You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Pornografi ve Feminizm<br />
ticari boyutu her zaman olacak.<br />
Ayrıca bu yaklaşımın, genel olarak pornografi tartışmasının<br />
önünü tıkadığını düşünüyorum. “Hollywood’u yasaklayın, orda<br />
kapitalizm, cinsiyetçilik var, sansürleyelim,” demiyoruz ama porno<br />
sektörüne bunu diyoruz, biraz bunları birlikte düşünmek lazım.<br />
Katılımcı (b): Ama film üstünden konuşursak, filmde zaten çöpten<br />
yemek yemek de o film içerisinde verdiği bir imgeydi. Bak işte<br />
biz buradayız, burada yaşıyoruz, bunları yiyoruz, hâlâ zayıflamadım<br />
ve kilo alıyorum yani tamamen dışındayım, tamamen reddediyorum,<br />
moderniteyi de kapitalizmi neyse onu da reddediyorum.<br />
Kapitalizm zaten Türkiye gibi bir yerde senin feodal yapını,<br />
bilmem neyini her şekilde kullanarak çoğalan ve sömüren bir yapı.<br />
Ben Trabzon’dan geliyorum, orada böyle bir atölye yapma imkanımız<br />
dahi yok. Olmasını bırakalım Trabzon’da mesela, az önceki<br />
arkadaşa espri yapmış ya “Askere gitmedin mi sen?” diye, böyle bir<br />
soru sorulma ihtimali dahi yok, direkt linç edilebilirsin. Mesela<br />
Trabzon’a queer bir arkadaşım geldiğinde, terörle mücadele çevremizi<br />
sarmıştı ve yapıştırdığımız stickera baktı. Genç-sen stickerıydı,<br />
onu yapıştırmak bir şey değildi, fakat terörle mücadele’nin<br />
gelme nedeni şu, sokaktaki insanlar arıyorlar ve “Biz böyle ucube<br />
bir şey gördük, dolaşıyor sokaklarda bunu yakalayın,” diye ihbar<br />
ediyorlar. O yüzden ben de yerelden biri olarak bu sohbet oralara<br />
nasıl taşınır açısından düşünüyorum.<br />
Berfu: Benim söylemeye çalıştığım şey şu: Çöpten yemek yersin,<br />
otonom olursun, kapitalizmi kendi hayatından dışladığını düşünürsün<br />
ama maalesef şu yaşadığımız dünyada o iktidar ilişkilerinin<br />
hiçbir zaman tamamen dışında var olamazsın. Ve şu izlediğimiz<br />
film de bir gün tüketim nesnesi haline gelecek, yakındır.<br />
Kapitalizmin her şeyi nasıl içerip, pazarladığını biliyoruz. “Dolayısıyla<br />
bundan muafım, bunun dışındayım,” demek yerine bence,<br />
içinde olduğunu bile bile devamlı onunla eleştirel mesafeyi<br />
korumaya çalışmak önemli. Bu onunla mücadele etmeyeceksin<br />
de demek değil. Dolayısıyla burada sorun olan onun ne kadar kapitalist<br />
üretim ilişkileri içerisinde olduğu değil bence, çünkü her<br />
şey onun içinde, hepimiz onun içindeyiz, keşke olmasak ama maalesef,<br />
onunla yaşamak durumundayız.<br />
Ecemen: Mesela biz bir porno film yapacağız diyelim, bu nasıl olsun<br />
deyip, üzerine bir sürü şey koyup, “Feminist porno nasıl olur?”<br />
ya da işte “Nasıl bir antikapitalist porno yaparız?” diye konuşup,<br />
ondan sonra da oraya bir sürü görüntü koymamalıyız. Mesela bir<br />
feminist porno olabilir ve orada gayet heteroseksüel bir erkeğin de<br />
hoşlanabileceği görüntüler ya da vanilla, şiddet içermeyen çok yu-<br />
