Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Pornografi ve Feminizm<br />
tekrar yıkan sürekli o dinamizmi yaşayan kimlikten farklı bir şey<br />
mi?<br />
2-3 gün önce bir olay yaşadım, çok uzun süredir tanıdığım iki<br />
arkadaşım “Yıldız ne?” diye benim kimliğim hakkında konuşuyorlarmış<br />
ve birisi onlara ayaküstü “Trans erkek,” demiş. Onlar buna<br />
inanmışlar, ardından gey bir trans erkek olduğum sonucuna varmışlar.<br />
Utana sıkıla bunu sordular, “Yıldız sen gey misin?” dediler,<br />
ben bu soruyu direkt “Yok gey değilim, transım,” diye açıkladım.<br />
Sonrastnda “Yok yok transsın ama gey misin, hetero musun?” diye<br />
soruyorlar. Sonrasında ben gey bir trans erkeğim diye inandırdım,<br />
iki saat boyunca dalga geçtim onlarla. Durumun farkına vardılar,<br />
en son “Ben kendimi trans olarak tanımlıyorum,” diye anlattığımda<br />
kocaman bir komikliğin içerisindeydik ve benim için buydu<br />
mesele. Bu bir kimlik değildi ve ben çok keyif aldım o süreçten.<br />
Benim o queer eyleme dediğim şey buydu ve güzel bir şeydi.<br />
Kübra: Yıldız’ın söylediği queer eyleme üzerine konuşacağım.<br />
Mis Sokak’ın aşağısında pilav alıyordum, adam baktı bana, geri<br />
çekildi biraz süzdü beni, “Sen askere gittin mi?” dedi. Ben “Hayır<br />
daha okuyorum,” dedim. Ses vermiyorum bir de ufaklık muamelesi<br />
çekiyor bana. “Kaç yaşındasın?” dedi, “20 yaşındayım,” dedim.<br />
“Aa aynı yaştaymışız,” dedi. Pilavı aldım, gittim. Beni baya süzdü,<br />
şüphelendiğini hiç sanmıyorum.<br />
Ceylan: Birkaç film üzerinde dururken bu filmi seçmemizde bir<br />
de şöyle bir neden vardı: Berfu’nun da açılışını yaptığı gibi, daha<br />
evvel <strong>feminizm</strong>in, feminist hareketin pornoya olan bakışına dair<br />
sorularımız vardı ve filmi seçerken buradan bir tartışmanın nasıl<br />
açacağını düşündük. Film araştırırken bir tane daha belgesel<br />
düştü elimize, o da çok güzel, tekrar gösterim yapalım. (Gülüyor)<br />
90’larda özellikle ana akım porno sektöründe olan 4-5 tane kadının<br />
oradaki deneyimlerini anlattığı ve bunu nasıl yorumladıklarına<br />
dair güzel bir belgeseldi bu da. Biz şimdilik tartışmayı ‘feminist<br />
bir porno mümkün mü’ üzerine açalım, belki bir dahaki<br />
sefere de ana akım feministlerin pornografiye dair deneyimleri<br />
üzerinden tartışırız.<br />
Gülkan: Filmde poliamori meselesini sorunsallaştırması hoşuma<br />
gitti benim. Kıskançlık, kıskançlıkla baş etme, mülkiyetçilik,<br />
mülkiyetçi duyguyla nasıl baş edilir? Benim uzun bir süredir içinde<br />
olduğum hem feminist hem de queer harekette de (belki birkaç<br />
senedir işler değişmeye başladı) hep şöyle oluyor: “Kıskançlık<br />
öğretilmiş bir şeydir, aşman lazım, ben kıskanmıyorum,” gibi aslında<br />
kıskançlığı sorunsallaştırmamızın önünü tıkayan birtakım<br />
argümanlarla tartıştık. Keza tek eşlilik de bunlardan biriydi. Poliamori<br />
