13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Diziler nasıl yapılıyor/yazılıyor, nasıl okunuyor?<br />

kendi aşklarımızı nasıl yaşıyoruz? Hadi bakalım bunu konuşalım.<br />

Ve anlattılar, anlattılar, anlattılar, ben de anlattım ve ondan sonra<br />

bu romanları anlattım ve “Bakın, ne kadar örtüşüyor,” dedim.<br />

Dolayısıyla bu, rol model olarak almak, özdeşleşmek falan değil,<br />

kadınlığı öyle öğrenmiş olmanın etkisi var ve bunun bir tarihi birikimi<br />

var, bu da çok ağır bir birikim…<br />

Boğaziçi Sosyoloji’den Belgin Tekçe’nin 3 çok güzel bir makalesi<br />

vardır, İstanbul’da kadınlarla ayrı, erkeklerle ayrı olmak üzere<br />

otuz kadar evli çiftle konuşuyor. Bu görüşmelerde bir sürü kadın<br />

“Ben düşündüm, taşındım, görücü usulü evliliği aşktan daha güvenli<br />

bulduğum için seçtim, çünkü ailem karışacak, bir şey olursa<br />

ben onlara havale edebilirim,” diyor. Dolayısıyla geleneksel olduğu<br />

için değil, mantıklı olduğu için kadınlar o anlatıyı reddedebiliyor.<br />

Aşk, modern cumhuriyetçi Türk kadınının kurucu öğesi<br />

olduğu için bu hikâyelerin hepsi aşk üzerinden anlatılıyor.<br />

Son iki, üç senedir Ezel’le birlikte de yeni formlar deneniyor.<br />

Ezel’i ilk başta seyretmemiştim, sonradan takıldım, çünkü<br />

ben de ‘aşk hikâyesine ne oluyor?’ diye bakarak başladım. Bir sürü<br />

hikâye arasından aşk hikâyesini seçmeyi tercih ettikleri için değil<br />

aşk, modern, cumhuriyetçi Türk ailesini kuran bir şey olduğu<br />

için hikâyede merkezi bir yerde duruyor. Başka memleketlerde<br />

başka hikâyeler var, Amerika’ya gidiyorsun, orada da bireysellik<br />

hikâyeleri var.<br />

***<br />

Feyza: Bir yandan da bir sürü hikâye var aslında, bir haftada kaç<br />

dizi oluyor? Bu hikâyelere bir senaristin ya da bir yapımcının seçimiymiş<br />

gibi bakabiliriz fakat bu kişilerin elini, kolunu bağlayan<br />

bir şey var: reyting. Dolayısıyla aslında senaristin seçimlerinin çok<br />

az etkisi var. Evet, bu bir piyasa bir taraftan da ama bir dizi neden<br />

beğeniliyor ve seyrediliyor? Reytingler hangi hikâyelere neden yöneliyor?<br />

Mesela sezon başında başlayan ama 5. Bölüm’de biten bir<br />

sürü dizi var?<br />

Nükhet: “Bir Ömür Yetmez” mesela. Güzel diziydi hâlbuki. Öyle<br />

biten diziler de var. Mesela ben Kuzey Güney’den de çok korktum.<br />

Kıvanç Tatlıtuğ olmasa o diziyi de beğenmiyor insanlar, yavaş<br />

buluyorlar. Aslında dizi gündelik hayatın ritmine çok daha<br />

yakın. Mesela bir bölümün sonu bir patlamayla bitiyor, ondan<br />

3 Tekce, Belgin, (2004), “Paths of Marriage in Istanbul: Arranging Choices and<br />

Choice in Arrangements”, Ethnography vol 5(2), s: 173-201, London<br />

sonra gelen bölüm de o patlamanın gündelik hayattaki etkilerini,<br />

yuvarlanışını, küçük küçük, tam da o gündelik hayatın ritmiyle<br />

yoğurarak gösteriyor. O yüzden herkes “Bir şey olmuyor,” diyor.<br />

Çünkü tesadüflere o kadar çok alıştık ki! Ben de tam tersine, Kuzey<br />

Güney’in, o hiçbir şey olmama halini beğeniyorum çünkü o<br />

sokaklarda satış yapmak ne demek, işe gitmek ne demek, tüm<br />

bunları gösteren bir dizi.<br />

Feyza: Kuzey Güney’de şu da çok ilginçti: İlk başta Cemre’yi beğenmedi<br />

izleyici. Bunu bilmiyoruz ama izleyici bunu şöyle yorumluyor,<br />

internette okuyorsunuz: “Cemre beğenilmedi diye,<br />

Merve Boluğur’la anlaştılar, Zeynep’i soktular diziye.” Zeynep çok<br />

ön plana çıktı, Cemre birkaç bölüm geri planda kaldı ve biz hep<br />

onu izledik. Bu Cemre diziden çıkacak diye haftalarca konuşuldu,<br />

sonra Cemre tekrar diziye döndü, bu sefer Zeynep geri plana itildi.<br />

Böyle gelen tepkilere göre senaryoyu değiştirebiliyorlar, ‘nasıl<br />

beğenilecek, nasıl tutacak’ diye, hikâye de dönüşüyor. Türkiye’de<br />

diziler yirmi bölüm, otuz bölüm senaryosu yazılıp, çekilmiyor, on<br />

üç bölüm hazır oluyor, on üç bölümlük anlaşma yapılıyor, tutarsa<br />

devam ediyor, tutmazsa devam etmiyor.<br />

Nükhet: Dolayısıyla mesela Kuzey Güney’i izleyenler “Cemre mi,<br />

Zeynep mi?” diyorlar. Böyle bir konuşma başlıyor. Kuzey sevecek<br />

mi Zeynep’i, Cemre’yi unutacak mı? Biz hangisini istiyoruz?<br />

Hâlbuki son sahnede gördünüz ki öyle bir soru yok aslında ama<br />

onu sonuna kadar saklıyorlar.<br />

Algın: Yayınlanmaya başladıktan sonra ortasında kesilip, kaldırılan<br />

diziler üstüne bir şey söylemediniz. Mesela “Bu Kalp Seni<br />

Unutur mu?” vardı, “Kasaba” vardı.<br />

Nükhet: Evet, Alevi dizisi diye kaldırdılar onu da. Bir Ömür<br />

Yetmez’i de kaldırdılar.<br />

Feyza: Bu Kalp Seni Unutur mu içinse siyasi nedenlerle bitti diye<br />

tahmin ediyoruz, öyle söyleniyor. Onun dışında Alevilikle ilgili<br />

olan hikâyelere gelince, Kürt dizileri var ama Aleviler ile ilgili<br />

olanlar hep yarım kalan diziler, pek temsil edilmemiş bir konu.<br />

Hazal: Bence Kürtlüğün kodları daha net. Kürt demeden Kürtlük<br />

üzerine bir sürü söylem üretilebiliyor.<br />

Nükhet: O söylemlerde de uzlaşılabiliniyor, hâlbuki Alevi söylemlerinde<br />

anlaşma yok.<br />

Hazal: Mesela Kasaba’da cem yapıyorlardı.<br />

Feyza: O ana kadar Alevi dizisi olduğunu anlamadık.<br />

Nükhet: Bir Ömür Yetmez neden kalktı bilmiyorum. Bir kadın<br />

var, kadının evini yakıyorlar, kocasını öldürüyorlar ve çocuklarını<br />

kaçırıyorlar. İki tane oğlan çocuğu… Bu oğlan çocuklarının yıllar<br />

sonra karşılaşmalarını görüyoruz, biri polis olmuş, öbürü de maf-<br />

490 491

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!