13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Diziler nasıl yapılıyor/yazılıyor, nasıl okunuyor?<br />

yanın yanında büyümüş, mafya olmuş. Dolayısıyla yine Habil Kabil<br />

hikâyesine dönüşme potansiyeli vardı.<br />

Feyza: Bu sene en çok tartıştığımız konulardan biri de RTÜK ve<br />

RTÜK’ün karışmaları. Ben önceden bu şekilde yapılan doğrudan<br />

bir müdahale hatırlamıyorum.<br />

Nükhet: Behzat Ç. mesela.<br />

Feyza: Bülent Arınç çıkıp, doğrudan dizi hakkında konuşuyor.<br />

Böyle bir şey daha önce görmemiştik, hatırlamıyorum. Dolayısıyla<br />

bir hikâyenin ortaya çıkışında etkili bir sürü aktör var: Devlet, senarist,<br />

izleyici ve hikâye hepsinin kolektif çalışması olarak ortaya<br />

çıkıyor ve bunların hepsi bir taraftan da birbiriyle kavga ediyorlar.<br />

Nükhet: Ayrıca ne kadar reklam aldığı var. Reyting bu aslında.<br />

Feyza: Dolayısıyla dizilerin ortaya çıkış sürecinde bir sürü etken<br />

var ama bütün bu tartışmalar aynı zamanda da iktidar çatışması.<br />

İzleyicinin de, devletin de kendini popüler alanda en çok gösterdiği<br />

bir dönemdeyiz. Mesela bu diziler twitter üzerinden iş yapmaya<br />

başladılar ve bu senenin hikâyesi bu. Kuzey Güney yayınlanırken<br />

twitterdan alt yazılar geçiyor. Cemre bir twitter kullanıcısı<br />

ve bütün duygularını açık ediyor, biz Cemre’nin aşkını aslında biraz<br />

da twitterdan öğrendik. Ama ilginç olan şu; siz twitterdan dizi<br />

karakteri olan Cemre’ye cevap yazabiliyorsunuz, Cemre’yi takip<br />

edebiliyorsunuz vs.<br />

Hazal: Bir karakter olarak var yani...<br />

Feyza: Var, yaşıyor yani. Bir diğer şeyi de Uçurum dizisi başlattı,<br />

hashtag denen mavi bir etiket yayınlanıyor dizi ekranında ve bu<br />

etiketler üzerinden twitterda yazıyorsunuz. O etiketi siz kendi<br />

twitterınıza koyarsanız etiket altında süren tartışmayı takip edebiliyorsunuz<br />

