feminist ütopyacılar tarafından da kullanılan ve geliştirilen,<br />

merkezi olmayan bir örgütlenmeyi öneren, hiyerarşinin ve bürokrasinin<br />

olmadığı bir yapıyı öneren ütopyalar.<br />

Karşı ütopyalar<br />

1800’lerin sonundan itibaren karşı-ütopya diye bir şey ortaya çıkıyor<br />

ki bence karşı-ütopyaları okumak her zaman daha zevklidir.<br />

Kabus yazmak ve okumak; hayal gücün daha serbest olduğundan,<br />

daha eğlenceli ve ilgi çekici oluyor herhalde. “İlahi Komedya’nın<br />

en ince cildi de Cennet’tir,” denir ya. Karşı-ütopyalar ütopyanın<br />

kendisini eleştiriyorlar ve cinselliğin denetlenmesini, toplumun<br />

takip edilmesi meselesini keskinleştiriyorlar, teknolojik gelişmelerin<br />

bunlara da hizmet ettiğini söylüyorlar. Bir yandan ütopyaları<br />

eleştirirken, bir yandan da böyle giderse “böyle olabilir” diyebilecekleri<br />

toplumlar tasarlıyorlar.<br />

Mesela George Orwell’ın 1949’da yayımlanan, Bin Dokuz Yüz<br />

Seksen Dört 8 adlı kitabı en çok bildiğimiz karşı ütopyalardan biri.<br />

Yine mesela Huxley’in 1932’de yazdığı Cesur Yeni Dünya 9 var: Dört<br />

sınıflı bir toplum var burada ve daha ceninken birtakım sakatlamalarla<br />

insanların yönetici sınıfına mı, çalışan sınıfına mı ait olduğunun<br />

belirlendiğini anlatan bir ütopya.<br />

Rus yazar Zamyatin’in 1921’de yazdığı Biz 10 diye bir karşı<br />

6 Morris, William, (2002), Gelecekten Anılar, (çev. Ekin Bodur), Ayrıntı Yayınları,<br />

İstanbul<br />

7 Wells, H.G., (2006), Modern Utopia, Penguin Classics, London<br />

8 Orwell, George, (<strong>2012</strong>), Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, (çev. Celal Üster), Can Yayınları,<br />

İstanbul<br />

9 Huxley, Aldous, (2010), Cesur Yeni Dünya, (çev. Edip İhsan Polat),Yaba Yayınları,<br />

İstanbul<br />

10 Zamyatin, Y. İvanoviç, (2011), Biz, (çev. Füsun Tülek), Ayrıntı Yayınları, İstanbul<br />

ütopyası var. Bu da Rus Devrimi’nden sonra oradaki yapının ne<br />

kadar keskinleştirilebileceğine dair bir uyarı niteliğinde: Bütün<br />

insanlar sürekli perdeleri ve ışıkları açık olan cam duvarların<br />

içinde yaşıyorlar. Dinleme aygıtları var, birtakım elektronik takip<br />

aygıtları var. İnsanların isimleri yok, bunun yerine herkesin bir<br />

numarası var. İsim kullanmamak daha sonra feminist ütopyaların<br />

da çok kullandığı bir yöntem oldu. Bugün artık bilimkurgu sinemasından<br />

dolayı çok bildiğimiz şeyler bunlar ama 1921’de yazıldığında<br />

çok ciddi bir toplum eleştirisi olarak görülüp, yazarının<br />

dışlanmasına ve sürgünde ölmesine neden olmuş fikirler olarak<br />

karşımıza çıkıyor. Karşı-ütopyalar daha çok totalitarizm, bürokrasi,<br />

teknolojinin buna hizmet etmesi konularını vurgularlar.<br />

***<br />

Bir taraftan da sadece ütopya diyemeyeceğimiz bilimkurgu türü<br />

var. Başka gezegenler ya da uzay seyahatleri vs. üzerinden giden<br />

ama içinde ütopik ya da karşı-ütopyacı nüansları olan <strong>kitap</strong>lar<br />

var. Özellikle 1950’lerde, 60’larda yazılan bilimkurgu <strong>kitap</strong>larının<br />

cinsiyetçiliği birçok kadın yazar tarafından çokça eleştirilmiştir,<br />

bunlardan biri de Ursula K. Le Guin. Bu dönemden benim okuduğum<br />

birçok bilimkurgu kitabı diyelim 2100’lerde, 2200’lerde geçiyor,<br />

bütün gezegenler fethedilmiş ve çok da güzel tespitler var.<br />

Mesela Uzay Tacirleri 11 kapitalizm ve reklamcılık üzerine yazılan<br />

bir karşı-ütopya. Reklam ajansları bütün gezegenlerdeki arazileri<br />

satmaya çalışıyor, reklam tröstleri var, savaşıyorlar; <strong>kitap</strong>ta kafa<br />

açıcı şeyler var ama yine bütün yöneticiler erkek, sekreterler kadın,<br />

yani 1950’lerin kadın-erkek ilişkileri üç yüz sene sonra da hâlâ<br />

devam ediyor.<br />

Nilgün: Memnunlarmış demek ki.<br />

Yasemin: Ya bunu düşünemeyecek kadar yetersizler ya da bunu<br />

devam ettirmeyi isteyecek kadar memnun ve kötüler. Başka bir<br />

açıklamasını bulamıyorum.<br />

Feminist ütopyalar<br />

1970’lerden itibaren artık <strong>feminizm</strong>, LGBT, ekoloji hareketi<br />

gibi yeni toplumsal hareketlerle birlikte başka bir ütopyacı tarz<br />

da oluşuyor diyebiliriz. Mesela ekolojik ütopya örneği olarak<br />

Callenbach’ın 1975 yılında yazdığı Ekotopya12 var. Erkek bir yazarı<br />

11 Pohl, Frederik&Kornbluth, Cyril M.,(1996), Uzay Tacirleri, (çev. Fatma Taşkent),<br />

Metis Yayınları, İstanbul<br />

12 Callenbach, Ernest, (2010), Ekotopya, (çev. Osman Akınhay), Agora Kitaplığı,<br />

İstanbul<br />

506 507

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!