muşak bir şeyler de olabilir ve bu da feminist porno olabilir bence.<br />
Feminist porno yapacağız ya da antikapitalist bir porno yapacağız<br />
diye içine belli görüntüleri koyma uğraşımız olmamalı, bana bu<br />
pornonun da gettolaşması gibi geliyor. Tersinden bir ezber gibi…<br />
Ceylan: Sanırım iki sene evveldi, Onur Haftası’nda yaptığımız<br />
yine bir porno film atölyesi vardı. Orada mesela ana akım ve daha<br />
çok heteroseksüel erkeklere hizmet eden pornoda nasıl bir görüntü<br />
perspektifi olduğu incelendi. Bu tür pornoda daha çok kadınların<br />
suratı çekilir, erkelerin suratı çekilmez mesela. Fakat orada<br />
Andy Warhol’un yaptığı bir tane iş gösterilmişti tamamen bunu<br />
altüst eden: Bir tane adama bir hatun oral seks yapıyor ama bütün<br />
zaman boyunca adamın suratı çekiliyor. Bu da illâ burada iki<br />
tane kadın bedeni veya vajinası olan kişilerin sevişmesini görmek<br />
gerekmediğini gösteren bir şey… Belki de feminist olan yaklaşım<br />
daha da farklı olabilir, daha neler var aslında bizim eleştirdiğimiz,<br />
belki de onları biraz daha açmak iyi olabilir.<br />
Yıldız: Ecemen’in açtığı yerden devam edeyim. Haz zaten böyle<br />
çok net kurallarla tanımlanabilen bir şey değil ve porno da yaşanan<br />
hazzın temsili ve en indirgenmiş haliyle, haz uyandırmaktır.<br />
Hazzı şöyle olacak, böyle olacak, bir de şundan katacağım, bir de<br />
bundan katacağım, çok güzel oldu, diye temsil etmek beni etkilemiyor<br />
açıkçası. Daha ziyade o filmde de bir yerde söylüyordu.<br />
“Önceden anlaşıyorsun, kontrat, ama haz böyle akan bir şey ve<br />
bir yerde başka bir şey oluyor ve mola bana iyi geliyor,” dedi, o çok<br />
kafamı açtı benim. Öyle bir haz kurgusu daha özgürleştirici olabilir<br />
ve daha geniş olanaklar ve önümüze çok daha başka ufuklar<br />
açabilir. Çünkü bütün bu pornografi ve cinsellik tartışmalarının<br />
benim açımdan en değerli olan kısmı hem kendi bedenime, hem<br />
çevremdeki insanların bedenine dair o algıyı değiştirmek, kendimizi<br />
nasıl özgürleştireceğimize dair araçlar ve daha geniş bir haz<br />
kurgusu/örüntüsü keşfetmek. Yoksa bana şu da yapay ve suni geliyor:<br />
bu filmde mesela siyah bedenler yok, öyleyse bir siyah beden<br />
koymalıyız. Yani, bir kutumuz var, içine her şeyden koyduk<br />
ve acayip queer oldu, bu değil bence. Alternatifini ve daha ötesini<br />
düşünebilmeliyiz. Bu kendimize dair bir özgürleşme de olacaktır.<br />
Çünkü “Bedenimle bir sürü problemim var, bedenimi göstermeyi<br />
çok seven birisi değilim, niye böyle?” sorusunu ben şu an düşünmeye<br />
başladım, böyle sorularla belki olacak gibi geliyor.<br />
İsmigül: Mesela benim Queer’den öğrendiğim şey bu sistemin,<br />
bu toplumsal cinsiyet sisteminin, bize dayattıklarına zarar gördüğümüz<br />
için itiraz etmek. Ama bunun illâ ki tam tersini koymak,<br />
bir öbürü kadar tehlikeli ezber bir yöntem gibi geliyor bana.<br />
Queer’den anladığım, bütün olanakları sunması, onların arasın-<br />
462 463