ve sizin yorumlarınız oraya ekleniyor. Dolayısıyla<br />

ben mesela Uçurum’u izliyorum, açıyorum twitterı, o etikete tıklıyorum<br />

ve o gün izleyiciler ne konuşmuş hepsini görebiliyorum.<br />

Dolayısıyla katılım dediğimiz şey kendini aştı. Literatürde buna<br />

izleyici katılımı deniyor. Önceden medya çalışmalarında izleyiciyi<br />

pasif ve aktif gören ekoller vardı. Şimdi ise pasif veya aktif<br />

demiyoruz, katılımcı diyoruz. Yani izleyici metni okuyan değil,<br />

üreten öznelerden biri haline geldi. Dolayısıyla şu anda devlet de,<br />

senarist de, izleyici de çok ortaya çıkmış durumda.<br />

Katılımcı (f): Bu dizilerdeki erkek karakterlerin, özellikle doğu<br />

dizilerindekilerin çok tutuyor olmasını, bu kadar sevilmesini neye<br />

bağlıyorsunuz? Seymen falan, genç kızların hayallerini süslüyor.<br />

Orada gördüğümüz, kendimizle özdeşleştirdiğimiz nasıl bir özlem?<br />

Nükhet: İşte orada o baklavalar çok önemli. (Kahkahalar) Sıla’da<br />

Boran Ağa ha babam gömlek çıkarıyor aynanın önünde, baklavalar<br />

baklavalar. (Kahkalar devam) Ben Boran Ağa’nın baklavaları üzerine<br />

bir makale yazmıştım, Feminist Yaklaşımlar’da çıktı. Başlığını<br />

da Kurtlarla Dans’tan esinlenerek “Kürtlerle Dans” 4 koymuştum.<br />

Bahsettiğim Cumhuriyet ideolojisinin kurulma hikâyesi adamlar<br />

üstünden anlatılabiliyor. Cumhuriyet’te neydi? Yeni adam, modern<br />

olacak, evine bakacak, karısına bir alan tanıyacak ama aynı<br />

zamanda da onu koruyup, kollayacak. Ben şöyle düşünüyorum:<br />

İstanbul’da bu mekanlarda adamlar artık karılarını ne koruyup,<br />

kolluyorlar ne başka bir şey yapıyorlar. Kendi aile değerleri, aşkın<br />

değeri falan kalmadıkça insanlar o dizilerdeki adamlara bakar hale<br />

geliyorlar ve bir de en yakışıklı adamları bulup, oraya koyuyorlar.<br />

Onlar Cumhuriyet’in erkek modeline de çok uygunlar, onun için o<br />

hikâyelerde bu adamlar var ama bakın karmaşık hikâyelerde artık<br />

bu adamlar yok. Yani karmaşık hikâyeler aynı zamanda o adamları<br />

da bozuyor. Mesela Behzat Ç.’nin Cumhuriyet’in istediği aile babası,<br />

adam gibi adamlıkla alakası yok. Bir de tabii ki reyting meselesi<br />

var, sen şimdi oraya çok iyi oyuncu diye karizması, bilmem<br />

nesi olmayan bir adam koyarsan kaç kişi seyrediyor ki?<br />

Feyza: Bir de tabii bu popüler kültür. Aslında hepsini birlikte söylemek<br />

lazım.<br />

Nükhet: Hepsi bir arada…<br />

Feyza: Eleştirilerden biri de: “Bu tüketim toplumu, bunlar hep<br />

tükeniyor, hiçbir kalıcılığı yok.” Hakikaten de öyle, bu acayip bir<br />

piyasa ve bir jön belli bir süre gidiyor, ondan sonra yok oluyor…<br />

Katılımcı (g): Fatmagül’ün Suçu Ne dizisinde bir yenge karakteri<br />

vardı, tavırları çok rahatsız edici olmasına rağmen en yüksek<br />

reyting alan oyunculardan biri olduğunu, reklamları bile ona göre<br />

ayarladıklarını okumuştum, bunu neye bağlayabiliriz?<br />

Nükhet: Bir kere birçok dizide o karakter var aslında. Nedir o<br />

karakter? Fırsatçı, üçkâğıtçı, yaşlı kadın. Daha orta yaşlı kadınlar<br />

entrikacı, dedikoducu falan oluyorlar. Masumiyetin karşısında,<br />

Fatmagül’ün masumiyetinin karşısında kuruluyor o karakter. Fatmagül<br />

dizisinde ebe nine karakteri çok iyi, her şeyi anlayan ama<br />

izleyici açısından sıkıcı bir karakterdi ki bence millet birazcık<br />

“Yeter!” dediği için, o yengeye yöneldi. Yenge habire dekoltesiyle,<br />

yürüme biçimiyle falan norm kırıyordu. Orada şaşırtıcı olan,<br />

yengeyi kurtarmaları olurdu ama yengeyi batırdılar. Dolayısıyla<br />

tam da beklediğimiz şey oldu. Böylece oradaki ahlaki değer yargısı<br />

olduğu gibi kendini yeniden üretti ama hikâyede bir nefes alma<br />

yeri vazifesi gördü.<br />

4 Sirman, Nükhet, (2007), “Kürtlerle Dans”, Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar,<br />

sayı 2 http://www.feministyaklasimlar.org/magazine.php?act=viewall&cid=79<br />

492 493

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!