dolaşıma girdi kavramsal olarak, paneller oldu, ağzımıza<br />
sakız oldu, arka arkaya seks yapma deneyimimizi poliamori zannettik,<br />
ya da sosyal çevreye poliamorik olarak açılan arkadaşımız<br />
için “Ona âşık olunmaz,” dedik.<br />
Bence bu arada cinsel anlamda en acıklı durumda olanlardan<br />
birileri topluca özgürleşmediğimiz için poliamorik ilişki yaşadığını<br />
bu cemaatlerde açılan insanlardır, gerçekten öyle, ben kendi<br />
deneyimimden bunu söyleyebilirim. Bir sürü arzu eden göz görüyorum,<br />
ben de arzu ediyorum fakat korkuluyor. “Tek gecelik ilişki<br />
yaşayalım ama sevgilin olmak istemem,” deniliyor. (Gülüşmeler)<br />
O açıdan bir şeyin üstesinden gelmek için teorik tartışmanın değil<br />
de belki de hakikaten birlikte sevişmenin ya da sevişmelerine<br />
şahit olmanın zorlu deneyimini yaşamalıyız diye düşünüyorum.<br />
Filmdeki bedenler de kıskandı, belki alışageldiğimiz kıskanma<br />
biçimin yer yer aynısı, okşayarak, öperek koklayarak ama yer<br />
yer de onu zapt ederek, şiddetle tutarak, şiddeti şefkatleştirerek,<br />
şehveti şefkatleştirerek ya da şefkati şehvetleştirerek bir oyun<br />
oynadılar ve birbirlerini sağalttılar. Maalesef bunları panellerde<br />
poliamoriyi sadece konuşarak anlatamıyoruz. Yaşayarak anlatabiliriz<br />
ama yaşayabilmemiz için de bu kavramları koyduğumuz<br />
anlam paketini değiştirmemiz gerekiyor.<br />
Katılımcı (c): Poliamoriyi “çok aşklılık” ya da çoklu aşk olarak<br />
çevirebiliriz ama ben çok aşklılığı daha da seviyorum, çoklu aşk,<br />
cinsel yönden pratik edilmesi olarak zihnimde canlanıyor. Çok<br />
aşklı olmak demek birden çok kişiyle aynı anda ya da ayrı ayrı da<br />
olsa aynı zaman dilimi içerisinde cinsellik yaşamak mı demek?<br />
Bunu sorguluyorum. İnsan farklı şekillerde de aşkı deneyimleyebilir.<br />
O yüzden çok aşklı sözünün, hemen grup seks anlamına<br />
gelmesi gerekmiyor.<br />
Ecemen: Eşcinselliği cinselliğe bağlamak gibi bir şey…<br />
Berfu: Filmdeki, pornografinin antikapitalistini yaratmak zorundayız<br />
mevzusu biraz problemli bence. Çünkü hiçbir şeyin<br />
antikapitalist olanını yaratma gibi bir derdimiz yok, medyanın,<br />
tıbbın… Böyle bir derdimiz elbet vardır ama bunun politikasını<br />
yapmıyoruz. Pornografiye gelince ise kapitalist olması en büyük<br />
sorun olarak görülüyor. Hayır, değil. Sinema sektörü de kapitalist.<br />
Bu böyleyse ve kültürün içindeyse bunun üzerine kafa yormak,<br />
içindeki direniş imkanlarını kapitalizmin içinden de görmek lazım.<br />
Bir de şunu düşünmek lazım: Ana akım porno endüstrisinin<br />
içinde ne kadar çok feminist yönetmen olursa ya da <strong>feminizm</strong> bir<br />
yöntem olarak benimsenirse orası o derece değişir. Çöpten yemek<br />
yemek tabii ki de kapitalizmden ayrı olduğumuz anlamına gelmiyor,<br />
bugün queer porno dediğimiz şey de baya ticarete dökülmeye<br />
başlandı aslında, artık bir ton transgender pornolar var. Bu işin<br />
460 461